Hiç kimseye güvenmiyor musunuz?
Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna, diğer insanlara güvenmedeki zorluğun temeli kendine güvenmeme ile başladığını, bu durumun ise karşısındaki kişinin güvenilir olup olmadığına dair inançlarını etkilediğini belirtti.
İnsanın biyo-psiko-sosyal bir varlık olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna, “Sosyalleşme, ikili ilişkiler kurma, güven duyma sosyal yaşantımız için oldukça önemlidir. Bazı kişilerde ise karşısındakine hiç bir şekilde güvenememe fobi boyutuna ulaşabilir ve kişi kimseye güvenmemeye ve hatta güvenmekten korkmaya başlayabilir” dedi.
Diğer insanlara güvenmedeki zorluğun temelinin kendine güvenmeme ile başladığını anlatan Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna, “Bu durum ise karşısındaki kişinin güvenilir olup olmadığına dair inançlarını etkiler. Kişi geçmiş ilişki deneyimlerinde yaşadığı olumsuz deneyimlerin tekrar gerçekleşmemesi için kendisini bir tür korumaya alarak, insanlara güvenmeme durumu yaşar. Geçmişten gelen olumsuz bu deneyim, bilinç dışında tekrar incinme korkusuyla yeni ilişkilerde kendisini tekrarlar ve bu bir kısır döngü şeklinde devam eder.
Güven her ilişkinin en önemli parçası iken, bu kişiler geçmiş deneyimlerini şimdi ile özdeşleştirip tüm insanların güvenilmez olduğu yargısına vararak gelecekteki olası zarardan kendini korumak için “Tekrar güvenirsem aynı şeyleri yaşarım”, “Hiç kimseye güvenmezsem tekrar incinmem”, “İnsanların hiç biri güvenilmez”, “Bunlar hep benim başıma geliyor” gibi olumsuz, katı inanışlar ile adım atmaktan çekinir ve her insanı; kendisini üzecek, güvenini kıracak, aynı olumsuz deneyimleri tekrar kendisine yaşatacak etiketiyle damgalarlar. Yaşanacak her olayın en kötü senaryosunu düşünür ve karşısındakinin söylediklerine güvenmezler, güvensizliğin oluşturduğu bu duygu duruma; hayal kırıklığı, ümitsizlik, hiç bir zaman mutlu olamayacağı duygusu, öfke, suçluluk, kaygı ve korkularda eşlik edebilir” diye konuştu.
Sadece duygusal ilişkilerde sıkıntı yaşamayıp; iş hayatında, aile hayatında veya sosyo-kültürel çevrede de güvensizlik durumunun devam edebileceğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna, “Her ne kadar ilişkilerde mesafeli ve güvensiz bir tavır sergilense de yaşanan bu durumun altında reddedilme ve özgüven eksikliği olabilmektedir. Genellikle içe dönük, sessiz, kendi halinde olan bu kişiler sadece karşısındaki kişilere değil kendi sezgilerine ve duygularına da güvensizdirler, bu bağlamda savunmasız olduğu bu alanda reddedilmemek ve tekrardan aynı duyguları yaşamamak için daha da güvensiz olmaktadırlar.
Kedi, köpek fobisi olan biri nasıl ki hayvanı gördüğü zaman yolunu değiştirip kaçmaya çalışıyorsa, bu kişilerde yaşadıkları güvensizliğe dair yoğun kaygıdan dolayı insanlarla ilişki kurmaktan kaçabilmektedir, bu nedenle tekrar aynı şeyleri yaşama korkusu insanlara güven duymaktan daha ağır basabilmektedir” diye konuştu.
Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna, pistanthrophobia’nın belirtilerini ise şöyle aktardı:
“Her ne kadar karşısındaki kişiye güvenmek istese de bunu yapamama; Tanışacağı her insanın kötü ve kendisinin güvenini zedeleyeceğini düşündüğü için yeni ilişkiler kurmaktan kaçınmak; Her yeni kurulacak ilişkinin kendisine zarar vereceği, güvenini sarsacağı ve üzüleceğine dair irrasyonel korkular; Güven ile ilgili durumlarda kendini kötü hissetme, yoğun kaygı yaşama; Karşısındaki kişilerin kendilerini olduğu gibi göstermediğine inanma, şüpheci tavırlar, kıskançlıklar; Gelecek ile ilgili ilişki düşlemlerinde en kötü senaryoyu hayal etme, olumsuz düşüncelere yapışma, karamsarlık; Mutlu bir ilişkinin olmayacağına, ulaşılmaz olduğuna dair güçlü inanışlar; Sürekli kendisini hayal kırıklığına uğratacak durumlar arama; Kendini incinmekten korumak için ilişki konularında sert ve soğuk tutumlar; Duygularının açığa çıkmasını engelleme; İnsanların kendisine değer vermeyeceğine ve güvenini sarsacağına dair inanç ve Karşı tarafa hiç güvenmeme, tanışılan her kişiye şüphe ile yaklaşma.”
Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna, “Pistanthrophobia’yı nasıl yenebilirim?” sorusuna ise şöyle cevap verdi;
“Öncelikle bilinmesi gereken en temel şey gelecek ilişkilerin geçmişle aynı özelliklere sahip olmayacağını bilmek olmalıdır. Her insan aynı olmadığı gibi, her ilişkide aynı örüntüye sahip olmayacaktır. Fakat; “Bu hep neden benim başıma geliyor”, “Ben hiç bir zaman mutu olmayacağım”, “Hiç kimse güvenilir değil”, “Herkes güvenimi zedeleyebilir” gibi olumsuz düşünceler çözümlenmediği takdirde aynı tabloyu yaşayabilme ihtimali olan kişileri seçmenize neden olabilmektedir.
Yeni insanları tanımanıza ve güvenmemenize neden olan eski duyguları bulmak, bu duyguları iyi tanımak ve üzerine çalışmak önemli adımlardan biridir.
Geçmişte yaşanılan olumsuzlukları kabul etmek ve duygularınızdan kaçmadan yüzleşmek yeni ilişkilerin sağlıklı ilerleyebilmesi adına oldukça önemlidir.
Geçmişte yaşanılan durumlardan ders almak, yeni kurulan ilişkilerde bu durumları tekrarlamamak adına önemlidir.
Yaşadığınız bu problem kısa bir sürede olmadığı gibi, çok kısa bir sürede çözüm beklemek yerine kendinize zaman tanıyarak ilerlemeniz gerekmektedir.
En önemlisi de bu durum ile tek başınıza başedemediğiniz de psikoterapi desteği, yaşanılan sorunların geçmiş yaşantılardan kaynaklı kökeninin bulunması ve insanlara güvenmekten sizi alıkoyan duyguların üzerine çalışılması adına yardımcı olabilir.”