Pandemide çocukların kilo almasını engelleyecek öneriler
Koronavirüs salgını çocukların kilo alması ile ilgili endişeleri de artırdı. Okulun uzaktan devam etmesi ve sokağa çıkma yasakları çocukların fiziksel aktivitelerini kısıtladı ve kilo problemleri ortaya çıktı. Uzmanlar, online dersler sırasında çocuklara yemek veya atıştırmalık verilmemesi konusunda uyarıyor.
Koronavirüs nedeniyle evde kalma süreci çocukların sağlığını etkiledi. Uzman Dyt. ve Uzm. Klinik Psikolog Merve Öz, çocukların dışarı çıkma sürelerinin kısıtlı olması, enerjilerini atacakları herhangi bir fiziksel aktivite yapamamaları, online dersler nedeniyle ekrana bağımlı kalma sürelerinin artması tabi ki hareketsizliğe ek olarak artan yemek miktarları ve yemek yeme sıklığı gibi birçok etkenin çocukların bir kısmında kilo artışı ile sonuçlandığına dikkat çekti. Alınabilecek basit önlemlerle çocukların daha sağlıklı beslenip kilo almalarını engellemenin mümkün olabildiğini söyleyen Klinik Psikolog Merve Öz, kilo almayı önleyecek önerilerde bulundu.
ÖĞÜNLER VE ÖĞÜN SAATLERİNİ BELİRLEYİN VE BU ÖĞÜNLERİN DIŞINA ÇIKMAYIN
Çocukların kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği olmak üzere 3 ana öğünün mutlaka olması gerektiğinin altını çizen Merve Öz, ara öğün yapılmadığında çocuklarda sürekli bir atıştırma durumunun olduğunu bu nedenle ara öğünü yapmanın kalori kontrolünü sağladığını söyledi. Ara öğün planlamasıyla ilgili şunları anlattı: “Çocuklara sabah kahvaltısı ile öğle yemeği arasına bir ara öğün, öğle yemeği ve akşam yemeği arasına bir ara öğün olmak üzere en az 5 ara öğün şeklinde planlama yapılmalı ve bu ara öğünlerin saati belirlenmelidir. Çocuğun ihtiyacına göre akşam yemeğinden sonra ve öğle ile akşam yemeği arasına bir tane daha ara öğün eklenebilir. Ancak ana öğün ve ara öğün saatleri belirlenerek bu saatler dışında çocukların yemek yemesinin engellenmesi çok önemli.”
Sürekli atıştırma davranışı gelişen çocuklarda ise, saatlere uyum sağlayana kadar ana ve ara öğünlü beslenmeye ek olarak aralarda salatalık, marul, havuç gibi su oranı yüksek yiyeceklerin tercih edilebileceğini anlatan Öz, sağlıklı ara öğün alternatifleri verdi:
- 1 porsiyon meyve & 2 tam ceviz
- 1 dilim ekmek & 1 dilim beyaz peynir & bol yeşillik
- 1 avuç leblebi & 1 çorba kaşığı kuru üzüm
- 3 adet kuru kayısı + 6 adet badem
- 1 kâse yoğurt & 3 yemek kaşığı yulaf ezmesi
- 1 ince dilim evde yapılmış anne keki + 1 su bardağı süt
- 1 adet evde yapılmış anne kurabiyesi + 1 su bardağı süt.
