Kök hücre kireçlenme tedavisinde alternatif olabilir!

Kök hücreler vücudumuzda bütün doku ve organları oluşturan ana hücrelerdir. Henüz farklılaşmamış olan bu hücreler sınırsız bölünebilme ve kendini yenileme, organ ve dokulara dönüşebilme yeteneğine sahiptir. Kök hücre tedavisi ile özellikle hareket sistemine yönelik farklı hücresel tedavi yöntemleri geliştirildi. Peki, Ortopedik rahatsızlıklarda kök hücre tedavisi hangi aşamada ve nasıl uygulanmalı? Op. Dr. Sinan Karaca anlattı.

Son yıllarda, kök hücre tedavisi, kırışıklıklardan omurga onarımına kadar birçok durum için mucize bir tedavi olarak görülmektedir. Yapılan çalışmalar kök hücre tedavilerinin, kalp hastalığı, Parkinson hastalığı ve kas distrofisi dahil olmak üzere çeşitli hastalıklar için umut vaat ettiğini göstermiştir.

Kök hücre tedavisi ayrıca potansiyel olarak diz osteoartriti (OA) yani kireçlenmeyi tedavi edebilir. OA'da kemiklerin uçlarını örten kıkırdak bozulmaya ve yıpranmaya başlar. Kemikler bu koruyucu örtüyü yitirdikçe birbirlerine sürtünmeye başlarlar. Bu ağrıya, şişmeye ve sertliğe ve nihayetinde işlev ve hareket kaybına yol açar.

Türkiye de yüzbinlerce insan diz OA ile yaşıyor. Birçoğu semptomlarını egzersiz, kilo kaybı, tıbbi tedaviler ve yaşam tarzı değişiklikleri yoluyla yönetebiliyor. Semptomlar şiddetli hale gelirse, total diz protezi bir seçenektir. Yine de kök hücre tedavisi cerrahiye alternatif olabilir.

KÖK HÜCRE TEDAVİSİ NEDİR?

İnsan vücudu, kemik iliğinde sürekli olarak kök hücreler üretmektedir. Vücuttaki belirli koşullara ve sinyallere göre kök hücreler ihtiyaç duyulan yere yönlendirilir.

Bir kök hücre, henüz bir deri hücresi veya bir kas hücresi veya bir sinir hücresi olmak için henüz gelişmemiş, olgunlaşmamış, temel bir hücredir. Vücudun farklı amaçlar için kullanabileceği farklı kök hücre türleri vardır.

Kök hücre tedavilerinin, vücuttaki hasarlı dokuları kendilerini onarmak için tetikleyerek işe yaradığına dair kanıtlar var. Bu genellikle "rejeneratif" terapi olarak adlandırılır.

DİZLER İÇİN KÖK HÜCRE ENJEKSİYONLARI

Kemiklerin uçlarını örten kıkırdak, kemiklerin çok hafif bir sürtünme ile birbirlerine karşı yumuşak bir şekilde kaymasını sağlar. OA, kıkırdakta hasara neden olur ve sürtünmenin artmasına neden olur. Bu da ağrı, iltihaplanma ve nihayetinde hareketlilik ve işlev kaybına neden olur. Teorik olarak, kök hücre tedavisi, kıkırdak gibi vücut dokularının bozulmasını onarmaya ve yavaşlatmaya yardımcı olmak için vücudun kendi iyileştirme mekanizmalarını kullanır.

DİZLER İÇİN KÖK HÜCRE TEDAVİSİ HEDEFLERİ:

-Hasarlı kıkırdağı onarım

-İltihabı azaltmak ve ağrıyı azaltmak

- Muhtemelen diz protezi ameliyatı ihtiyacını geciktirir veya önler

- Basit bir ifadeyle, tedavi şunları içerir:

DİZE KÖK HÜCRE TEDAVİSİ NEDİR? NASIL YAPILIR?

Yapılan bilimsel çalışmalarda kendi yağ dokumuzdan elden edilen kök hücreler ile gerçekleştirilen dize kök hücre tedavisinin hastalarda diz ağrısını önemli ölçüde iyileştirdiği, kıkırdak hacmini geliştirdiği ve eklem kıkırdak kalitesini önemli ölçüde artırdığının görülmüştür.

Diz eklemi tedavisinde kullanılacak kök hücrelerin elde edilmesinde göbek çevresinden girilerek cilt altından alınan yağ dokusu kullanılır ve hastanın tedavisi kendi yağ dokusundan elde edilen canlı kök hücrelerin eklem içerisine enjeksiyon yöntemi ile yapılır. Alınan bu yağ dokusu steril laboratuvar ortamı şartlarında ayrıştırılarak kök hücre bakımından zengin stromal vasküler fraksiyon sıvısı elde edilir. Elde edilen, kişinin kendi milyonlarca canlı kök hücresini içeren, Kök Hücre SVF sıvısı aktive edilerek hiç bekletilmeden hastanın diz eklemine enjekte edilir. Daha sonra kök hücreler bu bölgede çalışmaya başlayarak dokuları yenilemeye başlar.

Yaklaşık ikinci haftanın sonunda dizde ortaya çıkan ağrılar hafifler. 2-6 ay arasında ise genelde iyileşmenin tamamlanması beklenir. Gerek duyulursa ikinci bir uygulama ile bir kere daha kök hücre tedavisinin tekrarı yapılabilir.

Yarım gün süren ve hastanın kendi yağ dokusundan ayrıştırılarak kendi kök hücreleri ile gerçekleştirilen bir tedavi yöntemidir. Böylelikle kök hücrelerin vücut tarafından reddedilmesi sorunu yaşanmaz. İşlem sonrası hasta aynı gün, yürüyerek evine dönmekte ve günlük hayatına devam etmektedir.