Erken evrede yüzde 90 başarı sağlanıyor
Türkiye Baş ve Boyun Kanserleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, baş boyun kanserinin erken teşhisine dikkat çekti. Prof. Dr. Özdoğan, “Baş boyun kanserlerinde ne kadar erken tanırsak, çok küçük bir cerrahide veya sınırlı alan radyoterapiyle tamamen iyileştirebilme şansımız var. Erken evrede yakaladığımızda neredeyse yüzde 90'ların üzerinde tamamen hastalıktan kurtulma şansı var" dedi.
Bu yıl 20-24 Eylül tarihlerinde gerçekleşen 9'uncu Baş ve Boyun Kanseri Farkındalık Haftası kapsamında Türkiye'de 6 ildeki 8 merkezde ücretsiz tarama programı gerçekleştiriliyor. Türkiye Baş ve Boyun Kanserleri Derneği Başkanı ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan ile Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Bölümü Öğretim Üyesi, Avrupa Baş ve Boyun Kanserleri Cemiyeti Genel Sekreteri ve Baş ve Boyun Kanserleri Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Şefik Hoşal, Baş Boyun Kanserleri Derneği ve hastalıkları hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Mustafa Özdoğan ve Prof. Dr. Şefik Hoşal, hastalık erken evrelerde teşhis edildiğinde, tedavi başarısının yüzde 80-90'lara ulaştığına dikkati çekerek, belirtilere karşı uyardı.
SON YILLARDA ARTAN RİSK FAKTÖRÜ
Türkiye Baş ve Boyun Kanserleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, baş boyun kanserlerinin cilt dışında burun bölgesinden başlayıp, yutak borusu, ağız içi, yutak, dil, özellikle gırtlak bölgesi ve yemek borusunu kapsayıp tükürük bezlerini de içine alan yüzdeki sinüs boşluklarını içeren alanlarda geliştiğini anlattı. Kanserin en temel bilinen risk faktörünün baş boyun kanserlerinde de rastlandığını belirten Prof. Dr. Özdoğan, “En önemli risk faktörü sigara, ikinci alkol, üçüncüsü ise insan papilloma virüsü ki bunu daha çok kadınlarda rahim ağzı kanseri yapar diye biliriz. Ama bu erkekler için de kadınlar için de son yıllarda artan bir risk faktörüdür. Bununla beraber kötü ağız hijyeni, obezite gibi beslenmedeki bozukluklar ve çevresel kimyasallar az da olsa katkı sağlamaktadır" dedi.
3 HAFTADAN FAZLA UZAYAN ŞİKAYETLERE DİKKAT
Baş boyun kanserlerinin en temel belirtileri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, “Özellikle burun bölgesinde ve ağızdan kanama, ağız içinde ve dudakta iyileşmeyen yaralar, boyunda ve baş boyun bölgesinde ortaya çıkan şişlikleri olan özellikle bu şikayetlerin 3 haftadan daha fazla uzaması mutlaka dikkat edilmesi gereken konulardır. Ağız içi, dudak, burun, boyun ve bu bölgede ortaya çıkan şişlik, kanama ve yara gibi durumlarda mutlaka hekime gitmeliyiz ve muayene olmalıyız" diye konuştu.
SİGARA VE ALKOL KANSER RİSKİNİ ARTIRIYOR
Genellikle erkeklerde daha sık görüldüğünü belirten Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, “Son yıllarda kadınlarda da sigara içme oranının ve alkol kullanımının artmasıyla birlikte kadınlarda da bu oran hızla tırmanmaktadır. Öncelikle ileri yaş hastalığı olmakla birlikte bu sıklıkla kadınlarda yerini almaya başlamıştır" dedi.
'EN BÜYÜK PROBLEM TOPLUMUN BAŞ BOYUN KANSERLERİNİ TANIMIYOR OLMASI'
Erken tanı ve tedavinin çok önemli olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, “Baş boyun kanserlerinde ne kadar erken tanırsak, çok küçük bir cerrahide veya sınırlı alan radyoterapiyle tamamen iyileştirebilme şansımız var. Erken evrede yakaladığımızda neredeyse yüzde 90'ların üzerinde tamamen hastalıktan kurtulma şansı varken hem dünya hem de Türkiye perspektifinden baktığımızda çoğunlukla yüzde 60'lara varan oranlarda, doğrudan tedavi edilmesi güç bir evrede yakalamaktayız. Bunda en büyük problem de toplumun baş boyun kanserlerini tanımıyor olması, durumun farkında olmuyor olmasıdır. Bir burun tıkanıklığını, burundan kanamayı mutlaka basit nedenlere bağlıyor olması ve doktora gitmekte gecikmesidir. Bu belirtiler ortaya çıktığında eğer erkenden doktora müracaat edilirse çok küçük cerrahiler, yine sınırlı alanlarda tedavi edebiliyoruz" diye konuştu.
'ERKEN TANIYI ARTIRMAK İSTİYORUZ'
Kanser durumu ilerlemişse kemoterapi ve immüno terapiler gibi tedaviler yapılarak multidisiplinler arası çalışıldığını aktaran Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, “Artık kolay tedaviden radyasyon onkolog, tıbbi onkolog, baş boyun cerrahı, baş boyun tümör cerrahı, beslenme uzmanları, psikologlar gibi geniş bir alanda çalışmak zorunda kalıyoruz. Çünkü baş boyun bölgesi bir insan için en hassas, en kıymetli bölgelerden biridir. Bu bölge tümörlerinde vereceğimiz radyoterapiler, kemoterapiler ister istemez hastayı hırpalamaktadır. Yapılacak cerrahiler hastaların gerek görüntüsünü bozmakta, bazen ses kaybı oluşturmaktadır. Tüm bunlara maruz kalmamak, toplumu bilinçlendirmek ve erken tanıyı artırmak istiyoruz. Ancak erken tanı konulamayan hastada baş boyun tedavisinde çok iyi duruma gelmiş durumdayız. Multidisipliner ekip çalışması, neredeyse ülkemin hemen her yerinde çok iyi bir şekilde uygulanmaktadır. Eğer belli bir aşamayı aşmışsa da uluslararası farklı birşeye ihtiyaç duymadan gerek tıbbi gerekse de ilaç tedavileri olarak son derece yetecek durumdadır" dedi.
