Gazete Vatan Logo

Dünya Sağlık Örgütü Zika virüsü için acil toplanıyor

Birleşmiş Milletler'e bağlı Dünya Sağlık Örgütü (WHO), özellikle Latin Amerika ülkelerinde yayılan ve kusurlu doğumlara neden olan Zika virüsü konusunda atılacak adımları belirlemek üzere İsviçre'nin Cenevre kentinde bugün olağanüstü bir toplantı düzenliyor.

Dünya Sağlık Örgütü Zika virüsü için acil toplanıyor

WHO, "alarm verici boyutlara ulaşan salgın" karşısında, küresel bir acil durum ilan edilip edilmemesine karar verecek.

Virüsün bulaştığı birçok kişide hastalık belirtileri kendini belli etmezken, hamilelerde bebeğin beyin gelişimini engelliyor ve bebeklerin anormal derecede küçük kafalı doğmasına (mikrosefali) neden oluyor.

Zika'nın küresel çapta bir tehdit olarak kabul edilmesi halinde, hastalıktan etkilenenlere ve virüsün araştırılmasına daha çok kaynak ayrılacak.

WHO geçen yıl Batı Afrika'daki Ebola salgınında çok yavaş hareket etmekle eleştirilmişti.

Sivrisineklerle yayılan virüs ilk olarak Mayıs 2015'te Brezilya'da ortaya çıktı ve o tarihten bu yana 20'den fazla ülkeye yayıldı.

Dünya Sağlık Örgütü geçen hafta yaptığı açıklamada virüsün 3-4 milyon kişiye bulaşabileceği tahmininde bulunmuştu.

ZİKA VİRÜSÜ TÜRKİYE'Yİ TEHDİT EDİYOR MU?

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül, Zika virüsünün Türkiye için henüz ciddi bir tehdit oluşturmadığını, ancak salgın bölgelerine seyahat eden gebelerin risk altında olacağı uyarısında bulundu.

DHA’nın sorularını yanıtlayan Amerikan Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölüm Başkanı Ergönül’e göre, Güney Amerika’yı sarsan virüsün bulaşmasına sebep olan Aides türü sivrisineğin Türkiye’de bilimsel çalışmalarda çok az sayıda tespit edilmiş olması, uzmanları rahatlatıyor.

Ancak, Avrupa’dan salgın bölgelerine ziyaret eden turistlerde de virüsün saptanmış olması, riskin sürdüğünü gösteriyor.

Ergönül, “Dünya çok küçük olduğu için ve seyahat artık çok daha kolay olduğu için Türkiye’den gidenler de tıpkı Danimarka veya İsviçre’den gidenler gibi enfekte olabilirler” diye uyardı.

Zika virüsü, sadece Türkiye’nin değil, hastalığın görüldüğü Batı dünyasının da yeni tanıştığı bir hastalık. Oysa Zika, ilk kez Uganda’da 1947’de saptanmış ve ardından Afrika'ya yayılmış ve bir şekilde Güney Amerika’ya geçmiş bir virüs.

Ancak Zika, Amerika, Danimarka İngiltere ve İsviçre’de bu bölgelere seyahat etmiş kişilerde de saptanarak, küresel endişeleri artırdı.

Haberin Devamı

“Virüsün ölüm oranı, sıfıra yakın”

Haberin Devamı

Virüs, gebelere sivrisinek sokması ile bulaşıyor ve bebeğin beyin gelişimini engelleyerek kusurlu doğumlara sebep olabiliyor. Brezilya’da yapılan çalışmalara göre, “özellikle gebe kadınlarda, eğer enfekte olunmuşsa, olmayanlara göre 20 kat daha fazla mikrosefali, yani beyin ya da kafa küçüklüğü riski var”. Ergönül, “Virüsün ölüm oranı, sıfıra yakın ve literatürde bildirilen bu ölümlerin, üzerine eklenen başka problemler nedeniyle gerçekleştiği biliniyor” diye açıkladı.

