‘Hepatit’ten korunmak tedavisinden kolay!
Yeterince dezenfekte edilmemiş havuzlarda yüzülmesi ve iyi yıkanmamış sebze meyve tüketilmesi Hepatit A hastalarının sayısının artmasına neden oluyor. En sık olarak kan ve kan ürünleri ile bulaşan Hepatit B ve Hepatit C’yi engellemek için Acıbadem Kadıköy Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Keramettin Şar önerilerde bulundu.
Bugün Dünya Hepatit Günü... Özellikle de Hepatit B ve Hepatit C, dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok önemli bir sağlık sorunu. Tüm dünyada yaklaşık 400 milyon Hepatit B, 170 milyon da Hepatit C virüsü taşıyan hasta bulunuyor. Milyonlarca kişi de kronik hepatiti olduğunun farkında bile olmadan siroz ve karaciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybediyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Keramettin Şar, bir çok virüse bağlı olarak karaciğer enflamasyonu ile seyreden Hepatit’in yedi türü bulunduğunu belirtirken “Hepatiti engellemek tedavi etmekten daha kolaydır. Dolayısıyla bulaşma konusunda bilinçlenmek çok önemlidir” diyor. Dr. Keramettin Şar, hepatite neden olan virüsleri Hepatit A, B, C, D, E, F ve G virüsü olarak sıralarken, ülkemizde en sık Hepatit A, Hepatit B ve Hepatit C virüsü görüldüğünü söylüyor. Ateş, kusma ve iştahsızlıktan idrar renginde koyulaşma, sarılık, dışkı renginde açılma ve üst karın ağrısına dek birçok belirti Hepatit hastalığına işaret edebiliyor.
Havuzlara dikkat! Ellerinizi ve sebzeleri iyi yıkayın!
Hepatit A virüsü ülkemizde genellikle okul çağı çocuklarında sık görülüyor. Tuvalet hijyeni kötü olan kişilerin ellerini yıkamaması ve sonrasında yiyecek-içeceklere dokunması sonucu kişiden kişiye bulaşabiliyor. Bu nedenle, kişisel hijyenin ve sağlık koşullarının yetersiz ve kötü olduğu toplu yaşanan yerlerde kolayca yayılıyor. Hepatit A virüsü özellikle yazın artış gösteriyor. Besinler ve su yoluyla bulaştığı için, kanalizasyon sistemlerinin yeterince düzenli olması ve su temininin uygun şekilde yapılması büyük önem taşıyor. Mikrop bulaşmış su, pişmemiş yiyecekler veya piştikten sonra ellenen yiyeceklere çok dikkat edilmeli. Çiğ ya da az pişmiş kabuklu deniz ürünlerinin tüketimi de Hepatit A virüsü geçişinde önemli bir etken. Dr. Keramettin Şar, çiğ süt, iyice yıkanmadan sıkılan portakal suyu gibi içecekler ile pasta, çilek, hamburger, krema, spagetti ve salata gibi yiyeceklerin de geçiş araçlarını oluşturduğunu belirtirken “Havuz gibi havuz kullanıcıların dışkısının bulaşabileceği sularda yüzmek de tehlikelidir. Kirli havuzlarda yüzmeye bağlı A, E ve F hepatit artmaktadır” diyor. Hepatit A’nın çok kolay bulaşan bir virüs olduğunu, hastalığın belirtilerinin 2 ile 6 hafta arasında ortaya çıktığını vurgulayan Dr. Keramettin Şar, her yıl bir buçuk milyon kişinin Hepatit A olduğunu, nadir de olsa hastalığın ağır (Fulminan Hepatit) seyredebildiğini söylüyor. Hepatit A kendiliğinden iyileşen ve kronikleşmeyen bir virüs hastalığı.
Dövme yaptıranlarda sık görülüyor
Hepatit B ile Hepatit C hastalığı ise kan ve kan ürünleri aktarımının yanı sıra enjeksiyon (uyuşturucu kullananlarda) ile bulaşıyor. Dr. Keramettin Şar diğer geçiş yollarından en önemlisinin de cinsel temas ve dövme olduğunu belirtiyor.Alkol ve uyuşturucu kullananlarda Hepatit B daha ağır seyrediyor ve bu hastalarda tedaviye yanıt daha az alınıyor. Akut B Hepatit sonrası kronik karaciğer hastalığı gelişenlerin yüzde 20’ye yakınında karaciğer sirozu görülürken, siroz olanların yüzde 20’sinde beş yıl içerisinde ağır karaciğer yetmezliği gelişebiliyor. Hepatit C hastalarının çoğunun, hastalıklarının farkında olmadığını belirten Dr. Keramettin Şar “Çünkü Hepatit C, en hafif karaciğer iltihabından karaciğer fibrozu ve sirozuna kadar değişken kliniğe sahip olan bir hastalıktır” diyor.
Aşı ve bilinçlenme çok önemli
Hepatit’ten korunmanın en etkili yollarının başında Hepatit A ve Hepatit B aşısı geliyor. Hepatit C’ye karşı ise henüz aşı yok. Hepatit B ve Hepatit C antiviral ilaçlarla tedavi edilebiliyor ancak hastaların da tedavide ısrarlı olmaları gerekiyor. Ailesinde hepatit hastası olanlar, okul, kreş, kışla, yurt, huzurevi gibi kalabalık yerlerde bulunanlar, berberler, manikür-pedikür yapanlar da risk grubunda olduğundan dikkatli olmaları büyük önem taşıyor. Traş bıçağı gibi kan yoluyla geçebilecek hastalıklara zemin hazırlayan eşyaların kişiye özel olması ve başkalarıyla paylaşılmaması gerekiyor.