Hamilelikte folik asit kullanımı önemli
Prof.Dr. Bülent Berker, hamilelikte folik asit kullanımının önemli olduğunu söyledi.
Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Profesör Doktor Bülent Berker, “Anne rahmindeki bebeğin yani fetüsün merkezi sinir sisteminin gelişmesi için özellikle gebeliğin ilk haftalarından itibaren "B9 vitamini" en sık bilinen adıyla folik asit alınması çok önemlidir. Vücutta depolanmadığı ve gebelik süresince normalden fazlasına gerek duyulduğu için her gün alınmalıdır. Gebelerde folik asit eksikliğine bağlı fetüsde “nöral tüp defektleri (NTD)” adı altında toplanan bir takım anormalliklerin ortaya çıkabileceği gösterilmiştir. Ayrıca bu gebelerde preeklampsinin yani gebelik de ortaya çıkan ve hayati tehlike oluşturan tansiyon yüksekliğinin daha sık geliştiği gözlenmiştir. Beyin ve omuriliğin içinde geliştiği sinir sistemi yapısı nöral tüp olarak adlandırılır. Rahim içinde başlayan hayatın dördüncü haftasının sonuna dek kapanması gereken bu tüpün açık kalması sonucu ciddi sağlık sonuçları olan konjenital anomalilerden yani doğuştan olan sakatlıklardan birisi olan nöral tüp defektleri görülür. En yaygın NTD’ler arasında anensefali, ensefalosel ve spinabifida gösterilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün 6 bölgesindeki 18 ülkede yapılan bir çalışmada NTDs sıklığı her bin canlı doğumda 1,67 olduğu gösterilmiştir. Türkiye’de ulusal düzeyde yapılan ve 2004 yılında yayımlanan geniş çaplı bir araştırmada NTD görülme sıklığının her 1000 canlı doğumda yaklaşık 3 olduğu gösterilmiştir. Folat yetersizliği fetal NTD için beslenmeyle ilişkili anne kaynaklı bir risk faktörüdür. Folat, suda eriyebilen bir B vitamini olmakla birlikte eksikliği vitamin takviyesi veya takviye yiyeceklerin tüketimi ile giderilebilir. Gebelik döneminde artmış folik asit tüketiminin NTDs’leri azalttığı, yüksek miktarlarda alınan folikasitin sonraki gebeliklerde de NTD gelişme riskini önlediği belirtilmektedir. Nöral tüp defektleri sadece folik asit vitamini eksikliğinden kaynaklanmayabilir. Başka nedenlere bağlı olarak da bir bebekte nöral tüp defekti meydana gelebileceği akılda tutulmalıdır. Bu nedenler arasında anne adayında insüline bağlı şeker hastalığının olması, daha önceki gebeliklerinde nöral tüp defekti teşhisi, aşırı kilolu veya obezite, gebeliğin ilk haftalarında geçirilmiş yüksek ateşli hastalık öyküsü veya antiepileptik ilaç kullanımı sayılabilir” dedi.
