Çocuklarda okul fobisine dikkat
Diyarbakır’da Uzman Psikolog Tülinay Seçkin, uyum haftasıyla birlikte okula yeni başlayan çocuklarda enerji kaybı, isteksizlik, iştahsızlık, mide bulantısı, baş ağrısı gibi şikayetler varsa okul fobisinin olduğuna dikkat çekti.
Yeni eğitim-öğretim döneminin uyum haftasıyla başlamasıyla aileler ve öğrencilerde okul telaşı başladı. Uzman Psikolog Tülinay Seçkin, bu telaşa hem uyarıda bulundu, hem de karşılaşabilecek durumlar karşısında nelere dikkat edilip nelerin yapılması konusunda önerilerde bulundu.
Kayapınar ilçesinde Şehit Polis Sabri Kün İlkokulunda görevli sınıf öğretmeni Hakan Demirkol, uyum haftasıyla velilerin eğitime katılımı, bu süreçte çocukların okula daha iyi adapte olmaları için veli, öğretmen, okul, öğrenci ilişkisinin en üst düzeye çıkarıldığı ve çocukların okula daha uyumlu bir hale ortam oluşturulduğunu söyledi. Demirkol, çocukların bu sayede okuldan korkmadan daha iyi, daha heyecanla gelebileceğini değerlendirdi.
Okulun, çocuk için daha önce hiç tanımadığı kadar çok sayıda insan, arkadaşla, çocukla tanışma ve karşılaşma süreci olduğunu belirten Uzman Psikolog Tülinay Seçkin, bununla birlikte uyulması gereken kurallar ve başarılması gereken öğrenim süreçleriyle birlikte yepyeni çevre olduğunu kaydetti.
“Aile, çocuğa neler yapması gerektiği noktasında fazla direktif vermemeli”
Çocuklarda okulun ilk gününde bazı problemlerin görülebileceğini söyleyen Seçkin, “Bu nokta da ailenin dikkat etmesi gereken bazı hususlar var. Aile, çocuğa neler yapması gerektiği noktasında fazla direktif vermemeli. Çocuğa sadece çok sakin olması gerektiğini, her hangi bir problem olduğunda öğretmenlerinin ve arkadaşlarının ona dostça yaklaşabileceğini, bir problemi olduğunda bunu çok rahat bir şekilde öğretmeni ile konuşabileceğini söylemeli. Aile, son derece sakin, kaygıdan uzak, endişeli görünüm vermemeli. Çünkü okulun ilk günleri, endişeli olacaktır” dedi.
Çocuğun aileden de herhangi bir endişe görmesi durumunda kendi endişelerinin yerinde olduğunu düşüneceğini işaret eden Seçkin, sözlerini şöyle sürdürdü: “O yüzden bunlar çok önemli. Çanta ve kıyafet hazırlamayı birlikte yapmalılar. Bu, bir sonraki günde telaşlı olmanın da önüne geçer. Erken yatıp erken kalma saatleri gerginlikten, endişeden uzak kalmasını sağlar. Vedalaşmaları çok uzun tutulmamasına özen gösteriyorum. Uzun tutma, çocuğun uzun süre ağlama ve gözyaşı dökmesine neden olur. Okuldan ayrılma vakti geldiğinde onu karşılayacak birisinin olduğunu, eğer aile karşılamayacaksa onu alacak bir servisin olduğunu, ya da evde karşılayacak ebeveynlerden kim varsa, karşılayacak birisinin olduğunu söylemeliler. En azından çocuk bu şekilde okuldan ayrılma saatti geldiğinde kimin karşılayacağını bilir. Geçme kalma, kapıda kalmaların önüne geçilmiş olur. Çünkü geç veya kapıda kalma olursa bu, çocuğun okul fobisini tetikleyebilir. Bu bahsettiğimiz durumlar hepsi görülebilir.”
Belli bir süre geçtiği halde çocukta bazı tepkiler varsa buna okul sendromu dediklerini belirten Seçkin, “Okul fobisi de diyebiliriz. Belli bir süre geçtiği halde enerji kaybı, isteksizlik, iştahsızlık, mide bulantısı, baş ağrısı gibi durumlar varsa biz buna psikosomatik belirtiler diyoruz. Bu belirtiler varsa aile fobisinden şüphelenip bu tepkileri dikkate alıp bir uzmandan destek almalarını öneriyoruz” ifadelerinde bulundu.