Dişlere zarar veren 6 alışkanlık!
Ağız ve diş sağlığını bozan diş çürükleri ile diş eti hastalıkları ülkemizde ve dünya genelinde nezleden sonra en yaygın görülen hastalıklar arasında ikinci sırada yer alıyor.
Ülkemizde ne yazık ki ağız ve diş sağlığıyla ilgili veriler çok parlak değil. Öyle ki 35-44 yas¸ grubunda çürük, eksik veya dolgulu dişe sahip olma oranı yüzde 10,8 iken bu oran 65–74 yas¸ grubu arasında yüzde 25,8’e yükseliyor. Sağlıksız dişler ve diş etleri; başta kalp, böbrek ile mide olmak üzere organları da olumsuz yönde etkiliyor, diyabet ile mide ülseri gibi kronik hastalıkları tetikleyebiliyor. Hamilelerde erken doğum, düşük ve düşük kilolu bebek riskini artırıyor. Dolayısıyla sağlıklı diş ve diş etlerine sahip olmak tüm sağlığımızı korumak adına çok önemli. Dişlerimizin hasar görmesine yol açan en önemli etken ise günlük hayatımızda sıkça yapılan hatalar.
Acıbadem Maslak Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dt. Kübel Özkut, dişlere zarar veren alışkanlıkları anlatarak şu önerilerde bulundu:
Dişleri alet olarak kullanmak: Dişleri alet olarak kullanmak sıkça yaptığımız hatalı alışkanlıklarımızdan. Dişleri paketleri açmak, etiket koparmak ve çeşitli şişelerin açılmasında kullanmak dişlerde travmaya, incelmiş diş kenarlarında kopmalara, varsa protezlerin çıkmasına ve kırılmasına yol açabiliyor.
Dişleri sıkmak ve gıcırdatmak: Dişleri sıkmak ve gıcırdatmak genellikle strese bağlı yapılan yaygın bir alışkanlık. Özellikle gece uykuda şiddeti artan diş sıkma ve gıcırdatma dişlerde aşınmalara, dişeti çekilmelerine ve kök-kuron birleşim bölgesinde diş maddesi kaybına sebep oluyor. Bir süre sonra dişlerde oluşan bu ciddi madde kayıpları dişlerde hassasiyete yol açabiliyor. Dişlerin sıkılması çene eklemi ve çevre dokularını da olumsuz yönde etkiliyor ve kasların spazmıyla beraber baş boyun bölgesinde ağrılara neden olabiliyor.
Şeker yemek: Aşırı veya sık aralıklarla tüketilen şeker ve fermante olan karbonhidratlar diş sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. Şekerin yenmesiyle ağızda oluşan asidik ortam dişlerin yüzeyinde çözülmeye neden olabiliyor. Diş dokusundaki bu yumuşamalar da çürüklere yol açabiliyor. Bu nedenle şekersiz sakızın tercih edilmesi, suni meyve suyu ve konsantre içecekler yerine doğal meyve suyunun tercih edilmesinde fayda var.
Sürekli bir şeyler atıştırmak: Sürekli bir şeyler yeme, atıştırma ve asitli içeceklerin gün içinde sık aralıklarla tüketilmesi sonucunda ağız için asidik-bazik denge asidiğe doğru kaydıkça çürük ve dişeti enfeksiyonu oluşabiliyor. Ağızda besin birikiyor, bu da bakteri sayısı arttırıyor ve ağız içini enfeksiyonlara açık hale getiriyor.
Aşırı kahve ve sigara tüketmek: Aşırı kahve ve sigara tüketimi dişlerin renk değişimine ve sararmasına sebep oluyor. Sigara başta kan dolaşımını bozduğu için diş eti hastalıklarının fark edilmesini önlüyor ve ilerleyen diş eti hastalıkları sonucunda da erken yaşta diş kayıpları oluşabiliyor.
Dişleri hatalı fırçalamak: Diş temizliğinin yetersiz sürede yapılması, dişlerin sert fırçalanması ve kullanılan fırça kıllarının sert oluşu, özellikle kök yüzeyindeki sement tabakasının aşınmasına ve dentin tabakasının açılmasıyla beraber ileri derecede hassasiyetlere yol açabiliyor. Dişlerinizi sabah ve akşamları 2 dakika süreyle, orta sertlikte kıllara sahip olan bir fırçayla, oval hareketlerle ve diş etine de masaj yaparak fırçalamaya özen gösterin. Akşamları diş ipiyle ara yüzleri temizlemeyi de alışkanlık haline getirin. Ayrıca yılda 2 kez olacak şekilde rutin muayenenizi de asla ihmal etmeyin.