Daha önceden folik asit eksikliğinin saptanmış veya nöral tüp defekt anomalili bebek doğurmuş kadınların, gebe kalmayı düşündükleri tarihin en az 3 ay öncesinden itibaren folik asit alımına başlamaları gerektiğini ifade eden Dr. Berker, “ABD’de her yıl yaklaşık 4000 gebelikte nöral tüp defekti görülür ve bunların yarıdan fazlası gebelik öncesi dönem boyunca günlük 400 g folik asit alımıyla önlenebilir. Gebe kalabilecek bütün kadınların üretken oldukları yıllar boyunca günde 400 g folik asit tüketmeleri önerilmektedir. Beyin omurilik gelişimsel sorunlarını azaltma yönündeki halk sağlığı çalışmaları sayesinde doğurgan yaş grubundaki kadınlar arasında folik asit bilgi ve farkındalığı yüksek oranlara ulaşmıştır. Ülkemizde folik asit farkındalığı oranları yüzde 18 ila yüzde 71 arasında değişmekle birlikte bu oran İngiltere, Amerika, İsviçre, İspanya gibi ülkelerden daha düşüktür. Folik asit farkındalığı İngiliz kadınlarda yüzde 95, İsviçreli yüzde 80, İspanyol kadınlarda yüzde 79, Norveçli kadınlarda yüzde 64, Amerikalı kadınlarda ise folik asit farkındalığı yüzde 90’lara ulaşmaktadır. Doğurgan çağda bebek sahibi olmakisteyen kadınlara gebe kalmadan en az bir ay önce başlanarak hamileliğin ilk üç ayına kadar 0.4 mg/gün folik asit alması önerilmektedir. B vitaminleri grubunda yer alan folik asit çoğunlukla yeşil yapraklı bitkilerde bulunduğundan ismini Latince’de yaprak anlamına gelen folum’dan almaktadır. Taze yeşil sebzeler folik asit kaynağıdır, ancak uzun süreli pişirmeler ve uzun süre bekleyen gıdalardaki miktarını azaltır. Günlük gereksinmenin karşılanması kapsamında, folik asitin en yoğun bulunduğu besinler karaciğer ve diğer organ etleri, kuru baklagiller, fındık ve ceviz gibi sert kabuklu meyveler, ıspanak ve brüksel lahanası gibi yeşil sebzeler ile başta narenciye grubu olmak üzere meyveler ve saflaştırılmamış (özü ve kepeği ayrılmamış) tahıl ürünleri ve patatestir. Turunçgiller de folik asit bakımından zengin meyvelerdir. Portakal, greyfurt, limon gibi meyveler günlük olarak tüketilerek folik asit ihtiyacı karşılanabilir. Folik asit eksikliği genel olarak sindirim sistemi bozukluğu olan kişilerde ve hamilelik dönemlerinde görülür. Doğal gıdalar gebenin folik asit açığını tam olarak kapatamayacağından ötürü gebeliğin ilk haftalarından itibaren hap olarak dışarıdan alınması uygun olacaktır” diye konuştu.
Folik asit kullanımı için önerilen zamanlamanın gebelikten bir ay önce ve gebeliğin ilk üç aylık dönemi olduğunu kaydeden Dr. Berker, “Yakın gelecekte gebe kalmayı planlayan tüm kadınlar, gebe kalma döneminde günlük 0,4-1 mg folik asit kullanmalıdırlar. Planlı gebeliklerde gebeliğin ilk üç ayı süresince 0,4 mg/gün folik asit kullanılmasını öneriyoruz. Bununla beraber gebelerin gebeliklerinin ilk üç ayında günde 0,4 mg, özellikle geçmişte NTD çocuk doğurma öyküsü olan kadınların gebeliklerinin ilk üç ayında 4mg folik asit kullanması tavsiye ediyoruz. Epilepsi (sara) hastası gebeler günde 1 mg folik asit mutlaka almalıdırlar. Epilepsili gebelerde Folik Asit yüksek dozlarda kullanıldığı takdirde, antiepileptik (karbamazepin, valproik asit, fenitoin ve fenobarbital gibi) ilaçların etkinliğini azaltmaktadır. Diğer taraftan ise antiepileptik ilaç alan kadınlar Folik Asit eksikliği gelişimi açısından risk grubundadırlar. Bu nedenle epilepsili hastalarda Folik Asit dozu iyi ayarlanmalı ve sıkı takip edilmelidir. Ülkemizde gebeliklerin çoğu plansız gerçekleşmekte bu nedenle üreme çağındaki kadınların her zaman folik asitten zengin gıdalarla beslenmesi konusunda eğitilmeleri ve beslenme konusunda danışmalık yapılması NDT’li bebek oranını azaltacaktır. Folik asit kullanımı hamileliğin 3. ayı (12. haftası) bitene kadar sürmelidir” açıklamalarında bulundu.