Gazete Vatan Logo

Meme kanserinde 5 yıllık sağ kalım oranı yüzde 98

Maslak Acıbadem Hastanesi Tıbbi Onkoloji Koordinatörü ve Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Gökhan Demir meme kanserinin tedavi seçeneğinin çok fazla olduğunu söylüyor. Demir, “Hastalık erken evrede yakalanırsa 5 yıllık sağ kalımlar yüzde 98’in üzerinde” diyor.

Meme kanserinde 5 yıllık sağ kalım oranı yüzde 98

Meme kanserinin görülme sıklığı nedir?

Türkiye ve dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Türkiye’de son yıllarda meme kanseri sıklığında bir artış var. Bu artışın nedeni konusunda çok farklı görüşler var. Bir kısım diyor ki; aslında sıklık artmadı biz daha fazla teşhis eder hale geldik. Çünkü yavaş yavaş Türkiye’de hem Sağlık Bakanlığı’nın hem Kanserle Savaş Dairesi’nin ve bir takım hasta derneklerinin çabalarıyla meme kanseri için tarama programları yapılıyor. Bu da tümörlerin klinik olarak ortaya çıkmadan teşhis edilmesini sağlıyor. Bir diğer görüş de diyor ki; Türkiye yavaş yavaş Batılı toplum profiline dönüyor. Bu da meme, prostat ve kolon kanseri sıklığı daha fazla demek. İki teorinin de haklılık payı olabilir.

40 yaşından sonra risk altındayız değil mi esasen?

Batılı toplumlarda menapoz sonrası meme kanseri daha yaygın; Türkiye’de de böyle ama ülkemizde özellikle 40 yaş altı kadınlarda görülme sıklığı Batılı toplumlara göre daha yüksek. Meme kanseri, özelliği açısından erken teşhis edilebilen (tarama programlarıyla herhangi bir şikayet vermeden), bu dönemde yakalandığında da tam olarak şifaya kavuşabilen bir hastalık. Bu nedenle biz Türkiye’de 40 yaşından itibaren her kadının mutlaka mamografik bir taramadan geçmesini istiyoruz... Bazı kadınlarda memenin yapısı çok yoğun oluyor ve mamaografik görüntüleme yeterli olmuyor. O zaman da mamografinin yanına ultrason eklenmesini öneriyoruz. Normalde mamografiyi 35 yaşından daha genç yaptırmamak gerekiyor. Çünkü mamografi de vücuda radyasyon yüklüyor. Ailesinde meme kanseri olmayan, hiçbir risk faktörü taşımayanlar için de bu geçerli. Ancak ailesinde diyelim ki annesinde ve teyzesinde meme kanseri olan bir kadının taramalarının çok daha erken yaşlarda başlaması lazım. Zaten kural şu; ailede tek bir yakınınızda meme kanseri varsa risk çok artmıyor ama ailenizde birinci dereceden iki yakınınızda varsa (anne, teyze vb.) sizin de meme kanseri riskiniz yani hastalığın genetik olma riski artıyor. Ve mutlaka daha erken yaşlarda taramaların başlaması gerekiyor. Eğer genetik pozitiflik varsa kişilerin kanser oluşmadan koruyucu meme ameliyatlarına, koruyucu yumurtalık ameliyatlarına girmesi öneriliyor.

Haberin Devamı

Menapozun etkisi nedir?

Haberin Devamı

Meme kanseri menapoz sonrası daha çok görülüyor. Menapoz sonrası vücutta kadınlık hormonu azalmasına rağmen kanser sıklığı daha fazla. Halbuki meme kanserinin oluşmasındaki en önemli vericilerden bir tanesi kadınlık hormonuna uzun süre maruz kalmak. Hormonal tedavilerin uzun süre kullanılması kanser sıklığını artırıyor.

Emzirmenin etkisi nedir?

Bununla ilgili yapılan çalışmalar var; çok emzirmenin koruyucu etkisi olduğu yönünde... Ancak çok çocuk yapmış, çok fazla emzirmiş pekçok hasta da görüyoruz. O nedenle biz mutlaka çocukların emzirilmesini öneriyoruz ama ‘ben emzirdim, ben de kanser olmaz’ dememek lazım. Görece olarak riski azaltan bir faktör ama tam olarak riski ortadan kaldırmıyor.

Göğüs büyüklüğü veya küçüklüğü önemli mi peki?

