Gebelik diyabetini doğum sonrası da ihmal etmeyin
Uzm. Dr. Adnan Haşimi, “Hem anne hem bebeğin hayatını riske sokan gebelik diyabeti görülme sıklığı arttı. Şeker yükleme testi olarak bilinen glukoz tolerans testinin ihmal edilmemesi ve doğum sonrası da annenin takip edilmesi gerekiyor” dedi.
Laboratuvar Biyokimya Bölümü’nden Uzm. Dr. Adnan Haşimi gebelikte gelişen diyabete dikkat çekti. Gebelik diyabetinin erken teşhis ve tedavi edilmezse hastalığın anne ve bebeğin hayatını riske sokacağı konusunda uyaran Uzm. Dr. Adnan Haşimi yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Gestasyonel diyabet (GDM) yani gebeliğe bağlı şeker hastalığı, gebelerin ortalama yüzde 4-10’nda görülüyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gebeliğe bağlı diyabet ve şeker hastalığı (DM) oranı hızlı bir biçimde artıyor. Hastalığın temelinde glukoz metabolizmasında bozulma var. Glukoz metabolizmasındaki bozulma potansiyeli gebelik etkisiyle daha belirgin hale geliyor. Bu sorun tanı almaz ve tedavi edilmezse ileriki süreçte aralarında diyabet olmak üzere pek çok hastalığa zemin hazırlıyor. Gestasyonel diyabet gebeliğin sonlanmasıyla ortadan kalkabileceği gibi, gizli şeker olarak da bilinen glukoz metabolizma bozukluğu halinde sürebiliyor ya da şeker hastalığına dönüşebiliyor.”
YAŞAM BOYU SÜREN GİZLİ RİSK
Gebeliğe bağlı diyabet hastalarının hamilelik ve doğumda komplikasyonlarla karşılaşma ihtimalinin olmayanlara göre çok daha yüksek olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Adnan Haşimi, “Ayrıca bu hastalığa mustarip annelerin dünyaya getirdiği bebeklerin şeker hastası olma ihtimali de fazladır. Anne, bebek sağlığının korunması, bireylerin ileri yıllarda karşılaşabilecekleri bazı hastalıkların önlenmesi ya da geciktirilmesi sorunun erken tanısıyla mümkündür. Bunun için halk arasında şeker yüklemesi olarak bilinen glukoz tolerans testinin yaptırılması hayati derecede önemlidir” ifadelerini kullandı.
TESTTE ALINAN ŞEKER ZARAR VERMEZ
Son yıllarda kamuoyuna yansıyan glukoz tolerans testinin zararlı olabileceğine dair haberlerin gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Haşimi, “Test sırasında içirilen az miktardaki glukozun anneye veya bebeğe zararı olduğu yönündeki mesnetsiz iddialar doğru değildir. Bu görüşü destekleyecek hiçbir bilimsel bulgu yoktur. Aksine bu testin yapılması, anne ve bebek sağlığının teşhis ve takibi açısından Dünya Sağlık Örgütü’nün yanı sıra Uluslararası Kadın Hastalıkları/Doğum Birlikleri ve Çocuk Sağlığı Dernekleri tarafından çok faydalı bulunmakta ve ısrarla teşvik edilmektedir” bilgisini verdi.
GLUKOZ TOLERANSI NASIL TESPİT EDİLİR
Gebelikte glukoz tolerası testinin basit ve son derece güvenilir olduğunu söyleyen Haşimi, “Gebeliğe bağlı diyabetin teşhis kriterleri bilimsel olarak ortaya konmuş olan kurallar çerçevesinde laboratuvar analizleriyle ölçeklendirilmiştir. Buna göre, gebeliğin belirli dönemindeki anne adayına 50 ila 100 gram glukoz verilir. Anne adayından açlık kan örneğinin dışında belirli aralıklarla kan örneği de alınarak analiz edilir. Test süresi hekim tarafından tercih edilen testin tipine göre 1 ila 3 saat sürer” dedi.
Gebelik diyabetinin doğumdan sonra da titizlikle takip edilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Haşimi, “Gebeliğe dayalı diyabet tanısıyla takip edilenlerde doğum sonrası kan şekeri genellikle normal seviyeye iner, dolayısıyla riskin varlığı unutulur ya da göz ardı edilir. Doğum sonrası testler yapılmaz veya ertelenir. Ancak gebelik diyabeti yaşayanların hayatlarının ilerleyen dönemlerinde şeker hastası olma ihtimali yüksektir. Bu nedenle doğum sonrası hekimin uygun bulacağı zamanda ilk kontrol yapılmalı, sonuç normal seviyelerde olsa dahi 2-3 yıl aralıklarla kan şekeri kontrolüne ve takibine devam edilmelidir” diye konuştu.
HASTA KENDİ SORUMLULUĞUNUN BİLİNCİNDE OLMALI
Haşimi, sözlerini şöyle tamamladı: “Testlerin doğru sonuçlanması için akli melekeleri yerinde olan hastanın kendisine izah edilen davranışları (açlık süresi, test öncesi ilaç kullanılması ya da ilacın bırakılması, fiziksel efor veya istirahat, gibi) yapması ve uygulaması gerekir; bu konularda hekim/tedavi kurumunun takip yetki ve sorumluluğu yoktur, bu hususlar bizzat hasta tarafından yapılması gerekenlerdir. Bu davranışların hasta tarafından uygun biçimde yapılmaması testin hatalı bulunmasına, dolayısıyla tanının ve tedavinin hatalı veya yetersiz olmasına yol açabilir. Her laboratuvar testinde hastanın bizzat kendisinin sorumluluğu vardır. Bu husus ilginçtir ki çok yerde işlenmez ve bu konu ihmal edilir; sonuçta test belki de defalarca tekrar edilmek zorunda kalınır. Glukoz yükleme de nispeten sık kullanılan bir test olmasına rağmen hasta uyum hataları nedeniyle hatalı bulunabilenlerden birisidir.”