Bunun yanında, “Gebelerde mikrosefali görülmesi, dolayısıyla beyinsel gelişimin zarar görmesi insanları etkiledi” diye sözlerini sürdüren Ergönül’e göre, benzer şekilde yayılan bambaşka virüsler de söz konusu. Dang Ateşi (Dengue Fever), Chikungunya ateşi, yine tropik ve ılıman iklimlerde bulunan Batı Nil virüsü ve ülkemizde de görülen tatarcık humması, bunlardan bazıları.

Prof. Dr. Ergönül’e göre Zika ise, “çok hızlı yayılmasıyla dikkat çekti.”

Haberin Devamı

“Grip benzeri bulgulara dikkat edilmeli”

Önder Ergönül ayrıca, Zika virüsünün “iyi seyirli bir hastalık” olması ile öne çıktığını söyledi. Ergönül’e göre, hastalık grip benzeri bulgularla kendini gösteriyor.

Prof. Dr. Ergönül, “Yaygın kas ağrısı, halsizlik, ateş, gözlerde kızarıklık gibi bulgular varsa ve o bölgeye seyahat öyküsü varsa, hekim arkadaşlarımız ve vatandaşlarımızın çok dikkatli olmaları gerekir” diye çağrı yaptı.

“İnsandan insana enfeksiyon yapması mümkün değil”

“Sivrisinekler olmaksızın insandan insana enfeksiyon yapması mümkün değil” diye sözlerini sürdüren Ergönül, bunun ancak virüsün evrim geçirmesi sonucu olabileceğini söyledi. Ergönül’e göre, henüz bu mutasyon gerçekleşmedi; ama risk devam ediyor.

Peki Türkiye’de kurumlar bu olası salgın tehdidi için nasıl önlem alabilir? Ergönül, “Sağlık Bakanlığı’nın tehdit oluşturan bölgelere seyahati ertelemek ya da iptal etmeyi önermesi mantıklı. Ama aslen, bunun iyi seyirli bir hastalık olduğu hatırlanmalı” dedi ve şöyle devam etti: “Gebe olmadıktan sonra bu bölgelere seyahat kısıtlamasına gerek yok. Ancak vaka görülürse, Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Halk Sağlığı kurumu aracılığıyla serum örnekleri alınarak, incelenmesi gerekecektir.”

Haberin Devamı

"Henüz özel bir tedavi ya da antiviral ilacı yok"

“Henüz özel bir tedavi ya da antiviral ilacın söz konusu olmadığını” hatırlatan Önder Ergönül, “Influenza” virüsüne karşı verilen ilaçların erken kullanılması ile, hastalığın daha kolay geçirilebileceği önerisine bulundu. Bunun, destek tedavi ile sınırlı olduğunu ise vurguladı.

Önder Ergönül, “Böyle iyi seyirli bir hastalık için aşı üretmek çok anlamlı gözükmeyebiliyor. Bir aşının üretilmesi, yaklaşık 5 ila 10 sene arasında sürüyor ve kendiliğinden sonlanan bir hastalık için buna ihtiyaç kalmayabilir. Bu konuda, Dünya Sağlık Örgütü’nün uyarılarıyla yetiniyoruz” dedi.

"Bu sivrisinekler daha sıcak ve kurak yerlerde görülüyorlar"

Ergönül, bilim insanlarının tartıştığı küresel ısınma ile Zika virüsü arasındaki olası bağlantılara ilişkin görüşlerini ise şöyle açıkladı: “İklim değişikliğinin eklem bacaklı denilen sivrisinek ve kenelerin yaşam döngüsünü etkilediği doğru. Ancak hangi yönde etkileyeceği matematiksel modellemelerle kestirilemez. Coğrafya elbette iklime göre kayabilir. Sonuçta bu sivrisinekler daha sıcak ve kurak yerlerde görülüyorlar. Ancak bu, ancak sakin bir şekilde bilim insanlarının yıllar içerisinde izlemesiyle ortaya çıkabilir.”

Kaynak: BBC Türkçe / DHA