Gazete Vatan Logo

“Çocuklarınıza sorumluluk verin”

Dr. Aslı Aktan Erciyes, evde çocuklarla olan yaşamın, çocuk gelişimine olan etkilerini değerlendirdi. Dr. Erciyes, evde çocuklara sorumluluk verilmesi gerektiğini söyledi.

“Çocuklarınıza sorumluluk verin”

Corona virüs salgını nedeniyle evde kalınan bu günlerin, çocukların gelişimi için önemli olduğuna değinen Dr. Aslı Aktan Erciyes, bu dönemde çocukları oyalamak için ekstra etkinlik düzenlemeye gerek olmadığını dile getirdi. Dr. Erciyes, “Çocuğun gelişimi için çocuğu hayatın merkezine koymayın ve ona sorumluluklar verin” dedi. Online sohbetlerinde, ‘Evde Çocuklarla Yaşam: Gelişime olan Yansımaları’ konulu sohbet gerçekleşen Dr. Aslı Aktan Erciyes, çocuk gelişimiyle ilgili yapılan yanlışlara değindi.

Anadil ve ikinci dil edinimi, ölçümlemesi süreçleri ve tipik ve atipik gelişen bebeklerin desteklenmesi konularında çalışmaları bulunan Erciyes online sohbette, değişen rutinlerin çocuk gelişimine yansıması, çocukların değişen şartlara adaptasyonu, ebeveynlerin tutumları ve olası etkileri konularındaki tecrübelerini paylaştı. YBEA web sayfasındaki başvuru formunun doldurulup sohbetlere ücretsiz katılınabileceği belirtildi.

“DİL İNSANLARDAN ÖĞRENİLMELİ”

Günümüzde, çocuklarla her zaman olduğundan daha fazla ve kesintisiz vakit geçirildiğine değinen Dr. Erciyes, “Evde kaldığımız günlerin dışında çocukların hayatında çok fazla sosyal ortam oluyor. Ancak bu günlerde tüm sosyal ortamlar eve ya da dijital bir platforma taşınmış durumda. Dijital platformlar da bizim küçük çocuklarda dil ve bilişsel gelişim açısından çok fazla tercih ettiğimiz bir iletişim türü değil. Araştırmalar da dilin insanlardan öğrenildiğini gösteriyor. Dili öğrenmenin yeri sosyal çevredir. Dil yaşayan bir varlıktır ve yaşayarak öğrenilir. Dijital platformdan öğrenilen bir dil, bir insandan öğrendikleri kadar kaliteli olamaz” diye konuştu.

Haberin Devamı

“MAJÖR DEĞİŞİMLERİ ERTELEYİN”

Dr. Erciyes, “Rutinimizin değiştiği bir dönemdeyiz ve çocuklarımızın rutinleri varsa onları bu dönemde değiştirmemeliyiz. Eğer her gün saat 10’da uyuyorlarsa bu uykuya devam etmeliler. Böyle dönemlerde hiç yapmadığınız ya da çocuğun hayatında değiştirmek istediğiniz alanlara girmemek lazım. Tuvalet alışkanlığı, sütten kesme, kendi başına yemek yemeyi öğrenme gibi bu tür majör değişimleri bu dönemde ertelemeyi öneriyoruz” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

“MASAYA YARDIM ETMEKLE BOYA YAPMAK ARASINDA ÇOCUK İÇİN FARK YOK”

Bu dönemin çocukların dil gelişimine nasıl yansıyacağıyla ilgili bir araştırmaya da başlayacaklarına değinen Dr. Erciyes, “Bu dönemde insanlar çocuklarıyla çok daha fazla konuşuyorlar ve çok daha fazla birlikte oluyorlar. Tüm aile bireylerinin yoğun bir şekilde bir arada olduğu bu dönemin, belli yaştaki çocukların dil ve bilişsel gelişime pozitif yansımaları olacağını düşünüyorum. Bu dönem birebir iletişim, etkileşimin ve konuşmanın pik yaptığı dönemler. Bu aşırı etkileşimin pozitif olduğu kadar negatif etkileri de var. Bu etkileşimde, evde çocukların sıkılmaması ve onlara aktivite yaratabilme yani onları oyalayabilme kaygısıyla ekstra arayış içinde olmamamız gerekiyor. Çocukları yapılacak ev işlerine ortak etmek bile onlar için bir aktivite. Boyama yapmak ile masa kurmak arasında çocuk açsından bir fark bulunmuyor. 5 yaşındaki bir çocuk kendi tabağını getirebilir. Bunun yanı sıra anne babalara, çok fazla oyuncağın aynı anda ortalıkta olmamasını tavsiye ediyorum. Bir anda bütün oyuncakları kaldırmadan yavaş yavaş çocuklara hissettirmeden azaltabilirler” dedi.

Haberin Devamı

“ÇOCUKLARIN HAYATI ÖĞRENMELERİ İÇİN ÇOK DEĞERLİ BİR ZAMAN”

Aktivite yaratma çabalarının gereksiz olduğunu sözlerine ekleyen Erciyes şöyle devam etti: "Çocukla vakit geçirmek, onun gelişimi açısından oldukça önemli. Çocuklarımızın özgüveni yüksek ve sorumluluk sahibi olabilmeleri için hayatını tümüyle kolaylaştırmamamız gerekiyor. Onlara bu dönemde oldukça sorumluluk vermemiz gerekiyor. Ayrıca çocuklarımızın her isteğini, istedikleri anda elde edemeyeceklerini de öğretmeliyiz. İstedikleri şeyler için beklemeleri gerektiğini ve bazen bu beklemenin tahmin ettiklerinden daha uzun süreceğini öğretmeliyiz.”

“HER ÇOCUK BELLİ BİR POTANSİYEL İLE DOĞUYOR”

Çocukların yüksek ya da düşük de olsa belli bir potansiyel ile doğduğuna değinerek, o potansiyelin, ebeveynlik stili ile çok farklı noktalara taşınabileceğini belirten Erciyes, “Beklemeye tahammülü olmayan bir çocuğu, kendi hayatımız daha kolay olsun diye her şeyi hazır hale getiriyoruz. Bu davranışla da o çocuğun beklemeyi öğrenmemesine neden oluyoruz. Dolayısıyla anne ve babalar çocuğu mutlu etmek için aktiviteden aktiviteye koşma içinde ve paniği içinde hissediyorlar” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı