Her yemeğinizde olmalı! 4 gıda kanser savaşçısı
Son zamanlarda kanserden hayatını kaybedenlerin sayısı yükseldi. Kanserle mücadelede en büyük rollerden biri doğru beslenmek. Kanseri önlemek veya kanser savaşında güçlü kalabilmek için hangi besinleri tüketmeliyiz? Hangi besinlerden uzak durmalıyız? İşte yanıtları...
Cansu Akalp/Gazetevatan.com
Milyonlarca kişi kanser nedeniyle hayata veda ediyor. Neredeyse herkesin kanser tanısı konulmuş bir yakını buluyor. Bu nedenle pek çok kişi kanser olma riski taşıyor. Genetik kadar çevresel faktörlerin de kanser üzerinde etkili olduğu biliniyor. Kanserden korunmak isteyenlerin beslenmelerine dikkat etmesi gerekiyor.
Sağlıklı yaşam ile başta kanser olmak üzere pek çok hastalıktan korunmak mümkün. Ancak hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelen bazı ürünler kanser nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Saç kremlerinden, makyaj malzemelerine, diş fırçalarından tıraş makinelerine kadar günlük hayatın vazgeçilmezi olan pek çok eşyada kanserojen madde bulunuyor. Durum böyle iken kanserden korunmak gerçekten mümkün mü? Prof. Dr. Erkan Topuz Gazetevatan.com’a kanserin neden bu denli arttığını anlatarak kanserden korunma yollarını açıkladı.
Prof. Dr. Erkan Topuz, "2013 senesinde ben 10 sene sonra 4'te 1 oranında herkes kanser olacak diye söylemiştim. Şimdi genellikle kanser vakalarında azalma mümkün değil ama tedavilerin ilerlemesiyle bunları uzun yaşatmak ve erken devrede kurtarmak mümkün olmakta. Ama kansere yakalanmada azalma mümkün değil çünkü burada DNA kırılmaları pek çok faktörler dolayısıyla aşırı miktarda DNA kırılmaları olmakta ve bu kırılmalar nedeniyle kanser oranları artmaktadır. Bunların içinde genetiğin rolü var. Yüzde 7-10 civarına yakın genetik faktörler rol oynar. Ama genetik faktörlerin dışında çok büyük bir oran çevre faktörleri ve doğrudan doğruya beslenmeler rol oynuyor. Herhangi bir sabah kalktığımızdan itibaren karşılaştığımız olaylar(diş fırçalamadan tutun plastik terliklere kadar) hepsinde bir kanserojen etki mevcut. Tıraş makinesinde, diş fırçalama makinasında bile çok az miktarda kanserojen madde vardır. Bunlarla beraber ufak çapta radyasyon mevcuttur. Cep telefonunda bile ufak çapta radyasyon vardır. Diyoruz ki; Radyasyon kanserin en önemli nedenlerindendir." diye konuştu.
SULAR 3 AYDA BİR KONTROL EDİLMELİ!
Prof. Dr. Erkan Topuz kullandığımız suların zehir saçabileceğini söyledi. Topuz'a göre; Sabah kalktığımızdan itibaren kullandığımız sular önemli. Suların nerden geldiğini bilmiyoruz. En az sular 3 ayda bir kontrol edilmeli. Kapalı sulara filtre konursa koruyabilir ama bunların 3 ayda bir kontrolü yapılması lazım. Gelen şu depremlerle, etraftaki ekimlerle çünkü tarım yapıldığında bol miktarda zehir ve gübre atılıyor bunların suya karışıp karışmadığını kontrol etmek lazım. Su pırıl pırıl demek için 3 ayda bir kontrol etmeli. Depremler bunu değiştirebilir. Sularımıza dikkat edelim.
Günlük yaşantımızda sabah yataktan kalktıktan sonra yaptığımız veya yediğimiz her şeyde kanserojen etkilere rastlayabiliriz. Bu konuda dikkatli olmamız gerektiğini söyleyen Pr. Dr. Erkan Topuz; Bunların dışında sabah arabamıza bindik. Arabadaki plastik yapılarda ufak çapta kanserojen etkilere sahip. Sabahleyin banyo yaparken kullandığımız şampuanlarda parapen oluyor. Kadınların kullandığı en az 20-30 çeşit kremler var bunların içinde de kanserojen madde mevcut. Saç kremlerinden tutun, koltuk altı spreyleri ,dudak boyaları, hepsinde tortu ezilmediği takdirde kanserojen var. Erkekler de 20 civarında bakım için malzemeler kullanıyor. Bunlarda da kanserojen madde var.
Evde oturduğumuz yer otobana yakınsa aşağı yukarı 500 km mesafede oturuyorsak orda orman yoksa o zaman egzoz gazından meydana gelen zehirlenmelerle lenfoma beyin tümorleri 3 kat fazla oluyor. Demek ki arada orman olması lazım. Orman doğrudan doğruya kanseri önlemeye çalışıyor. Otobandaki meydana gelen egzoz sabah bizi zehirlemeye başlıyor.
