Kanser, obezite, tansiyon ve diyabetin en büyük nedeni! İnsülin direnci ile ilgili dikkat çeken uyarı
İnsülin direnci, şekerli ve karbonhidratı bol gıdaların beslenme alışkanlığı haline dönüştürülmesiyle gelişen bir hastalıktır. İnsülin direncinin kanser, obezite, tansiyon, diyabet gibi pek çok ciddi hastalığa davetiye çıkarabileceğine dikkat çeken uzmanlar, önemli tavsiyelerde bulundu.
Yasin Arslan/gazetevatan.com
İnsülin, midenin arkasında yer alan organlarımızdan olan pankreasta üretilen bir hormondur. İşlenmiş gıdalar, karbonhidrat ağırlıklı beslenme ve hareket azlığı nedeniyle görülme sıklığı artan insülin direnci; kanser, obezite, tansiyon, diyabet gibi pek çok ciddi hastalığa davetiye çıkarabilir. İnsülin direnci bazı önemli noktalara dikkat edildiğinde dengelenebiliyor. Peki insülin direnci neden olur ve belirtileri nelerdir? Dahiliye Uzmanı Uzm. Dr. Günel Musayeva, gazetevatan.com'a detayları anlattı.
İnsülin direncine ilişkin az bilinen gerçekleri aktaran Dahiliye Uzmanı Uzm. Dr. Günel Musayeva, “İnsülin pankreasın beta hücreleri tarafından salgılanan bir hormondur. Temel görevi kan dolaşımındaki şekerin hücreler tarafından alınmasını ve enerji üretiminde kullanılmasını sağlamaktır. İnsülin direnci ise karaciğer, kas ve yağ dokusu başta olmak üzere birçok yapının insüline karşı vermiş olduğu biyolojik yanıtta meydana gelen bozulma olarak tanımlanır. Sonuç olarak kan şekeri düzeyi yükselir ve buna cevap olarak pankreastan daha yüksek düzeyde insülin salınımı gerçekleşir. Herkeste olabilmesine karşılık, özellikle sedanter (hareketsiz ve düzensiz) yaşam sürenlerde, fazla kilolu, abdominal obezite, yani karın çevresinde yağlanma olanlarda, yüksek tansiyonlu kişilerde, polikistik over sendromu olan kadınlarda ve birinci derece yakınlarında şeker hastalığı olanlarda daha fazla görülür” dedi.
İNSÜLİN DİRENCİ VE KİLO ARASINDAKİ BAĞLANTI NEDİR?
İnsülin direncinin gelişiminde obezitenin en önemli etken olduğuna dikkati çeken Dr. Musayeva, “Bunun nedeni insülin reseptör sayısındaki kısmi azalma ve artmış insülin seviyelerine rağmen insülin fonksiyonunun yeterli olmamasıdır. İnsülin duyarlılığı vücut kitle indeksi ve vücuttaki yağ miktarı ile ters orantılıdır. Yani, vücut yağımız ve vücut kitle indeksimiz azaldıkça insüline karşı duyarlılık artar. Aksi durumda ise, insülin duyarlılığımız azalır. Sonuç olarak, evet kilolu insanlarda insülin direnci riski artar ve kısır döngü oluşur. İnsülin direncimiz arttığı için kilo vermemiz zorlaşır ve kilo almaya eğilimimiz artar” ifadelerini kullandı.
KİŞİ İNSÜLİN DİRENCİ OLDUĞUNU NASIL ANLAR?
İnsülin direncinin tespitine ilişkin detayları açıklayan Uzmanı Doktor Musayeva, “Eğer yemek yedikten, özellikle de şekerli bir gıda tüketiminden sonra ağırlık hissi ve uyku hali durumu oluyorsa, sık acıkıyor ve tatlı yeme isteğine engel olamıyorsak, yemeklerden sonra terleme, ellerde titreme oluyorsa, çabuk kilo alıyor ve kilo vermekte zorluk yaşıyorsak insülin direncimizin yüksek olduğundan şüphelenebiliriz. Bu şikayetlerin varlığında insülin direncinin varlığı mutlaka laboratuvar testleri ile teyit edilmelidir. İnsülin direncinin ölçümü için gold standart olan yöntem Öglisemik Hiperinsülinemik Klemp metodudur. Ancak pratik olmaması ve pahalı olması sebebiyle kullanılmamaktadır. Günümüzde sadece 8 saatlik açlık sonrası yapılan kan tahlili ile insülin direncine bakılabilmektedir. Bunun için açlık kan şekeri ve açlık serum insülin düzeylerine dayanarak hesaplanan HOMA (Homeostasis Model Assessment) indeksi kullanılmaktadır. Normal insanlarda bu değerin 2.5mg/dl’nin altında olması beklenir, 2.5mg/dl’nin üstünde olduğunda ise insülin direnci olarak değerlendirilir” şeklinde konuştu.
İNSÜLİN DİRENCİ OLAN KİŞİLERE NE ÖNERİRSİNİZ?
Doktor Musayeva, “İnsülin direnci varlığında öncelikle yaşam tarzı değişiklikleri, diyet ve egzersiz ile insülin direncini geriletme hedeflenir. Eğer klinik sorunlar ortaya çıkmışsa hastalığa uygun ilaç tedavisi verilebilir. Bu nedenle uzman bir hekim kontrolünde gerekli tetkikler yapılmalıdır. Uzman hekimin uygun görmesi halinde insülin duyarlılaştırıcı ilaçlar kullanılabilmektedir” dedi.
İNSÜLİN DİRENCİNDEN İLAÇSIZ BİR ŞEKİLDE KURTULMAK MÜMKÜN MÜDÜR?
“Uzman hekim kontrolünde ilaç kullanmadan da sadece yaşam tarzı değişikliği ile insülin direncinden kurtulmak mümkün” diyen Musayeva, şunları söyledi: “Bunun için diyet ve fiziksel aktiviteyi hayatımızın bir parçası haline getirmek yeterlidir. Diyette glisemik indeksi yüksek olan karbonhidratlar yerine kan şekerinin dengeli seyrine destek olan karbonhidrat kaynakları (tam tahıllar ve tam tahıllardan yapılmış ürünler, bulgur, sebze ve meyve tüketimi) ve yüksek lif tüketimi önerilir. Bunun yanı sıra çok uzun süre aç kalınmaması ve ana öğünlerin atlanmaması gerekmektedir. Haftada en az 2-3 kere kuru baklagil tüketimi ve günde en az 2-2.5 lt. su tüketimi ise diğer öneriler arasında. Diyetle eşzamanlı olarak insülin direnci olan kişilere mutlaka düzenli egzersiz önerilmektedir. Düzenli egzersizden kastımız haftada en az 5 gün olacak şekilde 30-45 dakika arası aerobik (yürüyüş, yüzme, bisiklete binme) veya kas güçlendirici egzersizler yapılmasıdır.”