'Nar ve domates kısırlık riskini azaltıyor'
Kısırlık sorununun toplumda erkek ve kadında eşit oranda görüldüğünü söyleyen Tüp Bebek Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Çağcıl Yetim, “Sperm hareketlerini hızlandıran besinlerden nar ve domates kısırlık riskini azaltır. Araştırmalar düzensiz beslenen erkeklerde kısırlık riskinin fazla olduğunu göstermiştir.” dedi.
Uzmanlar halk arasında ‘kısırlık’ olarak bilinen infertilite’nin, herhangi bir korunma olmaksızın düzenli cinsel ilişkiye rağmen çiftlerden biri ya da ikisinden kaynaklı sebeplerle bir yıl içerisinde çocuk sahibi olunamaması anlamına geldiğini belirtiyor.
VM Medical Park Pendik Hastanesi Tüp Bebek Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Çağcıl Yetim, çeşitli nedenlerle menide hiç olgun sperm hücresinin bulunmaması olarak nitelenen ‘azospermi’ hastalarına baba olabilmek için umut olabilecek ROSI tekniği ile ilgili bilgiler verdi. Menide olgun sperm olmamasının kişinin doğal yöntemlerle çocuk sahibi olamayacağı anlamına geldiğini kaydeden Tüp Bebek Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Çağcıl Yetim, yeni geliştirilen tedavi yöntemleri sayesinde azospermi sorunu olan erkeklerin de çocuk sahibi olabileceğini söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Yetim, Round Spermatid Enjeksiyonu (ROSI) yönteminin azospermi sorunu yaşayan, menisinde ve Mikro TESE’de olgun ve hareketli sperm hücresi bulunmayan erkeklere, baba olabilmek için yeni bir umut olduğunun altını çizdi.
ENFEKSİYONLAR SPERM ÜRETİMİNİ BOZABİLİR
Azospermi’nin birçok nedeni olabileceğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Yetim, “Azospermi, sperm kanallarındaki tıkanıklık sonucunda veya sperm üretimindeki bir bozukluğa bağlı olarak görülebilir. Tıkanıklığa bağlı olarak hastaların testislerinde sperm üretimi olmaktadır fakat sperm iletim kanallarındaki tıkanıklık nedeniyle spermler meni ile dışarı atılamaz. Sperm üretimindeki bozukluğa bağlı hastalarda ise kriptorşidizm (inmemiş testis, testislerin doğuştan yukarıda kalması), genetik bozukluklar, hormon eksiklikleri, immünolojik nedenler (sperm hücrelerine karşı oluşan ve onları ortadan kaldıran antikor adlı maddelerin varlığı), bazı enfeksiyonlar, testis tümörleri ve radyasyon gibi nedenlerle vücutta sperm üretimi bozulabilir” şeklinde konuştu.
AZOSPERMİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Azospermi tedavisi için öncelikle azospermi nedeninin belirlenmesi gerektiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Yetim, hastaların yaşı, hormon tahlilleri ve fizik muayene bulgularının tedaviyi şekillendirdiğini vurgulayarak “Eğer hasta geçmişte vazektomi operasyonu olmuşsa, tedavisi cerrahi yöntemle bu durumun düzeltilmesidir. Hastada hormonal yetmezlik varsa, hormon tedavisi uygulanarak sperm üretimi sağlanabilir. Ayrıca belirgin varikosel varsa, varikoselin düzeltilmesi sperm üretimini başlatabilir ve hastanın yardımcı üreme teknikleriyle çocuk sahibi olması sağlanabilir” dedi.
Tedavi teknikleri konusunda da bilgiler veren Dr. Öğr. Üyesi Yetim, azospermi hastalarında tüp bebek tedavisi için gerekli olan spermin testislerden cerrahi işlem ile toplandığını ve bu işleme ‘Mikro-TESE’ adı verildiğini ifade etti. Mikro- TESE operasyonunda alınan örneklerin aynı anda laboratuvarda incelendiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Yetim, “Mikro- TESE operasyonunda sperm bulunduğunda işleme son verilir. Tıkayıcı olan azospermilerde, sperm elde etme oranı yüksek olup, cerrahi sırasında saptanabilmektedir. Tıkayıcı olmayan azospermilerde ise, sperm çıkma oranı hastanın durumuna göre değişiklik göstermekle beraber yüzde 50 civarında olabilmektedir. Mikro-TESE işlemi sırasında, operasyon mikroskobu aracılığı ile sperm üretebilecek olan kanalcıklar testis içerisinde saptanır ve bu bölgelerden örnekler alınır. Mikro-TESE sayesinde testisten çok küçük parçalar alınarak testisin fazla zarar görmemesi sağlanır ve sperm bulma şansı artar” diye konuştu.
