Ortoreksiya tehlikesi!
Yapılan araştırmalara göre ekonomik gelir düzeyi yüksek, organik besin alım gücü bireyler de Ortoreksiya’ya ( yeme bozukluğu) rastlanıyor. Ortoreksikler, sağlıklı ve saf yiyecekler yeme isteği ile hareket ediyor. Diyetisyen Emre Uzun, ‘’genelde çiğ besin tüketimini tercih eden kişi sürekli ertesi öğünde ne yiyeceğini takıntılı şekilde düşündüğü için sosyal ortamlardan da uzak kalıyor’’ diyor.
Ortoreksiya’ya sahip kişiler besinin işlenmemiş ve katkısız olmasına dikkat ettikleri için genelde çiğ besinler tercih ederler. Kimisi yemekleri yüksek sıcaklıkta pişirmenin besinlerin yararını azalttığına inanır. Alüminyum kapları besine geçebileceği için kullanmazlar ayrıca mikrodalgada ısıtma yöntemi de kullanmadıkları yöntemlerdendir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki kişi sürekli ertesi öğünde ne yiyeceğini takıntılı şekilde düşündüğü için sosyal ortamlardan da uzak kalabiliyor. Bu kişiler herhangi bir buluşmada yemek yenilecekse yemeklerini yanlarında götürürler. Sağlıklı kategorisine sokmadıkları bir besini dayanamayıp tüketecek olurlarsa depresyon, üzüntü gibi semptomlar görülebilir. Diyetisyen Emre Uzun, bu süreçle birlikte tedaviyi görmeye başlamaları gerektiğini, belirtiyor.
Uzun, ‘’Herkesin sağlıklı beslenme konusunda aldığı önlemler olduğunu, kimimiz besin etiketleri okuyarak en az katkı maddesi olan besinleri tüketir kimimiz organik besinler tüketmeye çalışırız. Bu önlemler takıntı haline gelmediği sürece bir risk oluşturmaz. Ancak bu önlemler uzun dönemde bize fayda sağlayacak besinlerin önüne geçecek olursa tehlike çanları çalmaya başlar’’, diyor.
Tedavisinde mutlak surette diyet uzmanı bulunmalıdır diyen Diyetisyen Emre Uzun, psikolojik etkenler de ortoreksiya nervosa’da etkili olduğu için bir psikolog ve psikiyatristin de içinde bulunduğu bir ekiple tedaviye de başlanabileceğinin de altını çiziyor. Eğer kişide hipokalsemi benzeri mineral veya vitamin eksiklikleri varsa bunlar belirlenip, kişiye gerekli takviyelerin yapılması önerilir. Kişinin sağlıklı beslenme alışkanlığı takıntısız bir şekilde tekrar sağlanmasına yardımcı olunur. Aile ve arkadaşlarla daha sık vakit geçirmek ve sosyalleşmek de tedaviye olumlu katkı sağlayabilir.
Kanserojen madde içermeyen, hormonsuz şekilde beslenme takıntısı olarakta adlandırılan Ortoreksiya, her ne kadar rahatsız edici gözükmese de oldukça tehlikeli halde dönüşebilir. Kişiyi tekdüze beslenmeye iter ve bu da kişinin yetersiz beslenmesine ve hastalığın anoreksiya nervosaya dönüşmesine sebep olabilir. Ortoreksik kişiler her ne kadar kilo kaybetme tasasında olmasa da, bu takıntı onların aşırı kilo vermesine ve ileri dönemde amenoreye sebep olabilir.
Ortoreksik kişilerin tedaviyi kolay kolay kabul etmediklerinin altını çizen Emre Uzun, ‘’Bunun için ailenin olumlu yaklaşım içinde olması, tedavi için ısrarların yapılmaması gerektiğini ayrıca Ortoreksiya tedavisinin diyetisyen, psikiyatr ve psikolog ile gerçekleşmesinin doğru olacağını vurguluyor.