Çocuklarda internet bağımlılığı artıyor!
Düya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından en son 1990 yılında güncellenen Hastalıkların Uluslararası Sınıflaması (The International Classification of Diseases) teşhis kılavuzunun 2018 yılında yenileneceği ve bilgisayar oyunu bağımlılığının da kılavuzda 'akıl hastalığı' başlığı altında yer alacağı belirtildi.
Özellikle 12- 18 yaş döneminde yoğun olarak görülen internet bağımlılığı, erkeklerde kızlara oranla 2- 3 kat daha fazla riskli bir dönem olarak belirtiliyor. İnternet bağımlısı olan bir kişinin interneti aşırı kullanmaya yönelik isteğinin önüne geçemediğini ifade eden Çocuk Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Psikoterapist Dr. Deniz Tirit Karaca, bu kişilerde internete bağlı olmadan geçirilen zamanın önemini yitirdiğini söyledi. Yoksunluk yaşandığında ise aşırı sinirlilik hali ve saldırgan olma durumunun gözlendiğini belirten Dr. Karaca, kişinin iş, sosyal ve aile hayatının giderek bozulduğuna dikkat çekti. Teknoloji bağımlılığının belirtileri hakkında bilgi veren Dr. Deniz Tirit Karaca şöyle konuştu:
"Yapılan araştırmalarda görülmektedir ki erkeklerin interneti kullanma oranı ve dolayısıyla internet bağımlılık oranı kızlara göre daha fazladır. Bu kişiler 'yalnızca birkaç dakika' diyerek saatlerini harcar. Çevresindekilere ekran karşısında geçirdiği zaman hakkında yalan söyler. Uzun süre bilgisayar kullanmaktan dolayı fiziksel sorunlardan şikayet eder. Anonim bir kişiliğe bürünerek, insanlarla internet üzerinden konuşmayı yüz yüze konuşmaya tercih eder. İnternete girmek için yemek öğünlerinden, derslerden ya da randevularından ödün verir. Bilgisayarın başında çok fazla zaman geçirdiği için suçluluk duyuyorken bir yandan da büyük bir zevk alır ve bu iki duygu arasında gidip gelir."
BAĞIMLILIĞI KONTROL ALTINA ALIN
Teknoloji bağımlılığının sosyal alanda birçok soruna neden olduğunu hatırlatan Karaca, akademik başarıda düşüş, zamanı idare etmede başarısızlık ve uyku bozukluklarının ortaya çıktığını kaydetti. Yemek yememe, aktivitelerde azalma ve internet arkadaşları dışında izolasyon problemi yaşandığına dikkat çeken Dr. Karaca, "Bağımlılığı kontrol altına almak için günlük internet kullanım saatlerini değiştirin. Haftalık internet kullanımı çizelgeleri hazırlayıp, uyulmasını sağlayın. Destek grupları ya da aile terapisi gibi yöntemleri hayata geçirin. Çocuğunuzun yapmayı isteyip de fırsat bulamadığı faaliyetleri bir deftere yazmasını sağlayın, internet kullanmak için yoğun istek duyduğunda yazdıklarından birini yapmasını isteyin" dedi.
3 YAŞINDAN ÖNCE YASAK
İnternet bağımlılığının pek çok psikiyatrik bozukluk ile eş zamanlı olarak bulunabildiğini hatırlatan Karaca, özellikle genç yaş grubunda dikkat eksikliği- hiperaktivite bozukluğu, sosyal fobi, hafif depresyon varlığının daha sık görüldüğünü dile getirdi. Dr. Karaca, "Aşırı internet kullanımının gerçekten ayrı bir bozukluk mu olduğu yoksa altta yatan başka bir psikiyatrik bozukluğun bir belirtisi mi olduğu iyi ayırt edilmeli ve tedavisi buna göre planlanmalıdır. İnternet bağımlılığında öncelikle çocuk ve ergen psikiyatristi tarafından dikkat eksikliği hiperaktivite, sosyal fobi depresyon altta yatan psikiyatrik rahatsızlığın tedavi edilmesi ayrıca bilişsel davranışçı yöntemlerle internet bağımlığı için tedavi planı oluşturulmalıdır. Çocuk ve ergenlerde bağımlılığı önlemek için 3 yaşından küçük çocukların internet, televizyon ya da bilgisayarla karşılaşması uygun değildir. Okul öncesi yaş grubu için günde 30 dakikayı geçmeyecek şekilde internet kullanımı yeterlidir. İlköğretimin ilk 4 yılında ödev haricinde oyun ve eğlence için günlük 45 dakika zaman ayrılmalıdır. Sonraki yıllarda hafta sonu daha esnek olmakla birlikte günde 1 saat kullanım uygundur. Lise çağında da günlük 2 saat yeterlidir" diye konuştu.
'AĞLAYAN ÇOCUĞU TELEFONLA SUSTURMAYIN'
Çocukların küçük yaşlarda teknoloji ile tanışmalarının doğru olmadığını vurgulayan Çocuk Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Psikoterapist Dr. Deniz Tirit Karaca, "Çocuk ve gençlerin internet, bilgisayar ve televizyon karşısında uzun zaman geçirmeleri sosyal, duygusal ve fiziksel açıdan problemler oluşturmaktadır. Özellikle iletişim kurmalarına engel olması açısından çocukların sosyalleşmesini engellemektedir. Bu sebeple çocukların çok küçük yaştan itibaren bu türlü aletlerle tanışması ve aşırı maruz kalmaları doğru değildir. Özellikle gelişimin hızlı olduğu ilk 2 yaşta çocuklar mümkün olduğu kadarıyla teknolojik aletlerden uzak tutulmalıdır. Daha sonraki 4 yıl da çocukların teknolojiye maruz kalmaları sınırlandırılmalı, içerik bakımından da kontrol edilmelidir. Şiddet içeren bilgisayar oyunları, korku filmleri, uygunsuz içerikli internet siteleri vs gibi teknoloji unsurları çocuklarda ciddi psikolojik sorunlara yol açar veya normal ruhsal gelişimlerini engelleyebilir. Tabii aynı sorunlar okul dönemindeki çocuk ve gençler için de geçerlidir. Tek fark okul döneminde ödevler ve eğitim amaçlı bilgisayar kullanımına izin verilebilmesidir. Aileler genellikle ağlayan çocukları susturabilmek için ellerine cep telefonu vermemelidir. Ailelerin bu tarz davranışları çocukların küçük yaşlardan teknolojiye maruz kalmalarına ve potansiyel teknoloji bağımlılığına yol açabilmektedir. Daha sonraki dönemlerde çocuklar susmak veya sakinleşmek için telefon ve buna benzer teknolojik aletler için beklentiye girebilirler. Çocuklarla ailelerin birebir zaman geçirmeleri, spor ve çeşitli aktivitelere yönlendirmeleri önemlidir" dedi.