TEDAVİDE MULTİDİSİPLİNER ÇALIŞMA
Hastanede multidisipliner bir ekiple baş boyun kanserlerini değerlendirdiklerini belirten Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, “Radyoterapideki teknolojik gelişmeler bizim elimizi en çok rahatlatan yöntemlerdir. Robotik cerrahilerin gelişmesi, baş boyunda geniş doku aldığımızda onu onaracak plastik cerrahlarımızın çok etkin olması son derece önemlidir" diye konuştu.
YILLIK 8 BİN BAŞ BOYUN KANSERİ TANISI
Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “En önemli şey erken tanı. Tüm kanserler önlenebilir. Neredeyse yüzde 50'si ortadan kaldırılabilir. 2020 yılında Türkiye'de 233 bin yeni kanser tanısı konulmuştur. Eğer farkında olursak biz bazı çevresel faktörlerimizi, sigara, alkolü ortadan kaldırırsak neredeyse bunun 100 binini yok edebiliriz. Baş boyun kanserleriyle de bu söz konusu. Yaklaşık yıllık 8 bin civarında ülkemizde baş boyun kanseri tanısı almaktadır. Neredeyse yüzde 60'ı bölgesel, ileri evre veya metastatik dönemde gelmektedir. Dolayısıyla bu hastalığı önlemek önleyemediğimiz hastalık için de farkındalık yaratarak erken tanı koymak çok önemlidir. Hayat kurtarıcıdır."
EN ÖNEMLİ YAYILMA BELİRTİSİ LENF BEZLERİ
Baş ve Boyun Kanserleri Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Şefik Hoşal, baş boyun bölgesindeki rahatsızlık şikayetleri nedeniyle hastaların tedaviye başvurduğunu anlattı. Prof. Dr. Şefik Hoşal, “Örneğin ses kısıklığı önemli bir bulgu. Bunun yanında yutma güçlüğü gırtlak kanseri için önemli belirti. Geçmeyen bir burun tıkanıklığı, özellikle tek taraflı burun kanamaları önem kazanıyor. Baş boyun kanserinin en önemli yayılma yolu boyundaki lenf bezleridir. Lenf bezlerinde büyümeler oluyor. Bu da boyunda şişkinlikle karşımıza çıkıyor. En tehlikeli bulgu boyunda şişlikle hastalarımızın bize başvurmasıdır" dedi.
PANDEMİ NEDENİYLE HASTALARIN YÜZDE 60'I BAŞVURU YAPMAKTAN KAÇINDI
Avrupa Baş Boyun Derneği'nin Covid-19 nedeniyle hastaların etkilendiğine dair çalışma yaptığını anlatan Prof. Dr. Hoşal, “Geçen sene Almanya, Polonya, Portekiz, Ukrayna ve Türkiye'de bir çalışma yürütüldü. Bu çalışmada görüldü ki, Türkiye'deki hastaların yüzde 60'ı pandemi nedeniyle hekime başvurmaktan kaçındı. Baş boyun kanserinin en önemli özelliği erken tanıda tedavi yüzde 80-90'da. Tamamen tedavi edebildiğimiz bir hastalık. İleri evrede gelen hastada başarımız yüzde 50 azalıyor. Çok ciddi bir kayıp. Hastanın yaşam kalitesi düşmüş oluyor. Bu nedenle gecikmeye neden olamamak için hastanın bize erken başvurması ve zararın az olmasıdır" diye konuştu.
TARAMALARLA TOPLUMUN BİLİNÇLENMESİ AMAÇLANIYOR
Farkındalık haftası kapsamında Türkiye'de bazı merkezlerde gerçekleşen baş boyun kanser taramalarını anlatan Prof. Dr. Şefik Hoşal, “Avrupa Baş Boyun Derneği'nin bu sene 9'uncusunu yaptığı aktivite kapsamında onunla ilgili bir takım her ülke kendi bünyesinde çalışmalar yapıyor. Biz de bu konuda Türkiye'de tarama testleriyle hastaların bilinçlenmesini, baş boyun kanserleri hakkında bilgi sahibi olmasını istiyoruz. Baş boyun kanserleri tedavisi tek bir hekime ya da gruba hakim değil bunun bir multidisipliner yaklaşımla çözülmesi gerekiyor. Bu konuda farkındalığı artırmak amaçlı 6 ile 8 merkezde tarama başlattık" dedi.
'GENÇLERİN BİLİNÇLENMESİ GEREKİYOR'
Baş boyun kanserlerinin aslında ileri yaş hastalığıyken, son yıllarda dünyada gençlerde de görülmeye başladığını aktaran rof. Dr. Şefik Hoşal, "Bu nedenle sosyal medyayı daha aktif kullanan genç arkadaşların da bilinçlenmesi gerekiyor. Çünkü risk faktörlerimiz çok ciddi olarak gençleri de ilgilendiriyor. O nedenle #başagelenaşılır hashtag'iyle bunu başlattık. Umarım başarılı olur" dedi.