Peki, kanseri önlemek ya da kanseri ile savaşta güçlü olabilmek için hangi besinleri beslenme listemize eklememiz gerekiyor? Profesör Doktor Erkan Topuz hangi besinleri tüketmemiz gerektiğiyle ilgili de bilgi verdi.
Dikkat edilecek şeylerin içinde en önemli olan: Yiyecekler. Organik diyorum 25 senedir. Organik olmamasının sebebi fazla ürün almak için çiftçilerin aşırı miktarda kimyasal kullanmaları. Kimyasal kullandıkları zaman zehir doğrudan doğruya meyvelere ve sebzelere zehir geçiyor. Biz ister yeşil ister kırmızı alalım gene doğrudan doğruya kanserojen madde geçiyor. Organik tarıma tüm dünyanın dönmesi gerek. İsveç'te Norveç'te Avrupa'da ve ileri ülkelerde organik tarım hızla ilerliyor. Organik tarımın kimyasal atılmadığı için çok pahalı olduğu düşünülüyor. Aslında verilen kimyasal ilaçların fiyatı daha çok arttırdığı organiklerin ucuza geldiği gösterilmiş. Organik tarım bilimsel yapılmalı. Ben köylülerle konuştum. Tarım Bakanlığı'nın verdiği 1 ise köylüler ürün daha fazla çıksın diye 1'e 7'i atıyorlar. Bu da bizi zehirleyip götürüyor. En çok da kanser köylüler de gözüküyor. Kanser en çok köylülerde ortaya çıkıyor. Çünkü ilacı kendileri kullandığı için onu soluyorlar.
Bundan dolayı kanser riski daha fazla oluyor. Enfeksiyonlar da çok büyük rol oynuyor. Enfeksiyonların eklenmesi doğrudan doğruya sistemi bozuyor. İmmün sistemi en çok bozan stres. Stres artıyor. Kansere zemin hazırlıyor. Dünyada stres artıyor günden güne. İmmün sistem güçlü olduğu takdirde vücut Telomerazlar kendi kendine çıkan kanser hücrelerini yok ediyor, DNA'yı tamir ediyor toparlıyor.
YÜZDE 20 DAHA FAZLA YAŞAYABİLİRSİNİZ!
Profesör Doktor Erkan Topuz stresten uzak durmamız konusunda da uyarıyor. Topuz'a göre; DNA'da Telomeraz dediğimiz uzantılar ve bunlar hayatın göstergesi. Telomerazalar kısaldığında enfeksiyon kanser oluyor. Bu ömrün kısaldığını gösteriyor. Bunları önlemek için organik gıdalar almak stresten uzak durmak, B12 gibi bazı vitaminleri kullanmak önemli. Bunlar Telomerazların kısalmasına mani oluyor. Telomerazlar belli bir seviyede tutulursa uzun ömrün sırrı olarak ortaya çıkacak. Her şey DNA da bitiyor. Onun için bu kullanılan enfeksiyonlar doğrudan doğruya korona çıktı mesela akciğer de şekerler bıraktı. Hala öksürük devam ediyor korona olanlarda. Enfeksiyonlarda korunmak en önemli olay. Çok büyük üzüntü ve sıkıntılar da rol oynuyor. İnsanların mutlu, inançlı ve güçlü olması yüzde 20 daha fazla yaşamasını sağlıyor.
4 GIDA KANSER SAVAŞÇISI!
Kanseri önlemede en önemlilerden birinin beslenmek olduğunu söyleyen Topuz kanser savaşçısı olarak 4 besini söyledi.
Bunların dışında bazı gıdalar var ki bunlardan vazgeçilmez. Mevsimine göre gıda tüketmeli. Şu mevsimde 4 kanser savaşçısı var; Karnıbahar, kereviz, lahana ve pırasa. Bunlar da Kuersetin dediğimiz bir maddde var. Her yemeğimizde bunlardan bir tanesi olmalı. Çorba da uzun ömrün sırrı. Atalarımız boşuna çorba için demiyorlar. Naneli yoğurt çorbası, brokoli çorbası, tarhana çorbası. Bunu günde bir kere tüketmeliyiz. İmmün sistemi güçlendiren ve mideyi koruyan insanlara sağlıklı bir gün kazandıran gıdalar bunlar. Ama katkı maddeleri çok olan sucuk, salam ve sosisi dikkatli yemeliyiz. Mesela pastırmadaki çemen faydalıdır kanserde.
Kanserin pandemi gibi aşırı bir şeye dönüşebilir mi? sorusuna da Profesör Doktor Erkan Topuz şu yanıtı verdi;
Pandemi için söylemem ama bir artış olduğu kesin. Bu artışı erken teşhislerle yavaşlatıp önlüyoruz. Kanser günbegün artıyor. Ne egzozu ne tarım ilaçlarını kesebilirsiniz ne suyunuzu tertemiz yapabilirsiniz ne organik yiyebilirsiniz. Bunlar olmadığı sürece kanser artmaya devam edecektir. Pandemi haline gelmesine dünya müsaade etmeyecek. Belki de bu pandemi önlenmiş olabilir. Arttığını söyleyebilirim ama pandemi olup olmayacağını söyleyemem