Kepçe kulak sorunu tarih oluyor

Dr. Bayçın, öncelikle işitme duyusunu sağlayan kulağın genel yapısı hakkında bilgi aktardı. Bayçın, kulak ile ilgili yaptığı açıklamasında, “Kulaklarımız vücudumuzun sesleri algılayan organlarıdır. Bizim ses ile iletişim kurmamızı sağlayan parçamızıdır. Toplam 3 ana bölümden meydana gelir ve bunlar iç, orta ve dış kulak olarak isimlendirilir. Dışarıdan bakıldığında görülen kısım dış kulak olarak adlandırılmaktadır. Dış kulağın işlevi dışarıdan gelen seslerin toplanarak orta kulağa iletilmesi şeklindedir. Orta kulak olarak adlandırılan bölüm ise dış kulaktan gelen ses titreşimlerinin iç kulak bölümüne ulaştırılmasını üstlenir. İç kulak ise gelen ses titreşimlerini sinir sisteminin beyne gönderebileceği sinyallere dönüştürerek beyne iletilmesini sağlar. Bu sayede de dışarıdan gelen sesleri tanımış ve algılamış oluruz. Dış kulağı oluşturan kulak kepçesi aslında işitme açısından bir etkiye sahip değildir fakat kulak kepçesinin ana işlevi kulağımıza ulaşan seslerin hangi yönden geldiğini belirlemektir. Bu nedenle çok önemli bir görevi üstenmiştir. Yerine getirdiği işlev yönünden bu kadar stratejik bir parça olan kulak kepçesi aynı zamanda görsel açıdan da vücudumuza önemli bir etki yapar. Estetik görünümümüz üzerinde olumlu ya da olumsuz önemli katkıları mevcuttur” dedi.

İnsanların büyük bir bölümünde görülen kepçe kulak sorununun ortaya çıkma nedenleri konusunda da Opr. Dr. Nazmi Bayçın, “Kulak kepçesinin hiç büyümemesinden, çok fazla büyümesinden ya da diğer şekil bozukluklarından kaynaklı estetik açıdan kötü olan görüntüler insanları çok ciddi şekilde rahatsız eder. Bu şekil bozuklukları arasında en fazla rastlanan ve insanları en çok rahatsız eden durum ise kepçe kulak olarak adlandırılan şekil bozukluğudur. Burada kulağın baş ile yaptığı açı olması gerekenden fazladır. Her vücudun anatomik yapısına göre değişmekle birlikte kulağın öne doğru yaptığı açı belirli bir noktadan sonra rahatsız edici bir görüntü ortaya çıkarmaktadır. Dışarıdan bakıldığında kulak kepçesi ön plana çıkar ve insanların hemen dikkatini çeker. Tabii ortaya çıkan kepçe kulak deformasyonu sağlığımız açısından bir olumsuzluk meydana getirmez ancak estetik açıdan ciddi şekilde rahatsızlık oluşturur. Bu hali ile insanın hayatını geçirmesi sağlık yönünden bir sıkıntı oluşturmaz. Diğer bir görüntü bozukluğuna ise kulak kepçesindeki kıkırdak kıvrımları belirgin olmadığında rastlanır. Böyle durumlarda kulak sayvanı düz bir kaşık gibi görünerek estetik açıdan bozuk bir görüntü oluşmasına neden olur” diye konuştu.

Kulaklardaki şekil bozuklukları ile ilgili yanlış bilgileri de düzelten Bayçın, bu konu hakkında ise, “Kulakların olması gerekenden daha yüksek bir açı ile açık durması konusunda halk arasında doğru olmayan inanışlar mevcuttur. Bunlara çocuğun anne karnındaki bozuk duruşu ve uyku sırasındaki yatış yönü örnek olarak verilir. Ancak bebek anne karnında zaten sabit durmaz, sürekli olarak pozisyonunu değiştirir. Kısaca dönüp durur. Bu nedenle de bahsi geçen şekilde bir duruşun oluşması mümkün değildir” açıklamasında bulundu.

“TEDAVİ HANGİ YAŞTAN İTİBAREN UYGULANABİLİR?”

Kepçe kulak sorununun hangi yaşlardan itibaren tedavi edilebileceği ile ilgili olarak da Dr. Nazmi Bayçın, “Kulaklar, bebeklerde doğumla birlikte gelişmeye başlar ve 5-6 yaşına gelene kadar nihai halini alır. 6 yaşından itibaren çocukların okula başlaması ile birlikte sosyal olarak farklı ortamlara da katılmaya başlamış olurlar. Kepçe kulak sorunu olan çocuklarda diğer çocukların alay etmeleri, onlar hakkında konuşmaları nedeniyle psikolojik olarak etkilenebilirler. Bu da çocukların bazılarında ileriki yaşlarda bazı psikolojik etkilere neden olabilir. Erkekler saçlarını kısa kestiremezken kızlar da saçlarını toplamadan hep kulaklarını örtecek şekilde yaşamaya başlarlar. Bu durum da aslında ortaya çıkmış olan aşağılık kompleksinin yansımasıdır. Bu tarz ruhsal sorunların ortaya çıkmaması için kepçe kulak tedavisi için en uygun yaş okul çağı öncesidir. Yani çocuk okula başlamadan önce bu görüntüden kurtulmalıdır” şeklinde bilgi aktardı.

