Her üç kişiden biri cinsel işlev bozukluğu yaşıyor
Cinsel bilgisizlik, eğitimsizlik, cinsellikle ilgili yanlış bilgi ve inanışların cinsel sorunlara yol açtığını belirten uzmanlar, doğru bilgilendirmenin önemine işaret ediyor.Her üç kadından birinde cinsel istek ve uyarılma bozukluğu görüldüğünü belirten uzmanlar, erkeklerin ise yaklas¸ık yüzde 40'ının yas¸amları boyunca en az bir cinsel is¸lev bozuklugˆu yas¸adıgˆına dikkat çekiyor. Uzmanlar, dünyada her üç kişiden birinin cinsel işlev bozukluğu yaşadığını belirtiyor.
Dünya Cinsel Sağlık Birliği (WAS), 2010 yılında cinsel sağlık konusunda toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla 4 Eylül’ü Dünya Sağlık Günü olarak ilan etti. Bu yılın sloganı ise“Covid-19 günlerinde cinsellik” olarak belirlendi. Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Dilek Sarıkaya, Dünya Cinsel Sağlık Günü’ne ilişkin değerlendirmede bulundu.
Mutlu cinsel yaşam için saygı, iletişim ve paylaşım şart
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) cinsel sağlık kavramını, “cinsellikle ilgili fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal bir iyilik hali” olarak tanımladığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Dilek Sarıkaya, “Buna göre cinsel sağlık sadece hastalık veya işlev bozukluğunun olmaması ile sınırlı değildir. Cinselliğe ve cinsel ilişkilere olumlu ve saygılı bir yaklaşımın yanı sıra zorlama, ayrımcılık ve şiddet içermeyen, zevkli ve güvenli cinsel deneyimler yaşama imkânını da gerektirir. Mutlu ve doyumlu bir cinsel yaşam için karşılıklı saygı ve eşler arası etkin iletişim ve paylas¸ım olmazsa olmazdır. Bireyin kendi bedenini tanıması, cinsel haz noktalarını fark etmesi ve bunu cinsel es¸iyle paylas¸maktan kac¸ınmaması daha doyumlu bir cinsel ilis¸ki yas¸amasını sagˆlayacaktır. Kis¸ilerin birbirlerine kars¸ı sorumlu davranmaları, herkesin bir mahremiyeti olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır. Cinselligˆin nasıl yas¸anacagˆı her iki tarafın istek, onay ve rızası ile gerc¸ekles¸tirilmelidir. Hic¸ kimse hos¸lanmadıgˆı bir cinsel davranıs¸ı yas¸amak ya da su¨rdu¨rmek zorunda bırakılmamalıdır” dedi.
Her üç kişiden biri cinsel işlev bozukluğu yaşıyor
Yapılan aras¸tırmaların cinsel sorunların dünya genelinde sık görüldüğüne işaret ettiğini kaydeden Dr. Dilek Sarıkaya, “Her üç kis¸iden birinin cinsel yas¸amının herhangi bir do¨neminde en az bir cinsel is¸lev bozuklugˆu yas¸adıgˆı bilinmektedir. C¸es¸itli toplum ve ku¨ltu¨rlerde yapılan c¸alıs¸malar, cinsel is¸lev bozukluklarının rastlanma sıklıgˆında ku¨ltu¨rel ve toplumsal etkenlerle ortaya c¸ıkan bazı farklılıklar olduğunu göstermektedir. Cinselliğin bir tabu olarak algılandığı ülkelerde, cinselligˆin konuşulmaması, yasaklanması, formel bir cinsel egˆitimin olmaması, cinsellikle ilgili yanlış inanışların olması ve bekarete atfedilen önem, kadınlarda vajinismusun ve cinsel istek bozukluklarının, erkeklerde ise cinsel istek ve bos¸alma bozukluklarının daha yu¨ksek oranlarda rastlanmasına yol ac¸maktadır. Yine cinsel deneyimin yetersiz oldugˆu toplumlarda erkeklerde erken bos¸alma, kadınlarda ise c¸es¸itli orgazm gu¨c¸lu¨klerinin daha sık rastlandıgˆı go¨zlenmektedir” diye konuştu.
Kadınlarda cinsel istek ve uyarılma bozukluğu görülüyor
“Araştırmalar, kadınların yüzde 30 - yüzde 60'ının yas¸amları boyunca en az bir cinsel is¸lev bozuklugˆu yas¸adıgˆını go¨stermektedir” diyen Dr. Dilek Sarıkaya, “Cinsel istek bozuklugˆu ve uyarılma bozuklukları en sık go¨ru¨len cinsel is¸lev bozukluklarıdır (Her 3 kadından 1'inde). Gelis¸mis¸ u¨lkelerde daha c¸ok ileri yas¸lardaki kadınların tedavi amacıyla bas¸vurdugˆu, u¨lkemiz gibi gelis¸mekte olan u¨lkelerde ise genc¸-orta yas¸ kadınların cinsel sorunların c¸o¨zu¨mu¨ ic¸in arayıs¸a yo¨neldiklerini go¨rmekteyiz. U¨lkemizde kadınlarda en sık görülen cinsel sorun cinsel isteksizliktir ancak sağlık kuruluşuna en sık bas¸vuru nedeni vajinismustur” dedi.