ONLİNE DERS SIRASINDA YA DA DİKKAT FARKLI BİR YERDEYKEN YEMEK VERMEYİN
Ders çalışırken yemek yeme davranışının çocuklar tarafından öğrenildiğini sonrasında da bu davranışın sürdüğüne dikkat çeken Uzm. Dyt. Merve Öz, bu davranış alışkanlık haline geldiğinde masa da yemek olmadan ders çalışmanın pek mümkün olmadığını ve kilo kontrolünün de zorlaştığını söyledi. Bununla birlikte yemek yemenin derse odaklanmayı da zorlaştırdığını ve çalışma verimliliğini de düşürdüğüne işaret eden Merve Öz, konuyla ilgili şunları söyledi: “Aslında bu durumda çocuklar derse de odaklanamıyor. Derse yoğunlaştıklarında ne yediklerinin farkında olmuyor. Meyve tabağının ya da kuruyemiş kâsesinin bittiğini, tekrar almak için uzandığında fark ediyorlar. Bütün tabağı bilinçsiz bir şekilde aslında aç olduğundan değil, el alışkınlığından dolayı tüketir hale geliyor.”
ÇOCUĞUNUZA SU İÇME ALIŞKANLIĞI KAZANDIRIN
“Su tüketimi her yaş grubunda son derece önemli bir alışkanlık ve genel sağlık için gün içinde mutlaka yeterli miktarda su tüketilmesi gerekir” diye konuşan Öz, “Çocukların su içme alışkanlığı çok zor oluşuyor. Bunu sağlayabilmek için çocuğunuzun çalışma masasında mutlaka su şişesi olmalıdır. Ders aralarında su içmesi sağlanmalıdır. Böylelikle gereksiz yemek yeme alışkanlığından da kurtulması çok daha kolay olacaktır” dedi.
ÇOCUKLARIN PEŞİNDEN YEMEK TAŞIMAYIN
Evde yemek yenilen yerin sabit olması ve bu yerin mutfak masası ya da herhangi bir masa olması önem arz taşıyor. Çünkü yemek yenilen yer, bir süre sonra alışkanlık haline geliyor. Oturarak, bilinçli bir şekilde yenilen yemekle ayakta gezinerek ya da televizyon karşısında uzanırken yenilen yemeğin doyuruculuğu arasında fark olduğunun altını çizen Öz, sözlerine şöyle devam etti: “Yemek yenilirken televizyon izlenmesi ya da bilgisayar oyunu gibi dikkati yemekten alacak aktiviteler sonrasında çocuklar daha çabuk acıkıyor. Bunun yerine aile ile sohbet ederek, masada yenilen yemek sonrasında daha iyi bir doygunluk hissi oluşuyor.”
PAKETLİ GIDALARDAN UZAK DURUN, EVDE DE BULUNDURMAYIN
Çikolata, bisküvi, cips gibi paketli gıdaların çocukların daha fazla dikkatini çektiğini ve yemek için öncelikle onları tercih ettiğini hatırlatan Öz, “Bu nedenle en sağlıklısı paketli ürünleri eve almamak. Bunun yerine de miktarı kontrol edilmek şartıyla evde yapılmış ürünler vermek olmalıdır” dedi.
ÇOCUKLARA MEYVE VE SEBZENİN TATLARINA MUTLAKA BAKTIRIN
Çocukların meyve ve sebze tüketmelerinin, hastalıklara karşı direnç geliştirmelerinde de çok önemli olduğunu söyleyen Diyetisyen Merve Öz, sözlerine şöyle devam etti:
“Mineraller ve vitaminler bakımından zengin olan sebze ve meyveler bağırsakların düzenli çalışmasına da yardımcı olur. Ayrıca mide hacminin bir kısmını doldurarak doygunluk hissi yaratacağı için kalorili yiyeceklere de daha az yer kalacaktır. Çocukların erken yaşta sebze ve meyvelerle tanıştırılması yemek seçme alışkanlığının önüne geçmesinde de faydalı olacaktır. Bu sayede daha az yemek seçeceklerdir. Yaşları büyüdükçe yeni tatlara önyargılı yaklaşan çocuklar, bazı sebzelerin tatlarına hiç bakmadan ve bir daha o sebzeleri hiç tüketmeden yaşamlarına devam etmektedirler. Bu nedenle çocuklar erken yaşta tüm sebze ve meyvelerle tanıştırılmalı.”