TÜP BEBEK ŞANSI OLMAYANLAR İÇİN İDEAL YÖNTEM
Bazı azospermi hastalarında Mikro-TESE işleminde olgun sperm olmayabileceğine değinen Dr. Öğr. Üyesi Yetim, bu durumda ise ROSI yöntemi adı verilen yeni tekniğin devreye girdiğini vurgulayarak şöyle devam etti: “ROSI tekniği geliştirilmeden önce böyle bir durumda hastanın tüp bebek yöntemiyle dahi çocuk sahibi olma şansı kalmıyordu. ROSI yöntemi, Mikro TESE’de olgun sperm bulunamadığı durumda, azospermi hastalarında yeni bir tedavi çözümü olarak karşımıza çıktı.”
ROSI tekniğinin erkekte hiç olgun sperm hücresi bulunamadığında uygulanan bir teknik olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Yetim; “ROSI tekniği tüp bebek tedavisi ya da diğer yardımcı üreme tedavilerinden sonuç alma şansı çok az veya hiç olmayan hastalarda uygulanır. ROSI tekniğinin gebelik başarısının yaklaşık yüzde 10 civarında olduğu bilinmektedir. Bu teknik kendi hücreleri ile çocuk sahibi olmak isteyen, azospermi tanısı konmuş kişiler için günümüzde mevcut olan tek seçenektir” diye konuştu.
GÖBEKLİ ERKEKTE SPERM KALİTESİ AZALIYOR
Çocuk sahibi olmaya karar veren çiftlerde gebelik öncesi hazırlık sürecini en doğru yaşayan tarafın kadınlar olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Yetim, “Hızlı ve sağlıklı hamilelik için genellikle kadınlar beslenmesinden uyku düzenine kadar günlük hayatını düzene sokar. Erkekler ise çoğunlukla aynı beslenme alışkanlıklarını sürdürmeye devam ederler. Ancak çok beklemeden çocuk sahibi olmak için erkeklerin de en az kadınlar kadar beslenmesine ve uyku düzenine dikkat etmesi gerekiyor. Araştırmalar düzensiz beslenen erkeklerde kısırlık riskinin fazla olduğunu göstermiştir. Çok yağlı beslenmek, erkeklerde beyaz yağ dokusunu çoğaltarak kısırlık riskini artırıyor. Beyaz yağ dokusu, büyük ölçüde protein sinyallerini ve adipokin adı verilen faktörleri salgılayan önemli bir endokrin organdır. Erkeklerde aşırı yağlı beslenmeye bağlı abdominal (karın çevresi) yağlanmanın fazla olması, peptid hormonunun fazla salgılanmasına ve bu hormonun yüksekliğinin de testosteron, FSH ve LH gibi üreme hormonlarının belirgin oranda azalmasına neden olarak kısırlığa yol açtığı son yapılan araştırmalarda tespit edilmiştir” diye konuştu.
DOMATES SUYU SPERM HAREKETLİLİĞİNİ ARTIRIYOR
Sperm hareketlerini hızlandıran besinleri tüketmenin kısırlık riskini azalttığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Yetim, baba olmak isteyen erkeklere beslenme önerilerini ise şöyle sıraladı: “Sperm hareketlerini hızlandıran besinlerden bazıları nar ve domatestir. Çok güçlü bir antioksidan içeren domateste bulunan likopen pigmenti, çocuk sahibi olma şansını da artırıyor. 12 hafta boyunca günde 30 mg likopen içeren domates suyu (yaklaşık 320 gram domates suyu ) içen erkeklerin sperm hareketlerinin arttığı, beyaz kan hücrelerinin oranının düştüğü, böylece sperm hareket yavaşlığına bağlı erkek kısırlığını diğer antioksidanlara oranla daha fazla düzelttiği son yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.
Likopenden yüksek meyve ve sebzeler arasında ilk sırayı domates, karpuz, pembe greyfurt ve kuşburnu almaktadır. Domatesin pişirilmesi içeriğindeki likopen oranını artırır. Balık ve deniz ürünleri tüketimi sperm sayısını ve kalitesini yükseltir. Bunların dışında nar ve nar suyu, yüksek oranda antioksidan içermesi nedeniyle sperm sayısı ve sperm hareketliliğini artırır. Ayrıca sığır eti ve dana karaciğeri tüketmekle günlük A vitamini, B12 vitamini, folik asit, selenyum ve çinko gereksinimi karşılanmakta, böylece sperm kalitesi ve hareketliliği artmaktadır. Sperm sayısını ve hareketliliğini artıran diğer bazı besin maddeleri; portakal, greyfurt, baklagiller, balık (somon vb.), kabuklu deniz ürünleri, ceviz, fındık, badem, fıstık, ananas, yumurta olarak sayılabilir.”