Modern çağın hastalığı: Bruksizm
Toplumun yüzde 70’inin yani her 10 kişiden 7’sinin dişlerini sıktığını ya da gıcırdattığını biliyor musunuz? Diş Hekimi Emek Külür, bruksizm hakkında merak edilenleri tüm ayrıntılarıyla sizler için anlatıyor.
Diş sıkma olarak bilenen bruksizm, toplumda görülen en yaygın hastalık. Bu hastalık 2 yaşında da 70 yaşında da görülebiliyor. Cinsiyet ayrımı göstermese de modern toplumlarda erkeklerde, kırsala gidince kadınlarda daha fazla görülüyor.
Bu hastalığın nedeni nedir?
Bruksizmin sebebi stres, depresyon, anksiyete, huzursuz bir yaşam ve dişlerin yapısal bozuklukları olarak sayılabilir.
Bruksizm, uykuda veya sizin kaygılı veya gergin olmanıza neden olan durumlarda ortaya çıkan dişleri birbirine sürtme, gıcırdatma ve çeneyi sıkma olaylarıdır. Bu durumda dişlerde aşınma ve kırılma, çene ekleminde (kulak önünde) ağrı, baş ve kas ağrısı görülebilir. Sürekli yaşanan baş ağrısının nedeni dişlerinizi sıkmanız olabilir. Çene ekleminin etkilenmesi sonucunda, yüzde asimetri, yüz şeklinizde genişleme, ağzınızı açamama ya da çenenizin kilitlenmesi söz konusu olabilir.
Diş sıkma alışkanlığı
Diş sıkma veya gıcırdatma psikolojik bir sorundur. Bruksizim yani dişleri gıcırdatma ve sıkma, ruhsal kökenli fiziksel rahatsızlıklar grubuna girer. Bu hastalarda anksiyete yani kaygı hali yaygındır. Bu nedenle diş doktoru ve psikiyatrist birlikte çalışmalıdır. Fiziksel olarak eklemin dokunu tedavisi diş doktorunun görevidir. Fakat bu duruma neden olan kişinin iç dünyasındaki ya da yaşamındaki duygu bütünlüğünü bozan nedenin ortadan kaldırılması psikiyatristin yardımıyla mümkündür.
Tedavi edilmezse çene ekleminin hareketlerinde zorlanma, baş ağrısı, kulak ağrısı, vertigo görülebilir. Başlangıç aşamasında kolaylıkla çözülebilecekken, tedavi edilmezse cerrahi müdahaleye gerek duyulabilir.
Diş sıkma ve gıcırdatma her 10 kişinin 7 inde görülmekte. Modern toplumlarda erkeklerde oran daha fazlayken, kırsal kesimde kadınlarda daha fazla görülüyor. Kırsal kesimde geleneksel olarak duygularını bastırma, kendini ifade etmede zorlandığı için kadınlarda daha fazla görülüyor.
Normal çiğneme kuvveti 27 kilogramdır
Dişlerimizi sıkarken uygulanan ısırma kuvveti 400 kilograma kadar çıkıyor. Yani dişlerimizle bir arabayı hareket ettirebiliriz. Kol kası yapmak için bir bayan ortalama 10 kilogramdır ağırlıkla çalıştığını düşünürsek çene kası ve eklemini gece boyunca ne kadar zorladığımızı daha iyi anlayabiliriz. Bu kasın büyümesi yüz ovalinizi değiştirir. Yüzde asimetri oluşturur. Estetik görünümünüzü de etkiler.
Her yaş döneminde görülmekle birlikte özellikle çocuklarda oranda artış söz konusu. 4-6 yaş çocukların yüzde 31’inde diş gıcırdatma, yüzde 56’ında parmak emme, yüzde 55’inde tırnak yeme ve bunlara bağlı eklem problemleri belirlenmiştir. 7-14 yasları arasındaki çocuklarda bruksizm yani diş gıcırdatma oranı yüzde 77 olarak bulunmuştur. Çiğneme yüzey düzensizlikleri, yüksek yapılan diş dolguları, intestinal parazitler, alerjiler, endokrin bozukluklar gibi lokal ve sistemik nedenlerin yanında duygusal streslerin, diş sıkmaya neden olmaktadır.
Bruksizm tedavisi nedir?
Bruksizm, kişiye özel hazırlanan gece yatarken kullanılan şeffaf plaklarla tedavi edilebilir. Bu plakların kasları, dişleri ve çene eklemini koruyucu ve tedavi edici görevi vardır. Kişinin ağız içi muayenesinde, dişlerin yapısının, yanakta oluşan dişlerin oluşturduğu izin, dişlerin ilişkilerinin, yüz kaslarının ve çiğneme kaslarının detaylı muayenesinin sonucu ve tabii ki kişinin sorununa yönelik herkese farklı kalınlıkta ve yapıda plak hazırlanmalıdır. Bu tedaviyi yapabilmesi için diş doktorunun özel eğitim alması gerekir. Rutin hazırlanan gece plakları sadece dişleri korumaya yöneliktir.
Bruksizm botoksla da tedavi edebilir
Botoksun kas kuvvetini azaltma etkisi nedeniyle ilk fizik tedavi uzmanları tarafından kullanılmıştır. Yüzde de fazla çalışan kasların kuvvetlerinin dengelenmesi amacıyla kullanılmaktadır. Dişlerinizi sıkmanızı sağlayan 2 büyük kas vardır. Bu kaslar, diş sıkma alışkanlığı olanlarda daha da kuvvetlenmektedir. Dolayısıyla bu aşırı kuvvetlenmiş kasa botoks uygulayarak normal kuvvetine getirebiliyoruz. Böylece dişlerinizi daha az sıkıyorsunuz. Dişlerinize daha az zarar veriyorsunuz.