Kıl dönmesi tedavisi ihmal edilirse...
Kıl dönmesi ya da tıp dilindeki adı ile “pilonidal sinüs” hastalığı, kişinin günlük yaşantısını çekilmez bir hale getirebiliyor. Öyle ki tedavi edilmeyen ve kendiliğinden geçmesi beklenen kıl dönmesi rahatsızlığı konforsuz bir hayatın kapılarını büyük ölçüde açıyor. Proktoloji Uzmanı Op. Dr. Yasir Gözü kıl dönmesi hastalığında tedavinin önemine dikkat çekti.
Kıl dönmesi (pilonidal sinüs) bilindiğinin aksine; vücudun saç, ense, sırt bölgesinden dökülen kılların çoğunlukla kuyruk sokumu bölgesinde toplanması ve derinin altına yerleşmesiyle ortaya çıkmaktadır. Kıl dönmesinin görüldüğü bölgede iltihabın da meydana gelmesiyle apse oluşumu gerçekleşir. Bölgede şişlik, sertlik, ağrı ve iltihaptan kaynaklı sarı renkli kötü kokulu bir akıntının yaşanmaya başlaması ile de kıl dönmesi varlığını adeta ilan ediyor olur.
Çoğunlukla kuyruk sokumu bölgesinde oluşum göstermeye meyilli olsa da kıl dönmesi, nadiren vücutta koltuk altı, boyun, kasık bölgesi, yüz, bacaklar ve göbek çevresinde de meydana gelebilmektedir. Op. Dr. Yasir Gözü, kıl dönmesi oluşumunun önüne geçebilmek için kişisel temizliğin ve vücuttaki kılların belirli aralıklarla alınmasının oldukça önemli olduğunu dile getirdi.
15- 35 YAŞ ARASI DİKKAT!
Çoğunlukla genç yaş hastalığı olarak öne çıkan kıl dönmesi rahatsızlığında, özellikle 15-35 yaş arasının daha çok risk altında olduğu biliniyor. Bununla birlikte Op. Dr. Yasir Gözü, kıl dönmesi rahatsızlığının kadınlara oranla erkeklerde daha fazla görülebildiğini belirtti.
Sürekli oturarak çalışmak zorunda kalan mesleklerde ve tüm gününü televizyon ya da bilgisayar karşısında geçirmeyi tercih edenlerde kıl dönmesi çok daha kolay oluşum gösterebiliyor. Günümüz dünyasının gençleri bilgisayarda uzun süre geçirilen vakit dikkate alındığında risk grubunun içinde kendilerini bulabiliyorlar.
GÜNLÜK HAYATI YAŞANMAZ HALE GETİREBİLİR
Kıl dönmesi rahatsızlığı ilerleyen süreçlerde verdiği ciddi ağrılar nedeniyle kişinin günlük yaşantısında yaptığı en basit eylemleri bile büyük bir probleme çevirebiliyor. Özellikle bölgedeki şişlik ve ağrı neticesiyle oturup uzun bir yolculuk yapmak ya da markete ekmek almaya çıkmak bile kâbusa dönüşebiliyor.
TEDAVİ ŞART
Proktoloji Uzmanı Op. Dr. Yasir Gözü, kıl dönmesi rahatsızlığının kendi haline bırakılmasının sonuçlarından ve tedavi olmanın öneminden bahsetti.
“Aşırı kilonun ve gün içerisinde fazla terlemenin de kıl dönmesi oluşumuna katkısı büyük. Fakat oluşan kıl dönmesi rahatsızlığının ne yazık ki bitkisel kürler ile müdahale edilmesi pek mümkün olmuyor. Ancak apse içindeki kılların bölgeden çıkarılıp iltihabın temizlenmesi ile sağlıklı bir müdahale gerçeklemiş oluyor.”
Gelişen teknoloji sayesinde de ameliyat korkusu bir kenara bırakılabiliyor. Özellikle ameliyat ya da bir diğer tabiri ile “neşter” korkusu, kıl dönmesi rahatsızlığında hastaların tedaviyi bekletme nedenlerden biri olabiliyor. Fakat Op. Dr. Yasir Gözü, artık bu korkunun engel teşkil etmediğini ve başarı oranı çok daha yüksek olan ameliyatsız tedavilerin mümkün olduğunun altını çizdi.