‘Kolesterol zararlı değil safsatası artık halk sağlığını tehdit ediyor’
Kardiyoloji Derneği Başkanı, “Şekerli, unlu, hazır besinlerden uzak durulmalı. Doymuş yağ tüketimi azaltılmalı. kolesterol tartışması halkımızın sağlığını tehdit eden bir yaklaşıma dönüştü” dedi
Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Şahin, “Artık Kalpler Susmasın” kampanyasının tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, kalp-damar hastalıklarına bağlı ölümlerin 4’te 3’ünden fazlasının önlenebileceğini ifade etti. Şahin, şunları söyledi, “Sağlıklı beslenme için işlenmemiş tahıllar, baklagiller, az yağlı süt, deniz ürünleri, fındık, badem, ceviz gibi kuruyemişler sofralarımızda yer almalıdır. Kırmızı et ve doymuş yağ tüketimi azaltılmalı, zeytinyağı ve diğer sıvı yağlara daha fazla yer verilmeli, şekerli içeceklerle, şekerli, unlu hazır besinler, işlenmiş karbonhidratlardan uzak durulmalı, ‘kolesterol zararlı değildir’ safsatalarına inanılmamalıdır. Kolesterol tartışması artık ezber bozan bir yaklaşımdan halkımızın sağlığını tehdit eden bir yaklaşım haline dönüşmüştür. Kan kolesterol yüksekliğinin tıpkı kan şekeri, basıncı yüksekliği gibi zararlı olduğu bilimsel bir gerçektir ve kesinlikle tedavi edilmelidir.”
Avrupa’da kalp krizinden en çok Türk kadını ölüyor
Prof. Dr. Necla Özer de kadınlar için en önemli ölüm nedeninin kalp hastalıkları olduğunu vurgulayarak, şöyle “Avrupa’da özellikle enfarktüste en fazla ölüm oranı Türk kadınına ait. Risk faktörlerine bakıldığında da gerçekten daha şişmanız, daha çok şeker hastalığı ve yüksek tansiyonumuz var. Bunların yanında daha az hareket ediyoruz. Türk erkeğiyle kıyaslama yapıldığında, kadınların daha kilolu olduğunu görüyoruz. Kadınlarda kalp hastalığı sık olmakla beraber tanısı daha zor. Bunda da hormon, genetik önemi bir neden ama sosyokültürel nedenler bunun daha önemli bir komponentini oluşturuyor.”
Yüzde 60’ı hastaneye yetişemeden kaybediliyor
Derneğin gelecek dönem başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, kalp krizleri nedeniyle yaşanan ölümlerin yüzde 60’ının hastaneye varamadan meydana geldiğini ifade ederek, “Tıptaki ilerlemeler sayesinde, hastaneye sağ olarak varmış olan hastaların ölüm oranlarını nispeten azaltabildik ama önemli bir kısmı hiç hastaneye gelemeden vefat ediyor” dedi. Türkiye’de Avrupa ile kıyaslandığında yaklaşık 300 bin akut kalp krizi görüldüğünü dile getiren Erol, bu hastaların 100-125 binin vefat ettiğini, 50-60 binin de hastaneye varamadan hayatını kaybettiğini söyledi.
Yeni nesil kısa yaşayacak
Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu da toplantıdaki konuşmasında, Türkiye’deki koroner kalp rahatsızlığına bağlı ölümlerin en sık ölüm nedenleri arasında olduğunu belirterek, “Eğer öngörüler doğru çıkarsa, tarihte ilk kez bir sonraki nesil bir öncekinden daha uzun yaşamayacak. Çünkü şişmanlık, şeker hastalığı salgını ve kalp-damar hastalıklarındaki artış eğer önlem alamazsak bize böyle bir geleceği gösteriyor. 22 Avrupa ülkesinde 5 yılda bir tekrarlanan çalışmada, 50 yaşın altında erken kalp krizi geçirme oranının Türkiye’de daha fazla olduğunu fark ettik” dedi.
Kalp profesörü kalp krizinden öldü
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi 47 yaşındaki Prof. Dr. Ufuk Yetkin, üniversitenin misafirhanesinde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.
15 ay önce Cumhuriyet Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olarak göreve başlayan Prof. Dr. Ufuk Yetkin, dün gece saatlerinde misafirhaneye gelerek odaya çıktı. Prof. Dr. Yetkin’in odasını telefonla arayan misafirhane personeli, bir süre haber alamayınca odaya çıktı. Prof. Dr. Yetkin’in cansız bedeni ile karşılaşan görevliler daha sonra durumu sağlık ekiplerine haber verdi.
Ağrı kesicilerde kalp yetmezliği riski var
Aralarında Nurofen ve Advil’in de bulunduğu ‘ibuprofen’ etkin maddesi içeren ağrı kesicilerin özellikle 65 yaş üstü kişilerde kalp yetmezliği riskini artırabileceği belirtildi. Söz konusu ilaçların düzenli alınması durumunda kalp ritminde anormalliklere ve kalp krizi riskinin artmasına yol açtığı ifade edildi.
İbuprofen, Naproxen ve Diclofenac gibi nonsteroidal antienflamatuar ilaçlar ağrı kesici ve iltihap tedavisinde yaygın olarak kullanılıyor. İngiltere’de kardiyovasküler hastalıklar uzmanı Doktor Helen Williams, özellikle hipertansiyon, diyabet ve böbrek hastalarının dikkatli olması gerektiğini söylüyor ve “İlaçlar bu hastalarda riski biraz daha artırabilir” dedi. Willims, ilaçları düzenli olarak alan gençlerin de dikkati olması gerektiğine dikkat çekti. İngiliz Kalp Vakfı (BHF), bu tür ilaçların düşük dozda ve mümkün oldukça kısa süreli olarak kullanılması ve doktorların bu ilaçları daha dikkatli yazması gerektiğine dikkat çekiyor. Uzmanlar araştırma sonuçlarının bu tür ilaçları her gün alanlar için geçerli olduğunu, “gerektikçe alanlar” için büyük bir risk olmadığını vurguluyor.
‘Çocuk ve grip ilaçlarında yaygın’
Zozan Padel (İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu Üyesi)
“İbuprofen ateş düşürücü ve ağrı kesici özelliği olan bir etken madde. Özellikle çocuk ilaçlarında yaygın olarak kullanılıyor. Bir diğer kullanım alanı da yetişkinlerde grip ve soğuk algınlığına karşı yaygın kullanılan kombinasyon ilaçların içinde ağrı kesici ve ateş düşürücü olarak bulunuyor. Tek bir çalışmaya bakarak karar vermek doğru değil. Bunların güvenilir ürünler olduğuna dair çalışmalar da var. Ancak ne olursa olsun bu bir ilaçtır. İlaçla zehri ayıran şey dozudur. Bu noktada hangi ilacı, kimin, ne zaman kullanacağına doktor karar vermeli ve eczacı denetiminde kullanılmalıdır.”