Evdeki bayramı sağlıklı geçirme önerileri
Bayramda tüketilen aşırı yiyecek ve özellikle de aşırı şeker, ani kilo artışını tetiklediği gibi çeşitli hastalıklara da davetiye çıkarıyor. Corona virüsle mücadele sürecinin devam etmesinden dolayı bağışıklık sisteminin de güçlü tutulması gerektiğini hatırlatan MYO Gıda İşleme Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, Ramazan Bayramı sonrası rutin yemek düzenine nasıl geçilebileceğini ve bağışıklık sistemini güçlendiren vitaminlerin nasıl tüketilmesi gerektiğini anlattı.
Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, “Ramazan boyunca oruç tutanlar, normal beslenme düzenlerine geçmeleriyle eskisinden daha fazla yeme eğiliminde olabilirler. Bu durum, kalp-damar hastalıklarını, hipertansiyonu, şeker hastalığını, solunum rahatsızlıklarını, karaciğer yağlanmasını, safra kesesi hastalıklarını ve eklem hastalıklarını daha da tetikleyebilir.
Ayrıca Ramazan boyunca metabolizma yavaşladığı için bayramla birlikte tüketilen tatlılar vücutta yağ olarak depolanır. Bayramın sıcak günlere denk gelmesi ise bizlere alternatif tatlı tüketimi sundu. Şekerlemeler yerine mevsim meyvelerinin tercih edilmesi diyabet ve obezite hastalarının yararına olacaktır. Şeker ve şeker içeren çikolata, hazır meyve suları, gazlı içecekler, tatlılar gibi besinlerden kaçınmalı. Bu tür besinler kana hemen ve tamamen karışır.
Vücut, kan şekerinin tümünü aynı anda enerjiye çeviremez ve bu durumda bir kısım glikozu vücut yağına çevirir. İnsülin ile kan şekeri düşer ve tekrar tatlı yeme isteği doğar, dolayısıyla beslenme süreci kısır bir döngüye girer. Mutlaka en az üç öğün yemek yenmeli, kızartmalar yerine ızgara, fırında ya da haşlama yöntemi ile pişirilmiş yemekler yavaş yavaş yenmeli ve çok iyi çiğnenmeli. Sıvı alımına dikkat edilmeli ve günde yaklaşık 2-3 litre su tüketilmeli” bilgisini verdi.
C ve D vitaminleri doğru tüketilmeli
Vitamin ve mineral desteğinin bağışıklık sistemini güçlendirmesindeki büyük rolüne dikkat çeken Doç. Dr. Uzel, “Virüsle mücadele sürecinin devam etmesinden dolayı bağışıklık sisteminin güçlü tutulmasının devamlılığı sağlanmalıdır. Bu doğrultuda coğrafi konum itibariyle ülkemizde yetişen meyve ve sebze çeşitlerindeki bolluk olumlu olarak dikkat çekmektedir. Öncelikle belirtilmelidir ki, bireylerin sağlık durumu iyi olduğu sürece ilave vitamin ve mineral takviyesi elzem değildir. Eksiklik görülmesi durumunda ek alım bilinçli ve kontrollü şekilde yapılabilmektedir. Vitaminler arasında ön planda olan C vitamini, hassas bir vitamindir. Meyveden alınacaksa hazırlanan meyvenin hazırlanış şeklindeki yanlışlık ve bekleme süresinin fazlalığı bile C vitamininde kayba neden olmaktadır. C vitamini almak için taze sebze-meyveleri tercih etmek gerekir. Eğer pişirme işlemi uygulanacaksa az suda ve kısa süreli pişirme uygulanmalıdır. Eğer gıda takviyesi formunda alınacaksa suda çözünen vitamin grubundan olduğu için öğün aralarında ya da aç karnına alınması tavsiye edilir.”
"D vitamini için avantajlı bir dönemdeyiz"
D vitamininin vücutta eksik olması durumunda, uygun miktarda kullanıldığı sürece destek vitamin olarak yer verilebildiğini kaydeden Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, şöyle devam etti:
"Mevsimsel olarak D vitamini alımının avantajlı olduğu bir dönemdeyiz. Günlük en çok yarım saat güneşten yararlanmak yararlı olacaktır. D vitamini alımının büyük kısmı güneş ışınlarından, bir kısmı ise besinlerdendir. Ancak karantina döneminden dolayı doğrudan güneş ışığından yararlanmak herkes için ne yazık ki mümkün olmayabilir. Mineral takviyesi vücutta D vitamini yararlılığını destekler. D vitaminin gıda takviyesi formunda alınması düşünülüyorsa vitaminin yağda eriyen grupta olmasından dolayı aç karnına alınması tavsiye edilir. Doz aşımı durumunda toksik etkiye neden olmaması adına uzman kontrolünde bilinçli alımı önerilmektedir. Bu nedenle hangi çeşit besinlerin tüketildiğinin yanı sıra hangi şekilde tüketildikleri de önemlidir."
Bir tatlı kaşığı zerdeçal
"Vitamin alımının yanı sıra çinko, demir, selenyum gibi mineral takviyesi de önerilmektedir” diyen Ruhan Aşkın Uzel, “Ek olarak yemeklere zerdeçal ilave edilebilir. Çünkü zerdeçal kullanımının bağışıklık sistemindeki olumlu dengeleyici etkisinin yanı sıra akciğerlerde de olumlu yansımaları görülmektedir. Zerdeçalı, olumsuz reaksiyon görülebilecek bir sağlık durumu olmadıkça günde yaklaşık olarak bir tatlı kaşığı kullanmak yeterli olacaktır. Uygun olan yemeklerde de kullanılabilir” önerisinde bulundu.