Pandemi süreci cinsel isteği azalttı!
Pandemi sürecinde sürekli aynı evde bulunmak, yaşamın rutine binmesi, özel alan ihtiyacının artması ve kişisel bakımın azalması gibi nedenler partnerler arasındaki cinsel ilgiyi düşürdü. Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için cinsel iletişimin büyük önem taşıdığını belirten uzmanlar, iişki memnuniyetinin ve cinsel tatminin birbirini karşılıklı olarak etkilediğini dile getirdi. Uzmanlar, daha sık kaygı yaşayan ve isteksizlik duyan çiftlerin uzman desteği almasını öneriyor.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Dilek Sarıkaya, pandemi sürecinden etkilenen cinsel yaşamla ilgili değerlendirmede bulundu.
Pandemi sürecinin, normal rutini, işleri, seyahatleri ve sosyalleşme becerilerdeki değişiklikler dahil olmak üzere birçok yönden hayatı etkilediğini söyleyen Dr. Dilek Sarıkaya, pek çok insanın bu süreçte sıkılmış, korkmuş ve üzgün hissettiğini kaydetti.
STRES CİNSEL İSTEĞİ AZALTIYOR
Bu durumun doğal olarak bireylerin cinsel davranışlarında, ilgilerinde, ilişkilerinde ve hatta vücutlarında bile kendini gösterdiğini anlatan Sarıkaya, pandemi sürecinde pek çok insanın daha yüksek düzeyde stres ve endişe yaşadığını, bunun da aslında beynimize tehlikede olduğumuz mesajını gönderdiğini dile getirerek “Tehlikede olduğumuzda, evrimsel bir bakış açısıyla seks yapmak nadiren iyi bir fikirdir. Stres nedeni ile kortizol seviyelerinin artması, cinsel isteğin azalmasını kaçınılmaz bir hale getiriyor. Bu nedenle pandemi sürecinin cinsel yaşam üzerine biyolojik ve hormonal bir etkisi olduğundan da bahsetmemiz mümkün” diye konuştu.
PANDEMİ PARTNERLERİN CİNSELLİĞİ DÜŞÜNMESİNİ ZORLAŞTIRDI
Pandemi süreci ile birlikte evden çalışmaya başlamanın, tüm zamanı bir arada geçirmenin, çocukların gün boyu evde olmasının, evden çalışırken mesai sürelerinin artmasının, yemek ve uyku saatlerinin bile değişmesinin, hem kişisel alan ve mahremiyet ile ilgili sorunlar yaşanabilmesine neden olduğunu kaydeden Dr. Dilek Sarıkaya, şunları söyledi:
“Bu durum da cinsellikten kaçınmaya, hem de kişisel bakımın azalması ve uyaran eksikliğine bağlı cinsel isteğin azalmasına yol açtı. Birlikte yaşamayan partnerlerin karantina ve sosyal mesafelenme nedeni ile bir araya gelememesi, düzenli partneri olmayan bireylerin ise bulaş endişesi ve güvensizlik nedeni ile cinsel aktiviteden kaçınması da cinsel yaşamı etkileyen faktörler arasında sayılabilir.”
CİNSEL İLİŞKİ İSTEĞİ DÜŞTÜ
Pandemi sürecinin cinsel yaşam üzerine etkilerini araştıran bazı çalışmaların insanların salgın sırasında daha az seks yaptığını ve birçoğunun cinsel yaşam kalitesinde bir düşüş yaşadığını bulduğunu aktaran Sarıkaya, “Genel olarak cinsel isteğin ve cinsel aktivite sıklığının azaldığından bahsetmemiz mümkün. Bununla birlikte, beş kişiden biri pandeminin başlangıcından bu yana yeni cinsel aktiviteler denediğini de bildirdi. Öte yandan karantina süreci ve evde kalma gibi stresin yoğun olduğu bu süreçte insanların iyi vakit geçirmek, anksiyeteyi azaltmak ve stresle başa çıkmak adına cinsel aktivite sıklığını arttırdıklarına yönelik araştırma sonuçları da mevcut” şeklinde konuştu.
BİREYSEL FARKLILIKLAR BELİRGİNLEŞEBİLİR
İnsanların pandemi sürecinde strese verdikleri tepkileri kadın ve erkek ayrımından ziyade bireysel farklılıklar olarak ele almak daha yerinde olacağını söyleyen Dilek Sarıkaya, “Bu süreçte bazı kişiler cinselliğe olan ilgisini tamamen kaybederken, bazıları cinselliği bağlantıda kalmak ve kaygıyı azaltmak için başa çıkma mekanizması olarak kullanabilirler. Eşler arasındaki bu farklılıklar bu dönemde daha belirgin hale gelip cinsel istek uyuşmazlığı riskini arttırabilir” dedi.
İLETİŞİMİ GÜÇLENDİRİN
Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için cinsel iletişimin büyük önem taşıdığını belirten Sarıkaya, ilişki memnuniyetinin ve cinsel tatminin birbirini karşılıklı olarak etkilediğini dile getirdi.
Pandemi sürecinde evde kalım sürelerinin artması, ev içi sorumlulukların paylaşımında yaşanan anlaşmazlıklar, kişisel alan ihtiyacının artması ve bu ihtiyacın karşılanamaması gibi birtakım sorunların iletişim sorunlarını tetikleyip çatışmaya yol açabildiğini ifade eden Sarıkaya, bu gibi durumlarda eşler arası iyi iletişimin sorunun çözümünde önemli bir anahtar olacağını vurguladı. Dilek Sarıkaya, “Sorunu tespit edip çözüm odaklı yaklaşmak, tek başlarına çözüm üretemedikleri takdirde, çift danışmanlığı almak yerinde olacaktır. Ek olarak cinsel isteğin azalmasında kişinin depresif ya da yoğun kaygılı hissetmesinin de önemli ölçüde etkili olduğunu biliyoruz. Eşlerden biri veya her ikisinin de yoğun kaygı ve depresyon gibi yakınmalarının olması halinde bir psikiyatri uzmanından yardım almaktan çekinmemelerini önerebiliriz” diye konuştu.
SORUNLARI AŞAMIYORSANIZ UZMAN DESTEĞİ ALIN
Sarıkaya, sürekli evde olmak ve kişisel bakımın azalması, yaşamın rutine binmesi ve monotonlaşma, sosyalleşmenin azalmasına bağlı olarak uyaran eksikliğinin olması, aynı evde yaşansa da cinsel etkileşim ve iletişimin azalması ya da ayrı evlerde yaşayan partnerlerin pandemi dolayısı ile bir araya gelme sıklığının azalmasının da cinsel isteğin ve cinsel aktivite sıklığının azalmasına yol açabileceğini dile getirdi.
Sarıkaya, çiftlere tavsiyelerini şöyle sıraladı: “Bu noktada cinsel çeşitliliğin arttırılması (cinsel içerikli konuşmalar, mesajlaşmalar ve flörtleşmeler, cinsel fantazilerin paylaşılması, yeni pozisyonlar denenmesi, erotik içerikli video/film seyredilmesi, cinsel oyuncakların kullanılması vb.) cinsel istek ve uyarılmanın ve cinsellikten alınan doyumun arttırılmasına yardımcı olacaktır. Bu yöntemlere rağmen sorunun halen devam etmesi halinde ise cinsellik ve cinsel terapiler alanında uzmanlaşmış bir ruh sağlığı profesyoneline başvurmalarını önerebiliriz.”