Her bin kişiden 5'inde o hastalık görülüyor! Bunlara dikkat
Romatolojik hastalığı olanlar hareket kısıtlılığı yaşamak, günlük hayattan kopmak ve yatağa mahkûm olmak zorunda değil. Erken teşhis alan, doğru tedavi edilen ve tedavinin gereklerini yerine getirenler spor da yapabiliyor, dans da edebiliyor
07.05.2018 - 11:52 |
Erken dönemde tanı konmuş ve doğru tedavi edilmiş birçok romatizmal hastalığın ilerlemesini geciktirmek hatta önlemek mümkün.
Gazete Habertürk'ten Ceyda Erenoğlu'nun haberine göre; hastalığın başında konulan doğru tanı ve uygulanan doğru tedavi, hastanın sonraki yaşamı ve yaşam kalitesi için son derece önemli görülüyor. Bunu gösterip farkındalığı artırmayı amaçlayan ‘Hareket Özgürlüktür’ projesinin fikir sahibi Adana Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Özbek, bu zorlayıcı hastalık grubuyla mücadele etmenin mümkün olduğuna dikkat çekiyor.
HER 1000 KİŞİNİN 5’İNDE OLDUĞU TAHMİN EDİLİYOR
Romatoid artrit (RA), ankilozan spondilit (AS) ve sedef romatizması en sık görülen romatolojik hastalıklar arasında bulunuyor. Türkiye’de erişkin nüfusta her 1000 kişinin 5’inde RA, her 1000 kişinin 5’inde de AS olduğu tahmin ediliyor. Bu hastalıklar, hastaların günlük aktivitelerini gerçekleştirmesini zorlaştırabiliyor. Örneğin romatoid artrit hastalarında, sabahları ve uzun süreli hareketsizlikten sonra eklemlerde tutukluk (katılık/sertlik) görülürken, AS’de hastalar özellikle belin aşağı kısımlarında ve kalçanın arka kısmında ortaya çıkan ağrılardan yakınıyor. RA’da hastalığın tedaviyle kontrol altına alınıp sönmesi mümkün olsa da bu durumun korunabilmesi için tedavinin bırakılmaması gerekiyor. AS’nin kesin tedavisi bulunmamakla birlikte eldeki tedavi seçenekleri ve düzenli egzersizlerle çoğu hastada iyi bir yaşam kalitesi sağlanabiliyor.
BEL, SIRT VE BOYUNDA TUTUKLUK ORTAYA ÇIKIYOR
Sıklıkla 15-40 yaş arasında görülen ankilozan spondilit (AS), omurgayı ve omurganın son kısmı ile leğen kemikleri arasında yer alan sakroiliyak eklemleri etkileyen inflamatuvar (iltihaplı) bir romatizma hastalığı olarak tanımlanıyor. Süren inflamasyon sonucunda bel, sırt, boyun ve kalçanın arka kısımlarında ağrı ve tutukluk ortaya çıkıyor. İlerleyen dönemlerde, bazen kamburluk ve omurgada kalıcı hareket kısıtlılığı gelişebiliyor. AS’de göğüs kafesinde, çevresel eklemlerde ve kas kirişleriyle bağların yapıştığı kemik bölgelerinde de ağrı ve şişlikler ortaya çıkabiliyor. AS tedavisi, hasta ve ailesinin hastalık hakkında bilgilendirilmesiyle başlıyor. Eğitim sayesinde tedaviye uyum ve tedavi başarısı artıyor. AS, ömür boyu devam eden bir hastalık olduğu için eldeki tedavi seçenekleri ve düzenli egzersizlerle çoğu hastada hastalığın seyri kontrol altına alınıyor, komplikasyonlar önleniyor ve iyi bir yaşam kalitesi sağlanıyor. AS’de tedavinin ilk basamağını non-steroid anti-inflamatuvar ilaçlar ve egzersiz oluşturuyor.
ERKEN TEŞHİS VE TEDAVİNİN ÖNEMİNE DİKKAT!
‘HAREKET Özgürlüktür’ projesiyle erken teşhis ve tedavinin önemine dikkat çekilmesi amaçlanıyor. Projenin UCB Pharma Türkiye tarafından Dünya Ankilozan Spondilit Günü etkinliği kapsamında koşulsuz desteklendiği belirtiliyor. Hastalığın erken teşhisiyle kalıcı deformasyonların önüne geçilebileceği ve doğru zamanda doğru tedaviye başlanmasıyla hastaların normal hayatlarına geri dönebilecekleri mesajının topluma ulaştırılması çok önemli görülüyor. AS hastalığından dolayı özellikle omurga ve kalçalardaki tutulumlar nedeniyle hastaların hareketlerinin çok kısıtlandığına dikkat çekiliyor. Ancak doğru zamanda, doğru hekimin koyduğu doğru teşhisle hastaların hareketleri sağlıklı insanlar gibi oluyor ve bu durum onları özgürleştiriyor.
GENİŞ BİR YAŞ ARALIĞI
Prof. Dr. Süleyman Özbek, projede yer alan hastaların kendisi tarafından teşhis alan ve tedavi süreçlerini yakından takip ettiği hastalar olduğunu söylüyor. Projede erken teşhisin önemine dikkat çekebilmek için teşhislerinin konulması uzun yıllar almış, uygun tedaviler almadıkları için kalıcı deformasyonları olan hastalar seçiliyor. ‘Hareket Özgürlüktür’ projesinin çok geniş bir yaş aralığı bulunuyor. Hastaların ortak noktalarının, hastalıkların ve şikâyetlerin 20’li yaşlarda ortaya çıkması olduğu belirtiliyor. Proje kapsamında yer alan dans gösterisinin amacının “Erken teşhis, doğru hekim ve doğru tedaviyle normal hayatınıza geri dönebilir ve yaşamınızı hareket kısıtlılığı olmadan da sürdürebilirsiniz” mesajı olduğuna dikkat çekiliyor.
ŞARKILARI İKİNCİ BAHAR
Doğru tedavi alıp gereklerine uyan hastalar, sıklıkla tedavilerini olup semptomlarından kurtulduklarını, hayata yeniden başladıklarını ve ikinci baharlarını yaşadıklarını ifade ettikleri için proje şarkısı olarak ‘İkinci Bahar’ seçilmiş.
ÇOK YÖNLÜ UZMAN YAKLAŞIMI GEREKLİ
Türkiye'de romatotojik hastalıklarla ilgili tedavide en önemli pay romatoloji uzmanına düşüyor. Bunun dışında bu tür hastalıklar çok yönlü uzman yaklaşımı da gerektirdiği için fizik tedavi uzmanı, cerrahi işlemlerle ilgili düzeltmeler yapıp protez uygulayan bir ortopedist ve süregelen hastalıkla yaşama konusunda hastaya yardımcı olabilecek bir psikiyatr veya psikolog da çok önemli görevler üstleniyor.
Haberin Devamı