Gülüş estetiğine sahip olmamak öz güven eksikliği yaratabilir
Ortodonti Uzmanı Doç. Dr. Serkan Görgülü, ortodontik tedavi ihtiyacının çoğu zaman estetik beklentilerden kaynaklandığını belirterek, "Gülüş estetiğine sahip olmayan bireylerde öz güven eksikliğiyle birlikte görülen psikolojik problemler oluşmaktadır." dedi.
Doç. Dr. Görgülü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ortodontinin öncelikli hedefinin dokuların normal konumlarını korumak, eğer bir bozulma oluşuyorsa bunu durdurmak veya mevcut bir bozukluk varsa bunu tedavi ederek fonksiyonel ve estetik açıdan hastayı ideal duruma getirmek olduğunu belirtti.
Görgülü, ortodontik problemlerin oluşmasında genetik kadar çevresel faktörlerin de etkili olduğuna işaret etti.
Bunlardan bazılarının uzun süre biberon veya emzik kullanımı, ağızdan soluk alıp verme, parmak emme, dudak veya yanak ısırma gibi anormal alışkanlıklar olduğunu dile getiren Görgülü, bunların yanı sıra süt dişlerinin çürük gibi nedenlerle erken kaybı, kaybedilen dişlerin yerine yer tutucu gibi koruyucu apareylerin yapılmaması ve sonucunda ağızdaki mevcut dişlerin hareket etmesinin daimi dişlerin çıkması aşamasında ortodontik problemlere sebep olabildiğini söyledi.
Problemlerin erken yaşta yapılan muayenelerle teşhis edilmesinin bozukluk oluşmasını engelleyebileceğini veya tedavi sürecini kısaltıp kolaylaştırabileceğini vurgulayan Görgülü, "Ortodontik tedavi ihtiyacı çoğu zaman estetik beklentilerden kaynaklanmaktadır. Gülüş estetiğine sahip olmayan bireylerde öz güven eksikliğiyle birlikte görülen psikolojik problemler oluşmaktadır." diye konuştu.
Doç. Dr. Serkan Görgülü, ortodontik tedavinin estetik görünüm dışında konuşma ve çiğneme fonksiyonlarına da katkıda bulunduğunu aktardı.
Görgülü, ortodontik sorunu olup tedavi görmeyen bireylerde ağız bakımı zorlaştığı için temizlenemeyen bölgelerin oluştuğunu, bunun da diş çürüğü ve diş eti hastalıkları görülmesi ihtimalini artırdığını söyledi.
"Ortodontik tedavi her yaşta uygulanabilen bir tedavi tekniğidir. Ancak büyüme gelişim döneminde bozuklukların şiddetlenmeden tespit edilerek önlem alınması ve erken dönemde tedavi edilmesi hem sonuç hem de tedavinin kalıcılığı açısından oldukça önem arz etmektedir." diyen Görgülü, bu sayede daha kolay tedavi seçenekleriyle daha başarılı sonuçlar elde edilebileceğini vurguladı.
Tedavi için süt dişlerin değişmesini beklemeye gerek yok
Doç. Dr. Görgülü, ihtiyacın tespiti ve tedavi için yanlış bilinen bir kanı olan süt dişlerinin tamamının değişmesi gerekliliğinin doğru bir yaklaşım olmadığını ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"Erken dönemde ortodontik bozuklukların öngörülerek önlem alınabilmesi için çocukların 8-9 yaşlarından itibaren ortodonti uzmanı bir hekimin kontrolünde olmaları, çene ve diş yapısı oturuncaya kadar da düzenli takip edilmeleri uygun bir yaklaşım olacaktır. Bu sebepten tıbbın birçok alanında olduğu gibi bu alanda da erken teşhis ve tedavi çok büyük önem arz etmektedir.
Yetişkinlerde de ortodontik problemlerin tedavileri mümkün. Ancak kemik yapısı ve yoğunluğundaki farklılıklar ve hasta beklentisi açısından tedavi seçenekleri farklılık gösterebilmektedir. İskelet yapıyı ilgilendiren bozukluklar ise ancak cerrahi destekli ortodontik tedavi ile çözülebilir ya da uygun bir ağız yapısı var ve görünüş bozukluğu şiddetli değilse kemik yapıya müdahale edilmeksizin uzlaşı tedavileri tercih edilebilir. Yetişkin hastalar sosyal hayatı etkileyebilecek metal görünümlü braketler yerine bozukluğun türüne göre estetik braketler ve şeffaf plaklarla da tedavi edilebilmekte. Ancak doğru tedavi planlamasının yapılması ve düzeltilecek bozukluğa göre uygun tedavi tekniklerinin kullanılması oldukça önemli. Zira estetik amaçlı bu tekniklerin de kısıtlandığı durumlar ve başarıyla uygulanamadığı olgular da mevcuttur. Bu sebeple hastanın beklentilerine göre tedaviyi yapacak olan hekimin yönlendirmesi ve tedavi seçeneğine hekim ve hastanın beraber karar vermesi daha uygun olmaktadır."