Hangi balık ne zaman yenmeli, nasıl tüketilmeli?
Eylül ayıyla birlikte mevsiminin taze balıkları tezgahlardaki yerini aldı. Besleyici özelliği ile bilinen balık hakkında bilgi veren Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Gökhan Taşpınar, “Şu anda tüketilmesi en güzel balıklar; Deniz Levreği, Lüfer, Kofana, Palamut, Torik, Uskumru, Barbun, Tekir, Minekop, İskorpit, Lipsöz, Akya, Karagöz ve Trança’dır” dedi.
Av yasağının sona ermesinin ardından geçtiğimiz ay başlayan balık sezonuyla mevsimin taze balıkları tezgahlarda yerini almaya başladı. Son derece besleyici bir gıda olan balıkta bilinçli avcılık kadar bilinçli tüketim de önemli. Altınbaş Üniversitesi Gastronomi Bölümü Öğr. Gör. Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Gökhan Taşpınar, yeni başlayan balık sezonunda mevsimine göre tüketilecek en taze ve lezzetli balıklar hakkında bilgi vererek bilinçli balık tüketimi konusunda uyarılarda bulundu.
“LÜFER, LEVREK, PALAMUT VE USKUMRU ZAMANI”
Bütün balıkların kendine has bir yaşam döngüsü olduğunu ve her balığın her mevsim yenebilir şeklinde bir durumun söz konusu olmadığını vurgulayan Gökhan Taşpınar, şunları söyledi:
“Ekim ayının sonlarına geldiğimiz bu zamanlarda balıklar artmış, yağlanmış ve göç etmeye başlamış olurlar. Şu anda tüketilmesi en güzel balıklar; Deniz Levreği, Lüfer, Kofana, Palamut, Torik, Uskumru, Barbun, Tekir, Minekop, İskorpit, Lipsöz, Akya, Karagöz ve Trança’dır. Önümüzdeki aydan itibaren de havaların soğumasıyla birlikte Hamsi de en lezzetli halini alacaktır. Yılbaşından sonra şubat mart gibi Kalkan ve İzmarit, yazın da Sardalya mevsimi başlayacaktır.”
TAZE BALIK NASIL ANLAŞILIR?
Haftada en az iki-üç porsiyon tüketilmesi gereken balığa üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde pek rağbet gösterilmediğine dikkat çeken Taşpınar, bunun başlıca sebepleri arasında insanların aklında balığın çabuk bozulabilir yapıda olması sebebiyle zehirlenme korkusu ve evde koku yapması durumu olduğunu belirtti.
Taşpınar, taze balığın nasıl anlaşılacağı konusunda şu bilgileri paylaştı:
“Balık alırken; gözleri parlak ve dışa bombeli olmalı, derisi parlak ve parmağınızı bastırdığınız zaman içeri göçük olmamalı, kokusu deniz gibi olmalı ağır kokmamalı, solungaçları kanlı ve kırmızı olmalı, pullu balıkların derisine ters yönde parmağınızı sürttüğünüzde pullar rahat çıkmamalı, balığı kafasından tuttuğunuzda vücudu dik durmalı çok eğilmemeli, en önemlisi de güvenilir balıkçıdan alınmalı, balık kadar balıkçınıza da güvenmelisiniz. Su ürünlerinde tağşiş çok kolay yapılabilir.”
PİŞİRMEDE EN BESLEYİCİ YÖNTEM BUĞULAMA
Balığın pişirilmesinde buğulama yönteminin hem lezzet hem de besin değeri açısından en sağlıklı tüketim şekli olduğunu söyleyen Gökhan Taşpınar, “Eğer yağda pişiriliyorsa da yan ocakta cezvede vanilya kaynatılırsa koku en aza indirgenir. Balıkları mevsiminde alıp kafası ve iç organlarından temizleyip uygun bir şekilde dondurma ve çözdürme işlemi yapılırsa uzun süre tazeliğini muhafaza eder ve besin değeri de büyük oranda korunur” diye konuştu.
AVLANMA BOYUNA DİKKAT!
Balık satın alırken dikkat edilmesi gereken önemli bir hususun avlanma boyları olduğunu vurgulayan Taşpınar, “Yavru balıklara isim vermek onları tüketebileceğimiz anlamına gelmemelidir. Eğer denizlerdeki balık popülasyonunu korumak istiyor ve onlara saygı duyuyorsak en az bir kere üremelerine izin vermeliyiz” ifadelerini kullandı. “Örneğin defne yaprağı, çinekop, vonoz, çingene palamudu, kıraça uluslararası anlamda kullanılan balık isimleri değildir, bunlar yavru balıklardır, tüketilmemelidir” uyarısında bulundu.
Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Gökhan Taşpınar, yasal avlanma boylarının Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sitesinde erişime açık olarak yer aldığını, yasal boyun altında olduğu görülen balıklar için Bakanlığa şikâyette bulunulabileceğini sözlerine ekledi.