Parfümünüz kalıcı değilse nedeni teniniz olabilir!
Duştan sonra kullanmak, nabız noktalarına sıkmak, çıplak cilde püskürtüp vurmak… Parfümü kalıcı hale getirmek için uygulanan yöntemlerden bazıları, ancak bir parfümün kalıcılığı kullanılan yöntemlere göre değil; parfümünün notalarından, teninizin kimyasına ve hatta cildinizin gözenekli olup olmamasıyla belirleniyor. Kimyager ve JR Parfümer Ahmet Şahin bir parfümde kalıcılık aranıyorsa, direkt kıyafete sıkılmasını öneriyor. Bu yöntemi ayrıca daha sağlıklı buluyor. İşte kokulara dair bilinmeyenler…
DUYGU YEŞİLGÖZ / gazetevatan.com
Latince, kokulu duman anlamına gelen parfümün tarihi oldukça eski. Günümüzden yaklaşık 5 bin yıl önce, Mısırlılar güneş tanrıları Râ için güneşin doğuşundan batışına dek kokulu otlar yakar, ölülerini kokulu yağlar kullanarak mumyalar, mezarlarına ise parfüm şişeleri ve kokulu kremler koyarlarmış. Çağdaş niteliklere sahip ve bilinen ilk parfümün temeli ise güzelliğiyle ünlü Macar kraliçesi için 1370 yılında yapılan parfüme dayanıyor. 16. yüzyılda cam sanatının ilerlemesiyle birlikte parfümün gelişme süreci de hızlanıyor. Kötü kokuları maskelemek için kullanılan parfüm 17. ve 18. yüzyıllarda endüstrileşirken 20. yüzyılda ise parfümler şişeleriyle göz doldurmaya başlıyor. 20. Yüzyılla birlikte nihayet parfüm vücut kokularını bastırmak yerine imza halini alıyor ve artık parfümlerde kalıcılık aranmaya başlanıyor.
“KOKULARIN UÇUCULUK SÜRESİ VARDIR”
“Her parfümden kalıcılık beklenmez. Bir parfümde kalıcılık arıyorsanız, içeriğindeki notalara göz atmanız gerekir” diyen Parfümer Ahmet Şahin ister duştan sonra sıkın, ister nabız noktalarına püskürtün ya da nemli cilde uygulayın. Parfümün formülasyonu sadece üst notalardan oluşuyorsa o parfümün 15-20 dakika içinde uçacağını söylüyor:
“Kokuların uçuculuk süresi vardır. Bu notalara göre değişir; ilk 15 dakikada üst nota, 4 saatte orta nota 12 saate kadar da dip notalar kendini gösterir. Limon yağı üst notadır ve parfümde çok kalmaz. Dip notası az olduğundan kalıcılık da azdır. Sedir, Ud Ağacı ve Vanilya gibi kokular uçucu değildir, dolayısıyla kalıcılığı yüksektir. Bir parfüm oluştururken hepsini bir arada düşünmek lazım, sadece alt notalardan bir parfüm oluşturursanız çok ağır olur, sadece üst notalardan bir parfüm oluşturursanız bu sefer de parfüm uçar gider.”
“KIYAFETE SIKMAK KALICILIĞI ARTIRIYOR”
Şahin, bir parfümde kalıcılık arıyorsanız onun da yönteminin kıyafete sıkmak olduğunu belirtiyor ve bu yöntemi daha sağlıklı buluyor:
“Portakal yağı temiz içerik olmasına rağmen kimyasal olarak alerjandır. Koku konusu derya deniz ve hala gizemini koruyor. Lyral (Lilial) içeriği uzun yıllar parfümlerde kullanılan bir içerikti, yasaklı bileşenler listesine alındı. Araştırmalar geliştikçe doğru bilinen yanlışlanabiliyor, yanlış bilinen doğrulanabiliyor. Arge çalışmalarından her yeni bilgi tüm bilineni yeni baştan yazdırabiliyor.”
Sevilen ve beğenilen bir parfümün formülasyonunu değiştiren de çoğu zaman ortaya çıkan bu yeni bilgi akışı oluyor:
“Koku geniş bir konu ve çalışmalar sürüyor. Hammaddeler de formülasyonun belirleyicisi olduğundan, parfümlerinde yasaklı içerikleri kullanan üreticiler ya da tasarımcılar o parfümü yeniden formüle ediyor, bu da doğal olarak kokunun değişmesine neden oluyor.”
“GÖZENEKLİ TENDE PARFÜMLER DAHA KALICI”
Kokuyu formülasyon kadar kişi de değiştirebiliyor: “Kokunun kişiye göre değişmesi ise insanın salgıladığı sıvıya, beslenmesine hatta sigara kullanıp kullanmadığına kadar birçok farklı etkene bağlı olabiliyor. Teninizin gözenekli olması bile kokuyu etkiliyor, hatta kalıcılığını belirliyor. Kendi deneyimime göre gözenekli tende, koku daha derine nüfus ediyor ve parfümün kalıcılığını artırıyor.”
Konunun dermatologlarla daha iyi anlaşılacağının altınız çizen Şahin, kişiye özel bir parfümün nasıl hazırlandığını ise şöyle aktarıyor:
Herkesin sevdiği koku farklı oluyor, koku hafızası küçükken başlıyor ve zamanla da koku karakteri oluşuyor.
Kişiye özel koku hazırlarken önce bu koku hafızası üzerinden sevdiği kokular anlaşılmaya çalışılıyor. Karakteri analiz ediliyor, hatta bir parfüm formüle edildiğinde kişinin statüsü de belirleyici oluyor. Yönetici bir kişi klas ve oturaklı bir koku arayışında olabiliyor. Bunların bir araya gelişiyle tasarımcı kişiye koku örnekleri sunuyor ve özel bir formülasyon ortaya çıkarılıyor.
Koku hafızasının farkında olmayan, tam olarak ne istediğini bilmeyen kişilere ise önce farklı notalarda parfümler koklatılıyor. Şekerli, baharatlı ya da çiçeksi seçenekler sunup, sevdiği koku bulunmaya çalışılıyor. Beğendiği noktada tasarımcı tarzı yakalıyor, onun üzerinden ilerliyor.