Güneş gözlüğü seçimi yaparken dikkat
Göz Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Sibel Malazgirt, “Güneş gözlüğü seçimi yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli özellik, camların UV-A ve UV-B ışınlarını yüzde 100 bloke ediyor olmasıdır” dedi.
Göz Hastalıkları ve Cerrahisi Kliniği'nden Opr. Dr. Sibel Malazgirt, 27 Haziran Dünya Güneş Gözlüğü Günü dolayısıyla güneş ışınları ve güneş gözlükleri hakkında bilgilendirmede bulundu. Opr. Dr. Sibel Malazgirt, “Göz sağlığını korumak ve güneş ışınlarının zararlı etkilerinden gözlerinizi koruyabilmek için güneş gözlüğü kullanmanız gerekliliği bilincinde olmanız gerekir. Bu konuda en doğru seçimi yapabilmek için güneş ışınlarının ve güneş gözlüklerinin özelliklerini bilerek yaklaşımda bulunmanız doğru olacaktır” diye konuştu.
Opr. Dr. Sibel Malazgirt, “Göz sağlığını korumak ve güneş ışınlarının zararlı etkilerinden gözlerinizi koruyabilmek için güneş gözlüğü kullanmanız gerekliliği bilincinde olmanız gerekir. Bu konuda en doğru seçimi yapabilmek için güneş ışınlarının ve güneş gözlüklerinin özelliklerini bilerek yaklaşımda bulunmanız doğru olacaktır” diye konuştu.
“UV ışınları çeşitli hastalıklara neden olabilir”
UV ışınlarına dikkat çeken Opr. Dr. Sibel Malazgirt, “Yeryüzüne ulaşan güneş ışığının yüzde 50’si görünür ışık, yüzde 45’i infrared (kızılötesi), geri kalan az bir bölümü de morötesi (UV) ışınımdan oluşur. Gözle görülen ışınıma ışık denir. Ama bugün ışık sözcüğünün tanım kapsamına morötesi ışınım da alınmıştır. Morötesi ışınım ise UV-A, UV-B, UV-C bileşenlerinden oluşur. UV-A ve UV-B dünya yüzeyine ulaşan kısımdır. 300 nm’e kadar olan kısmı gözün kornea tabakası tarafından, 300-400 nm arası ise göz merceği tarafından emilir. Özellikle su üzerinde, karda ve kumsaldaki kuvvetli yansımalar ile bu emilim yüzde 80’e kadar artar. Pek çok insan UV ışınlarının ciltte yaptığı hasarın farkında olup, gerekli tedbirleri alırken göz sağlığına olabilecek zararlarını göz ardı etmektedir. Görüldüğü gibi UV ışınlar gözümüzü önden arkaya doğru tabaka tabaka etkileyerek çeşitli hastalıklara neden olur. Bunlar, konjonktivit, gözde et yürümesi, katarakt, retina ve sarı nokta gibi patolojilerdir. Materyal olarak organik cam UV’yi 355 nm’ye kadar, polikarbonat ise 380nm’ye kadar tutar; yani hiç geçirmezler. Renklendirme ile görünür ışığın istenmeyen dalga boyları emilir. Ayna kaplama ile istenmeyen dalga boyları yansıtılır. Polarize filtre ile polarize olmuş ışık tutularak kamaşmanın önlenmesi sağlanır. Camın ışık emilim oranı şehir ortamında yüzde 40-50, dağlık bölgelerde yüzde 50-70, deniz kenarında ve karda yüzde 80-85 düzeyinde olmalıdır” şeklinde konuştu.
“Güneş gözlüğü seçerken bu özelliklere dikkat edin”
Güneş gözlüğü seçerken dikkat edilmesi gereken durumlardan da bahseden Sibel Malazgirt, “Güneş gözlüğü seçimi yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli özellik, camların UV-A ve UV-B ışınlarını yüzde 100 bloke ediyor olmasıdır. Bu özellikte olan kaliteli güneş gözlüklerinde güvenilir tescil belgesi ve etiketi olması gerekir. UV 400nm ya da yüzde 100 UV ibaresi ile belirtilmiş olmalıdır. Bu özellik olmadığı sürece materyal, renk, filtre ve diğer faktörlerin artık bir önemi yoktur. Gözlüğün üzerinde CE (Conformite Europene) ibaresinin bulunması da ürünün minimum güvenlik standartlarına uygun koşullarda olduğunu ifade etmektedir. Renk özelliği olan camların da rengini, kullanım yerine göre iyi seçmek de faydalı olabilir. Siyah, koyu gri, kahverengi olan camlar hem yoğun güneş hem de günlük kullanım için uygundur. Orta ve üzeri parlaklık koşullarında kullanılırlar. Yeşil renk özelliğine sahip camlar gözleri dinlendirme özelliğine sahiptir. Ancak nesnelerin renklerinin normalden bir miktar farklı algılanmasına neden olur. Az güneşli ortamlarda, bahar ve kış aylarında kullanıma uygundur. Sarı, altın, açık kahverengi özellikteki camlar ise parlaklık anlamında daha az koruma sağlasalar da orta-düşük ışık koşullarında tercih edilebilirler. Derinlik algısı özelliğinin yüksek olması nedeniyle kış sporları performanslarında da tercih edilebilir” ifadelerini kullandı.
“UV korumasız güneş gözlüğü kullanmayın”
Işığın; cam yüzeyi, deniz yüzeyi, ıslak yol gibi yansıtıcı yüzeylere çarptığında yansıyarak polarizasyon gösterdiğini vurgulayan Malazgirt, ayrıca şunları söyledi: “Denizciler durgun deniz yüzeyinden, sürücüler ıslak yol yüzeyinden ve araç ön camından ön konsola yansıyan, göz kamaştıran ışıktan korunmada yüzde 100 UV korumalı, polarize camlı güneş gözlüğünden çok yarar görürler. Balıkçılar, polarize camla yansıma kaldırıldığında su içini daha iyi görme olanağına sahip olurlar. Polarize güneş gözlüğü etiketi de yüzde100 UV ve CE belgelerine dâhil edilmiş olmalıdır. UV korumasız bir güneş gözlüğünün sebep olduğu karanlık ortam, göz bebeğinin fonksiyonunu engelleyerek UV ışığının genişlemiş gözbebeğinden içeri daha kolay girmesine sebep olarak göze fayda yerine zarar verecektir. Böyle bir güneş gözlüğü aksesuar olarak bile kullanılmamalıdır.” Güneş gözlüğünün cam kalitesinin kontrolünün kullanıcı tarafından da yapılabileceğine dikkat çeken Malazgirt, “Bunun için gözlüğü yüzünüzden rahat bir mesafede tutun ve bir gözünüzü kapatarak karo zemin gibi ızgara desenli bir yüzeye bakın. Gözlüğü yavaşça bir yandan diğer yana ve yukarı-aşağıya hareket ettirin. Izgara çizgili yüzeydeki çizgiler olduğu gibi düz kalırsa camlar kalitedir. Eğer çizgiler gözlük camlarının ortasından baktığınızda ve gözlüğü hareket ettirdiğinizde dalgalı görünüyorsa daha doğru bir gözlük tercih edin. Ayrıca gözlük çerçevesi yüzünüze uygun olmalı, üst ve yanlardan ışığın gözünüze ve göz çevrenize girişine engel olmalıdır. Doğru seçilmiş kaliteli bir güneş gözlüğü, göz sağlığınız için olmazsa olmazdır.”