Meme dokusunun miktarıyla meme kanseri ilişkili. Meme dokusu arttıkça, büyüdükçe kanser riski artıyor. Doğulu toplumlarda (Ör:Japonya’da) meme kanseri daha az görülürken; Batılı toplumlarda daha fazla görülüyor.

Haberin Devamı

Erkeklerde durum nedir?

Erkeklerde meme kanseri çok sık olmamak kaydıyla yine de gördüğümüz bir şey. Tüm meme kanserlerinin yüzde 3’ünü oluşturuyor. Erkeklerdeki meme kanserinin tedavisi kadınlarınkiyle aynı...

Tümörün genetik haritası çıkarılıyor

Tedavi seçeneğinin en fazla olduğu alanlardan biri meme kanseri. Tömörün genetik haritalanması yapılıyor. Hastalığın nüks oranı bu genetik resme bakarak söylenebiliyor.

MEME KANSERİ RİSKİNİ ARTIRAN FAKTÖRLER:

- Aşırı kilolu olmak

- Çok fazla alkol tüketmek

- Egzersiz yapmamak

- Beslenmede çok fazla beyaz şeker ağırlıklı, yağ ağırlıklı beslenmek

BEŞ TEMEL TEDAVİ YÖNTEMİ MEVCUT

Tedavi yöntemleri neler?

Meme kanserinin tedavisinde en önemli yöntemlerden biri, cerrahi olarak tümörün çıkarılması. Ne kadar erken dönemde yakalanırsa o kadar başarılı olunuyor. Eskiden tedaviye önce cerrahi yöntemle başlayıp sonra koruyucu tedavi yapardık ama son yıllarda yavaş yavaş önce koruyucu tedavilerle tümörün küçültülmesi sonra cerrahi tedavinin yapılması ön plana çıkıyor. Temel tedavi yöntemleri; cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hormonal tedavi ve son yıllarda bunlara eklenen akıllı moleküllerle yapılan biyolojik tedavi yani 5 temel tedavimi yöntemi var.

Haberin Devamı

Cerrahi konusunda gelişmeler neler?

Eskiden tüm meme ve koltukaltı mutlaka çıkartılırdı. Bugünse ne kadar az doku çıkartılırsa o kadar daha başarılı kabul ediliyor; ona doğru bir eğilim var.

Radyoterapi konusundaki gelişmelerin en önemlisi ise, intraoperatif terapi denilen radyoterapilerin kısmen uygulanması. Çok küçük tümörlerde ameliyat sırasında tümör yatağı ışınlanarak daha sonraki uzun süreli radyoterapilerden hasta korunmuş oluyor. Bu intraoperatif radyoterapi dünyada da Türkiyede de önem kazanıyor... Kemoterapi ilaçları 70’li yıllardan beri meme kanserinin çeşitli evrelerinde kullanılıyor. Kemoterapi, hastalığın hem ameliyat öncesi küçültülmesi amacıyla hem de ameliyattan sonra hastalığın nüks riskini azaltmak amacıyla kullanılıyor. Ayrıca ileri evre hastalıkta hastalığın kontrolünü sağlamak için de tercih ediliyor.

En çok gelişen yönteme gelirsek; hedefli ve biyolojik tedavilerin meme kanserindeki kullanımı diyebiliriz. 2000’li yılların başında meme kanserli hücrelerin yüzeyinde HER2 reseptörü denilen bir reseptörün olduğu tespit edildi. Hastaların yüzde 20’sinde bu reseptörün pozitif olduğu tespit edilince buna karşı hedefli biyolojik tedaviler gelişti. Bunlardan ilki trastuzumab herceptin denilen bir ilaçtı. Bu ilacın önce ileri evre hastalıkta etkili olduğu görüldü. Daha sonra erken evre hastalıkta da koruyucu olarak kemoterapiyle birlikte verildiğindehastalığın nüks riskini azalttığı anlaşıldı.

Ancak son yıllarda HER2 reseptörünü hedef alan yeni moleküller de geliştirildi. Bunların içinde pertuzumab denen bir ajan özellikle trastuzumabla birlikte kullanıldığında etkinin çok daha arttığı gözlendi. Ayrıca hücre içi kemoterapi yapan TDN1 denen bir ilaç da geliştirildi. Bunlar çok büyük gelişmeler.

Erken evrede yakalanması önemli

Meme kanseri erken dönemde yakalandığı takdirde 5 yıllık sağ kalımlar yüzde 98’in üzerinde. İleri evre hastalıklarda bile sağ kalım 3 yılı aşmış vaziyette.