Doğumdan sonra lohusa sendromunu nasıl atlatabilirsiniz?
Anneliğin gelecek planlarını, yaşamı, düzeni ve hatta kişiyi değiştirebileceğini düşünüyor musunuz? Psikolog Dilek Memnun, lohusa sendromu hakkında merak edilenleri sizler için anlattı.
Lohusalık hamile kadının doğumu bittikten sonra 6 ila 8 haftalık dönemi kapsamaktadır. Bu süre bittikten sonra hamilelik sırasında bireyin yaşadığı tüm değişimler hamilelik öncesine döner. Anne ve bebeğin bu dönemde özenli bir bakıma ihtiyacı vardır. Annede meydana gelen hormonal değişimler ve bebek bakımında annenin kendisini yetersiz hissetmesi gibi durumların sonucunda ağlama, endişe ve mutsuz olma durumu görülebilmektedir. Kişilerin yaşamış olduğu bu durum annelik hüznü biçiminde tanımlanabilmektedir. Annelik hüznü annelerin pek çoğunda yaşanabilmektedir.
Anne rolünün benimsenmesi birtakım duygudurum değişikliklerine neden olabilir
Anne adayının doğum sırasında hatta özellikle sonrasında yaşamında yeni bir rolü sahiplenmesi bu süreçte yaşadığı değişimler üstlendiği sorumluluklar birtakım duygudurum değişikliklerine neden olabilir. Kişide huzursuzluk ve endişe yaratabilir. Bireyin doğum sonrasında ilk 2 hafta içerisinde yaşadığı duygusal değişimler “lohusa sendromu” biçiminde tanımlanmaktadır. Bazı kaynaklara göre “annelik hüznü” biçiminde de tanımlanabilen bu kavram sürecin doğal bir parçası olarak kabul edilebilmektedir. Bu durum doğumdan yaklaşık 3. ya da 4. günde ortaya çıkar. Annelerde ortaya çıkan semptomlar geçici olmakta ve 1-2 gün ya da 1-2 hafta sürebilmektedir. Duygusal bir desteğin varlığı bu süreçte çok önemlidir. Fakat bu sürecin 2 haftadan daha uzun sürmesi durumunda birey ve bebeği ciddi problemler yaşayabilmektedirler.
Hamilelik ve lohusalık dönemleri doğasından dolayı değişimlere adanmış bir dönemdir
Annelerin bir kısmı doğum sonrasında meydana gelen değişimlere uyum sağlayabiliyorken yaşanılan sürecin kişiye özel olmasından kaynaklı bir kısmı ise uyum sürecinde bazı problemler yaşayabilir. Doğum sonrasında ilk bir yıl bireyin psikolojik sağlığı açısından oldukça riskli bir dönemdir. Lohusa sendromu bir diğer adıyla ise annelik hüznü hormonal değişikliklerden dolayı beslenme problemleri, uykusuzluk, anne olmanın yarattığı stres sebebiyle şiddeti artan bir olgudur. Lohusa sendromuna sahip bir annede görülen ağlama, çökkünlük, uyku bozukluğu, anksiyete, eleştiriye karşı hassaslık, isteksizlik, huzursuzluk ve duygudurumunda meydana gelen hızlı değişiklikler en sık görülen belirtilerdendir.
Lohusa sendromunun nedeni nedir?
Lohusa sendromuna neden olan faktörler kesin olarak bilinmemekle birlikte hormonal değişimlerin, yakın çevrenin ve annenin duygudurum bozukluğu geçmişine sahip olması, eşler arasında meydana gelen ilişkisel problemler, sosyal desteğin olmaması, sosyoekonomik sorunların varlığı vb. stres faktörlerinin annelik hüznünün ortaya çıkmasında etkili olduğu görülmüştür.
Lohusa sendromu ne zaman ortaya çıkar ve ne kadar sürer?
Lohusa sendromunun doğumu takiben 3. ya da 4. gün başladığı ve hafif belirtilere sahip olduğu görülmüştür. Bu dönemde belirtiler hafif düzeyde olduğundan dolayı herhangi bir müdahalede bulunmaya gerek olmayabilir ve 2 hafta içerisinde lohusa sendromunun etkisi azalabilmektedir. Fakat duygudurum bozukluğu olan kadınlarda doğum sonrası depresyonun öncülü olabilmektedir. Dolayısıyla belirtiler doğumdan sonra belirtildiği gibi 2 hafta içerisinde kaybolmazsa uzman desteğine başvurulması gerekmektedir.
Bu sendrom ile başa çıkma yöntemleri nelerdir? Lohusa sendromu yaşayan bir bireyin eşine ve yakın çevresine düşen görevler nelerdir?
Lohusa sendromu yaşayan annelerin bu durum ile başa çıkabilmeleri için öncelikle aileleri ve sağlık personelleri tarafından desteklenmeleri gerekmektedir. Mevcut durum ile nasıl baş etmeleri gerektiği konusunda gerekli bilgilendirmeler yapılmalıdır. Aynı zamanda bebek bakımı ile ilgili herhangi bir eksiğin saptanması ve bu konu ile ilgili bilinçli olabilmeleri sağlanmalıdır. Anneye ve ailesine annelik hüznü ile ilgili gerekli bilgilendirmelerde bulunmak bu durumun sürecin bir parçası olduğunu açıklamak annenin sosyal destek sistemini güçlendirmek yeterli olabilmektedir. 2 haftayı aşan bir lohusa sendromu için tedavi gerektiren bir tıbbi destek almak gerektiğini unutmamak gerekir. Hatta aile geçmişinde duygudurum bozukluğu olan bireylerin evlilik öncesinde bireysel, grup, aile, evlilik, annenin evlilik ilişkisine odaklanılmalı ve sosyal destek oluşturulmalıdır.
Bu sendroma sahip kadınlara destek olabilmek adına onlarla kurduğumuz duygusal iletişime dikkat etmek, onları dinlemek, annenin sorumluluğunu paylaşabilmek, bebek bakımında yardımcı olabilmek ve annenin kendisine zaman ayırmasına yardımcı olmak gerekmektedir.