Filyasyon ekipleri "dedektif" gibi iz sürerek mücadele ediyor
Sakarya'da, pozitif vakalar ile temaslıların tespit edilmesi ve izolasyona alınması, bu kişilere ilaç temin edilmesinde görev alan 600 kişiden oluşan 205 filyasyon ekibi, zorlu görevlerini özveriyle sürdürüyor.
Sakarya'da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) testi pozitif çıkan kişilerin izolasyona alınması, temaslıların tespiti ve hastalara ilaç götürülmesi gibi görevleri yerine getiren filyasyon ekipleri adeta "dedektif" titizliğiyle çalışarak salgınla mücadelede etkin rol oynuyor.
Türkiye'nin salgınla mücadelesinde fedakarca çalışan sağlık personeli, gece gündüz demeden özveriyle görevlerini sürdürüyor.
İl Sağlık Müdürlüğü koordinesinde kent merkezi ile 16 ilçede 600 kişiden oluşan 205 filyasyon ekibi, Kovid-19'a karşı dönüşümlü mücadele ediyor.
Görev yaptıkları bölgelerde koordinasyon merkezine gelen ve o gün ziyaret edecekleri evlerin adresleri alan ekipler, saat 08.30'dan 23.00'a kadar mesai yapıyor.
Tulumlarını giyip gözlük, eldiven, maske ve siperlik takan filyasyon ekipleri, evleri ziyaret ederek Kovid-19 tanısı konulmuş hastaların ilaçlarını veriyor, temaslıların bilgisini ve genel sağlık durumlarını kayıt altına alıyor. Ekipler, temaslıları da ziyaret ederek gerektiği durumlarda Kovid-19 testi yapıyor.
Sağlık çalışanlarıyla salgına karşı etkin rol oynayan ve adeta dedektif gibi bu tür vakaların izini süren "Koronavirüs dedektifleri"nin çalışması AA tarafından görüntülendi.
"İzolasyona uymayanlar iş yükümüzü artırıyor"
Doktor Necip Yağız, Adapazarı İlçe Sağlık Müdürlüğünde ve filyasyon ekiplerinde görev aldığını söyledi.
Filyasyon ekiplerinin Kovid-19 için özel olarak oluşturulduğunu, eylülden bu yana çalışma yürüttüğünü aktaran Yağız, "Haftada 3-4 gün filyasyona çıkıyoruz. Saat 08.30'dan 23.00'e kadar çalışıyoruz, günlük 40-50 eve ziyarette bulunup ilaç temini, koronavirüs hakkında soruları cevaplandırma ve ihtiyaç halinde PCR alımını yapıyoruz. Belki bir postacı gibi çalışıyorsunuz ama getirdiğiniz şey kargo değil, onlara hayatıyla ilgili bilgi getiriyorsunuz. Bu ciddi bir sorumluluk. Bu yüzden olabildiğince nazik olmaya, anlatmaya çalışıyoruz, ilaçları kullanmalarını söylüyoruz." şeklinde konuştu.
Yağız, kendilerini sahada zora sokan durumların olduğunu anlatarak, "Kişiler ilaçları kullanmak istemiyor. İlaçlarla ilgili 'Bana bunlar zarar verecek.' şeklinde algı var. Elimizden geldiği kadar erkenden ilaçlara başlamanın, tedavide en etkili şey olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Şu an için bizi en çok yoran şey; ilaca karşı oluşan direnç." ifadesini kullandı.
"Hasta ve temaslılara hızla ulaşmaya çalışıyoruz"
Filyasyonda hasta ya da temaslılara olabildiğince hızlı ulaşmaya çalıştıklarını kaydeden Yağız, şöyle devam etti:
"Kişiler ev izolasyonuna dikkat etmiyor. Son zamanlarda karantinadan çıkıp dışarıda olanlara rastlıyoruz. Bu çok tehlikeli ve filyasyonu zorlaştıran bir şey çünkü filyasyondaki temel amaç; kişilerin evde izolasyonunu sağlamak, onlara bilgi vermek ve dışarı çıkmalarını engellemek. Bu durum iş yükümüzü artırıyor, hastalığın yayılmasını hızlandırıyor."
Yağız, vatandaşların ev ziyaretleri yapmamaları gerektiğinin altını çizerek maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyulmasını istedi.
"Bir annenin çocuğu için döktüğü gözyaşları bizi gerçekten üzüyor"
Hemşire Sevgi Gümüştekin de 24 yıldır görev yaptığını ve haziran ayından beri filyasyon ekibinde bulunduğunu söyleyerek, Kovid-19 tanısı alan hastalara ilaçlarını verdiklerini ve nasıl kullanmaları gerektiğini anlattıklarını, tedavilerinin de evde devamını sağladıklarını kaydetti.
Gümüştekin, kendilerini üzen durumlarla karşılaştıklarını dile getirerek, "Yatalak hastalarımız, yaşlı, bakıma muhtaç hastalarımız oluyor. Onlar bu süreci çok zor atlatıyor. Aileler; kimisi çok tedirgin oluyor, ağlamaya başlıyor. Çocuklar oluyor mesela. Bir annenin çocuğu için mücadelesi, döktüğü gözyaşları, bizi gerçekten üzüyor çünkü ben de anneyim. Gece 23.00'e kadar ev ev gezip insanların ilaçlarını veriyoruz. Görevimizi sevdiğimiz için büyük bir mücadeleyle zorlukları göz ardı ederek insanlara hizmet etmeye çalışıyoruz." ifadesini kullandı.
"Hala virüs yok diyen vatandaşlarımız var." diyen Gümüştekin, bu yaklaşımın yanlış olduğunu kaydetti.
Salgının dünya genelinde etkili olduğuna işaret eden Gümüştekin, "Ben de bu hastalığı atlattım, şu an sağlıklıyım. Benden sonra kızıma da bulaştı. Gerçekten ağrılı ve zor bir dönem... Görüyoruz, hayatını kaybedenler var. İnanmayan kesim yüzünden bu virüs yayıldı. 2-3 kişi dahi olsa bir araya gelmesinler artık. Eski alışkanlıklarımızı sürdürmeyelim. Bu olayı ne kadar ciddiye alırsak o kadar çok başarı elde edeceğiz." diye konuştu.
Gümüştekin, vatandaşlara tedbirlere harfiyen uyma çağrısında bulundu.