Glokom hastalığı nasıl tedavi edilir?
Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhsin Eraslan, tedavisi önem ve uzmanlık gerektiren glokom hastalığını sizler için anlatıyor.
Göz tansiyonu olarak da bilinen glokom, göz içindeki yüksek basıncın neden olduğu göz sinirlerinde hasar olarak tanımlanır. Bu, erken teşhis edilip tedavi edilmediği takdirde kalıcı görme kaybına yol açabilen yaygın bir göz hastalığıdır.
Normal şartlar altında gözlerimizde aköz humor denen bir sıvı bulunur ve bu göz içi sıvısı bir yandan üretilirken bir yandan gözü trabeküler ağ aracılığı ile terk eder. Glokomda göz içi sıvısının çıkış yolu tıkanır ve sonuç olarak biriken göz içi sıvısı göz içi basıncının artmasına neden olur. Yüksek göz içi basıncı, optik sinire zarar vererek sinirde geri dönüşü olmayan hasara neden olabilir.
"Primer açık açılı glokom" bu sinsi hastalığın en sık görülen tipidir ve sıklığı yaşla birlikte artar. Erken teşhis çok önemlidir çünkü bir kez görme kaybı meydana geldiğinde kaybedilen alanın iyileşmesi mümkün değildir. Glokom tanısı koyabilmek için sadece göz içi basınç artışı olmayıp mutlaka bu artışa eşlik eden göz sinirinde harabiyet olması ve böylece görme alanı kaybının olması gerekir. Sadece göz içi basıncının artışı tanı koydurmaz.
Glokom tedavisi önem ve uzmanlık gerektirir
Glokomun ortaya çıkmasında birçok faktör etkilidir. Risk altında olan kişiler ise; ileri yaşta olan kişiler, genetik yatkınlığı olanlar, aşırı sigara kullanan, şeker hastalığına bulunanlar, miyoplar, uzun süreli kortizon kullananlardır. Göz tansiyonu hastalığının erken evrelerinde genellikle bir belirti ve bulgu gözlenmediği için düzenli doktor kontrolü erken tanı için önem taşır.
Glokomu tespit etmenin en iyi yolu düzenli göz muayenesi yaptırmaktır. Göz doktorları bu rahatsızlığı tespit etmek için özel tetkik ve testleri uygularlar. Bunlar arasında; göz tansiyonu ölçümü, gözün drenaj açısının incelemesi, görme alanı testi, optik koherens tomografi (OCT) ve görme siniri muayenesi bulunmaktadır. Glokom teşhisinde tansiyon değerleri ve test sonuçları yeterli olmamakla birlikte optik sinir fonksiyonunu ve anatomisini değerlendirmeye yönelik testler özellikle erken teşhiste önemlidir.
Glokom tedavisinde kullanılan ilaçlar ve yeni kullanım yöntemleri
Glokom, ilk etapta göz içi basıncını azaltan göz damlaları ile tedavi edilir. Birçok farklı içerikli damla seçeneği arasından hastanın sistemik hastalıkları, alerjileri, önceden uygulanan tedaviler göz önünde bulundurularak en uygun damla veya damlalar seçilir.
Genellikle göz damlalarının günlük olarak kullanılması önemlidir
Farklı etken maddelerle önerilen tıbbi tedavi aralığında, günde bir veya birkaç kez veya düzenli aralıklarla göz damlası kullanılır. Belirtilen zamanlarda uygulama ile tedavinin etkinliğini artıracak ve göz içi basıncında daha etkili bir düşüş sağlayacaktır.
Glokom tedavisinde aşamalar nelerdir?
Glokom tedavisini aşamalı olarak incelemek gerekirse ilk olarak göz damlalarına başvurulur. Glokom tedavisi için çeşitli damlalar mevcuttur. Bu ilaçlar, sıvının gözden dışarı akışını hızlandırarak veya
gözdeki sıvı üretimini azaltarak göz basıncını düşürür. İlk olarak, optik sinirinizin hasar görüp görmediğini ve tedaviye ihtiyacınız olup olmadığını değerlendirmek için gorme alani ve OCT testi yapılır. Takiplerinde sinir hasarı gelişmeyen hastalar ilaçsız olarak takip edilebilmektedir. Sinir hasarı gelişmiş olan fakat uygulanan damla tedavisi ile ilerlemesi durdurulabilen olgularda damla tedavisine devam etmek uygundur.
Damla tedavisi ile cevap alınamayan ya da yetersiz gelen hastalarda ise lazer tedavisine başvurulur. Glokom için lazer tedavisinin temel amacı gözdeki basıncı düşürmek veya lazer tedavisini korumaktır. Terapötik lazer yöntemleri, açık açılı glokom için en sık kullanılan lazer trabeküloplasti yöntemleridir. Amaç, göz sıvısının çıkışını artırmaktır. İlaç tedavisine yeterli yanıt alınamayan hastalarda lazer tedavisi kullanılabilir.
Son olarak tercih edilen yöntem ise cerrahi tedavidir. Glokomun cerrahi tedavisi göz içi basıncının düşürülmesi amacıyla göz içi sıvısının dışa çıkışına sağlayan yeni bir kanal açılmasına yöneliktir. Bu kanalla gözün içindeki yüksek basınçlı sıvının dışa akımı sağlanır. Bu amaçla Minimal invaziv girişimler erken evre glokom hastalarına uygulanabilir. Orta ve ileri evre hastalarda ise “trabekülektomi” en sık kullanılan yöntemdir. Uygulanan tedaviler yetersiz kaldığı ileri durumlarda göz içi sıvısını göz küresi dışına taşıyacak özel tüpler (seton implantlar) göz içine yerleştirilebilir. Seton implantların uygulanamadığı ve başarısız olduğu hastalarda transskleral diod lazer tedavisi uygun seçenek olacaktır.