Erkeklerde erken boşalma görülüyor
Dr. Dilek Sarıkaya, yapılan aras¸tırmaların, erkeklerin ise yaklas¸ık yüzde 40'ının yas¸amları boyunca en az bir cinsel is¸lev bozuklugˆu yas¸adıgˆını go¨sterdiğini ifade ederek “Erken bos¸alma, erkeklerde en sık görülen cinsel is¸lev bozuklugˆudur ve yaklas¸ık 3-4 erkekten birinde görülmektedir” dedi.
Cinsel mitler cinsel sorunlara yol açıyor
Cinsel sorunların nedenlerine baktığımızda cinsel eğitimsizlik ve bilgisizliğin başı çektiğini kaydeden Dr. Dilek Sarıkaya, şunları söyledi:
“Cinsel bilgi, egˆitim ve deneyim eksikligˆi, toplumun cinselligˆe yaklas¸ımdaki katı, tabular ve yasakları içeren olumsuz tutumuyla da birles¸tigˆinde birc¸ok cinsel soruna ve cinsel is¸lev bozukluklarına yol ac¸abilmektedir. Cinselliğe dair yanlış inanışlar (cinsel mitler) da cinsel sorunların ortaya çıkmasında etkili olmaktadır. ‘Erkek cinsel ilişkiye her zaman hazırdır’, ‘Cinsel ilişkiyi daima erkek başlatmalıdır’, ‘Kadın cinsel isteğini belli etmemelidir’, ‘Tüm fiziksel yakınlaşmalar cinsel ilişki ile sonuçlanmalıdır’, ‘Sevişmek cinsel birleşme demektir’, ‘Bir kez cinsel sorun yaşanıyorsa bu tekrarlayacak demektir’, ‘İlk cinsel ilişki kadın için ızdırap vericidir’ gibi doğruluğu sorgulanmadan kabul edilen cinsel mitler, cinsel sorunların ortaya çıkmasında büyük rol oynamaktadır.”
Bazı hastalıklar da cinsel sorunlara yol açabiliyor
Çeşitli hastalıkların cinsel sorunlara yol açabileceğini belirten Dr. Dilek Sarıkaya, uzmana danışılmasının önemli olduğunu belirterek “Yüksek tansiyon,şeker hastalığı, kalp yetmezliği, kronik böbrek ve karaciğer yetmezliği, kronik akciğer hastalığı, tiroid işlev bozukluğu ve diğer hormonal bozukluklar, multipl skleroz, parkinson ve epilepsi gibi kronik nörolojik hastalıklar, alkol ve uyuşturucu madde kullanım bozukluğu ve büyük ameliyatlardan sonra da cinsel sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Yine uzun süreli kullanılan bazı ilaçların (yüksek tansiyon ve kalp ilaçları,astım tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, epilepsi tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, psikiyatrik tedavi ilaçlarının bazıları) yan etkisi olarak da cinsel sorunlar görülebilmektedir. Bu gibi nedenlerle ortaya çıkan cinsel sorunlarda ilgili branş hekimine başvurmak ve gerekirse sizi cinsel işlev bozuklukları konusunda uzmanlaşmış bir hekime yönlendirmesini istemek faydalı olacaktır” dedi.
Dr. Dilek Sarıkaya, “Cinsel sorunlara yol açabilecek psikiyatrik nedenler ise başta depresyon olmak üzere, ruhsal travmalar, anksiyete bozukluğu, cinsel fobi ve kaçınmalar, performans anksiyetesi, obsesif kompulsif bozukluklar, psikotik bozukluklar, alkol ve madde bağımlılığı ve yas sürecidir” diye konuştu.
Vajinismus tedavi edilebilmektedir
Cinsel sorun yaşayan bireylerin, bu soruna yol açacak tıbbi bir neden bulunmaması halinde cinsel işlev bozukluklarının psikoterapisinde uzmanlaşmış bir psikiyatri hekimine başvurmaları önerisinde bulunan Dr. Dilek Sarıkaya, “Özellikle kadınlarda en sık başvuru nedeni olan vajinismus cinsel terapi ile yüzde 100’e varan oranda tedavi edilebilmektedir. Vajinismus tedavisinde sanılanın aksine sakinleştirici ilaç veya alkol kullanımı, kızlık zarı operasyonu, genel anestezi altına cinsel birleşme, vajinal bölgeye anestezili krem kullanma ya da botox uygulanması gibi yöntemler etkili değildir ve çeşitli tıbbi sorunlara ve ruhsal travmaya yol açabileceği için kesinlikle önerilmemektedir” dedi.
Cinsel sağlık hizmeti almak bir haktır
“Cinsellik, yas¸amın dogˆal ve sagˆlıklı bir parc¸asıdır” diyen Dr. Dilek Sarıkaya, şunları söyledi: "Cinsel yaşam kars¸ılıklı gu¨ven, dogˆruluk, bagˆlılık ve saygı u¨zerine temellendirilmelidir. C¸ocuk ve gençlerin cinsellikle ilgili konularda doğru bilgiye ulaşma hakları vardır ve akıllarındaki soru işaretlerini aileleriyle, gu¨vendikleri kimselerle ya da sağlık hizmeti sunan kuruluşlarla rahatlıkla paylaşabilecekleri bir ortam sağlanmalıdır. Cinsel sorun yaşayan bireylerin ise cinsel sağlık hizmeti alma hakkı vardır. Bu nedenle rahatlıkla başvurabilecekleri, en doğru şekilde danışmanlık ve tedavi hizmeti alabilecekleri cinsel sağlık alanında çalışan daha fazla sayıda kuruma ihtiyaç vardır.Bu konuda hem eğitim kurumlarına hem de sağlık kuruluşlarına büyük iş düşmektedir.”