“Karaciğeri koruyan sır glutatyonda gizli”
Glutatyonun karaciğerde üretilen ve karaciğerin detoks kabiliyetini sağlayan esas aminoasit olduğunu belirten Prof. Dr. Onur Yaprak, “Yaşlanmaya ve beslenme yetersizliğine bağlı zamanla glutatyon depoları azalır. Vücudumuzun glutatyon depolarının yüksek tutulmasını sistein, sülfür, selenyum, C vitamini içerikli gıdalar ile sağlayabiliriz. Kırmızı et, balık ve tavuk eti, brokoli, lahana, karnabahar, sarımsak, soğan, peyniraltı suyu en önemli kaynaklardandır” dedi.
Organ Nakli Bölümünden Prof. Dr. Onur Yaprak, karaciğeri temizlemek için glutatyon üreten besinlere dikkat çekerek açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Yaprak, karaciğerin içinde yüzlerce kimyasal olayın gerçekleştiği vücudun en büyük organı olduğunu belirterek “Vücuda alınan tüm besinlerin, içecek ve ilaçların kimyasal işlemlerden geçirilmesi, protein, karbonhidratların ve yağların metabolize edilmesi, zararlı toksinlerin vücuttan atılması karaciğerin en önemli görevleridir. Tüm bu işlevler bizler farkına varmadan kusursuz bir şekilde işlemektedir. Fakat yıllar boyu sağlıksız bir şekilde beslenme, alkol, ilaç tüketimi gibi karaciğeri yoran kötü alışkanlıklar zamanla karaciğerde tahribata ve hastalıklara yol açar. Bu hastalıkların başlıcaları karaciğerde yağlanma, siroz ve kanser gelişimidir. Tüm bu hastalıklardan korunmanın ve karaciğeri toksinlerden temizlemenin yolu ise çok basittir ve karaciğere dost besinler tüketmekle sağlanabilir” dedi.
BROKOLİ, LAHANA, KARNABAHAR SÜLFÜRDEN ZENGİN
Glutatyonun karaciğerde üretilen ve karaciğerin detoks kabiliyetini sağlayan esas aminoasit olduğuna işaret eden Prof. Dr. Yaprak, şöyle devam etti: "Glutatyon deposu dolu bir karaciğer birçok toksinle daha kolay başa çıkabilir. Yaşlanmaya ve beslenme yetersizliğine bağlı zamanla glutatyon depoları azalır. Vücudumuzun glutatyon depolarının yüksek tutulmasını sistein, sülfür, selenyum, C vitamini içerikli gıdalar ile sağlayabiliriz. Glutatyon yapımında sülfür önemli bir mineraldir. Sülfür metionin ve sistein içeren yiyeceklerde doğal olarak bulunur. Bu yiyecekler içinde kırmızı et, balık ve tavuk eti, brokoli, lahana, karnabahar, sarımsak, soğan, peyniraltı suyu en önemlileridir. Çilek, turunçgiller, papayalar, kivi ve dolmalık biber gibi C vitamini yönünden zengin besinler de glutatyon depolarını dolduran yiyeceklerdir."
BALIK, ZERDEÇAL, AVOKADO TÜKETİN
Prof. Dr. Yaprak, selenyumun da glutatyon üretimi için esas minerallerden birisi olduğuna dikkati çekerek şu bilgileri verdi: "Brezilya cevizi, ton balığı, sardalya, somon gibi balıklar, yumurta, süzme peynir, karaciğer, ayçiçeği çekirdeği, esmer pirinç, buğday, soğan, sarımsak, mantar selenyum açısından zengin besinlerdir. Brezilya cevizinin yüksek selenyum içeriği nedeni ile günde 3-4 taneden fazla tüketilmesi önerilmez. Ispanak, avokado, kuşkonmaz ve bamya gibi besinler ise direkt glutatyon içerirler ancak bu besinlerin saklanması ve pişirilmesi esnasında glutatyon seviyeleri düşebilir. Zencefilgiller ailesinden olan zerdeçal isimli bitki ise baharat olarak yemeklerde kullanılır ve içerdiği kurkumin glutatyon sağlayıcısıdır. Yine silimarin isimli maddeyi içeren devedikeni bitkisi de karaciğerde glutatyon düzeylerini artıran bir besin takviyesidir. Son olarak şunu vurgulamakta fayda var. Vücudumuz için gece gündüz faaliyet halinde olan karaciğerimize yapacağımız en büyük yardım sağlıksız olarak nitelendirdiğimiz besinlerden ve içeceklerden uzak durmaktır. Zararlı beslenme tarzı bırakılır ve Akdeniz tarzı bir beslenme alışkanlığına geçilirse karaciğerin üzerindeki detoks yükü de azalır."