Dr. Bayçın konu ile açıklamalarının devamında ise, “Tabii kepçe kulak düzeltme operasyonu için ebeveynlerin birlikte karar vermeleri gerekir. Ancak anne-babaların çoğu çocuklarında böyle bir estetik sorun olduğunu kabul etmek istemezler. Onlara göre dünyanın en tatlı görünümlü çocuğudur. Tabii çocuklarına iyilik yapmadıkları çocuk okula başladığında ortaya çıkar. Tabii tedavi yaşı için en uygun yaş çocuklar için okul çağı öncesi olsa da anne babaların ihmal ya da göz ardı ettiği bu estetiksel sorun için tedavi her yaşta uygulanabilir” dedi.

“AMELİYAT NASIL GERÇEKLEŞİR?”

Opr. Dr. Nazmi Bayçın, yapılacak olan kepçe kulak düzeltme operasyonu konusunda da şu bilgileri verdi: “Kepçe kulak ameliyatı ya da diğer adıyla otoplasti ameliyatı çocuklara genel anestezi ile yapılır. Daha ileriki yaşlarda olan hastalarda ise sadece kulağın uyuşturulması yani lokal anestezi ile gerçekleştirilir. Çocuklara genel anestezi uygulanmasının nedeni huzursuz olup sakince durmayacakları için cerrahın düzgün çalışmasına müsaade etmemeleri ihtimalidir. Estetik kulak ameliyatları kulak kepçesinin arka yüzünden gerçekleştirilir. Bu nedenle de ameliyat izlerinin görünme ihtimalinin en düşük olduğu ameliyatlardır. Kepçe kulak düzeltme ameliyatının süresine bakacak olursak; her bir kulak için yarım saat civarında sürer. Bunun dışında iple kepçe kulak estetiği adı verilen ve başarılı sonuçları olmayan bir yöntemin uygulandığı ve birkaç ay sonra kulakları eski haline dönen hastalar da mevcuttur. Onlardaki kepçe kulak estetiği sorunlarını da yaptığımız ameliyatlar ile başarılı bir şekilde düzeltip çok iyi sonuçlar elde etmekteyiz.”

“İYİLEŞME SÜRECİ NASIL GELİŞİR?”

Ameliyat sonrasındaki iyileşme süreci ile ilgili de bilgi aktaran Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Nazmi Bayçın şunları söyledi: “Ameliyat tamamlandığında kulaklar bir bandaj ile sarılır. Sarıla bandaj kulakta 3 gün boyunca sarılı kalır. 3 günün sonunda yapılan kontrolde bu bandajlar çıkarılır. Bandajların açılmasından sonra aynı gün içinde banyo yapıp kulaklarınızı yıkayabilirsiniz. Kulaklarınızı su, sabun ya da şampuanla yıkamaktan korkmanıza gerek yoktur. Onları yıkamak temizliği getirip mikropları uzaklaştırır. Kulaklarınıza uygulayacağınız her yıkama bir pansuman gibi olacaktır. Ameliyat sonrasında her ameliyatta olduğu gibi kulaklarda morluk ve şişlikler meydana gelir. Oluşan bu morluk ve şişlikler yaklaşık bir hafta içinde azalır ve ortadan kaybolur.”

“AMELİYAT SONRASI ÇOK DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR”

Ameliyat tamamlandıktan sonraki iyileşme süreci içindeki 3 aylık dönemde ameliyatın başarıya ulaşması için çok dikkat edilmesi hususlar olduğuna dikkat çeken Bayçın, açıklamasını şöyle tamamladı: “Kepçe kulak estetiği ameliyatı sonrasında çok dikkat edilmesi gereken bir nokta mevcuttur. O da 3 ay boyunca kulağın çekme, öne doğru kıvırma ve katlama gibi hareketlerden korunmasıdır. Yapılacak bu hareketler, ameliyat esnasında kulak kıkırdağına yerleştirilen iç dikişlerin yırtılmasına sebep olabilir. Konan bu iç dikişler açılır ya da yırtılırsa, kulaklarınız eski haline tekrar dönecektir. Tabii bu durum nedeniyle sağlık anlamında olumsuz bir durum olmaz ancak estetik olarak tekrar düzeltmek gerekecektir. Bu da tekrar ameliyat edilmesi anlamına gelir. Ameliyat esnasında kulak kıkırdaklarına konan kalıcı iç dikişler ile kıkırdaklara verilen şeklin o haliyle kalması sağlanır ve bu dikişler ile kulak 3 aylık dönemin tamamlanmasıyla o şekilde kaynamış hale gelir. 3 aylık dönemin tamamlanmasından sonra kulağa uygulanacak herhangi bir ters hareket artık şekline zarar vermez. Bu sebeple de ameliyattan sonra ki ilk 3 aylık dönemde kulağın korunmasına özel bir ihtimam göstermek lazımdır. Doğru tekniklerle gerçekleştirilen bir ameliyat sonrasında kulakların dikkatli bir şekilde korunmasıyla ortaya çıkacak estetik sonuçlar oldukça yüz güldürücü olmaktadır.”