‘Cankurtaran’ doktordan kanserle savaş reçetesi
Dünyanın bir numaralı kanser araştırma merkezi Memorial Sloan Kettering Merkezi direktörü doktor Stephan Veach, VATAN’a konuştu
Bugün sizi Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi Uluslararsı Onkoloji Programları Direktörü Dr. Stephan Veach ile tanıştırmak istiyorum. Genel Onkoloji alanında uzman olan Dr. Veach, bilinmeyen tümörler üzerindeki çalışmalarıyla da dikkat çeken bir isim. 11’inci kattaki odasının girişinde Türkçe dahil 13 dilde “Hoşgeldiniz” yazan ve hastaları tarafından Lifesaver (cankurtaran) olarak isimlendirilen Dr. Veach kanser konusunda merak edilen soruları yanıtlarını VATAN’a verdi:
Dr. Veach, Türkiye’deki yaygın inanç Çernobil felaketinin Karadeniz Bölgesi’nde kanser vakalarını arttırdığı yönünde. Bu konuda yapılan araştırmalar var mı?
Ben Çernobil kazasından sonra o bölgeye gönderilen araştırma grubunun bir üyesiyim. Amerika Birleşik Devletleri konuyla yakından ilgilenmişti. Özellikle Amerikan ordusu, “böyle bir kaza bizim ülkemizde olursa ne yaparız” sorusunun cevabını bulmak istiyordu. Radyoaktif enerjiyle çalışan gemilerimiz sebebiyle donanma da konuya yakın ilgi duyuyordu. Yapılan araştırmalar sonucunda bu kazadan en çok etkilenen ülkelerin Ukrayna ve Belarus olduğu kesinlik kazandı. Bu listede Türkiye hiç yer almadı. Elimizde Türkiye için yapılmış spesifik bir çalışma mevcut değil.
Bu ülkelerde kanser en çok çocukları etkiledi. İstatistikler Ukrayna’daki tiroid kanseri hastalarının yüzde 64’ünün 15 yaş ve altı çocuklar olduğunu gösteriyor. Yine Belarus’ta çocuklardaki tiroid kanseri artış oranı yüzde 88.5’tir. Bunun nedeni kanserojen maddelerin gıda ürünlerine, özellikle de süt ürünlerine nüfuz etmiş olmasıdır. Ukrayna hükümeti halkı her ne kadar zehirli alandan uzaklaştırmaya çalışmışsa da büyük çoğunluk evlerine geri dönmüş, hayvancılık ve tarımla uğraşmaya devam etmiştir. Toprağa çöken radyoaktivite, serbest otlanmayla beslenen bu hayvanların etine, sütüne karışarak gıda maddelerine de yüksek oranlarda geçmiştir. Fakat daha önce de belirttiğim gibi Türkiye hiçbir zaman bu kategoriye dahil olmamıştır. Karadeniz bölgesindeki kanser vakaları artışını destekleyecek herhangi bir delil mevcut değildir.
Türkiye’de kapalı alanlarda sigara içme yasağı başladı. Bu yasağa ilk başlayan ülke olan Amerika’da, yasak sonrası kanser oranlarındaki değişimi gösterecek çalışmalar yapıldı mı?
Amerika’da sigaraya karşı savaşı başlatan ilk eyalet California’dır. 1988’de başlattıkları sigaranın zararlarına karşı bilinçlendirme kampanyasını 1990’da sigaraya getirilen yüksek vergiler izlemiştir. Yine aynı yıl işyerleri, restoran ve barlarda sigara yasağı getirilmiştir. Şu anda California nüfusunun yalnızca yüzde 18’i sigara kullanıcısıdır. 1988-1997 yılları aralığında yapılan incelemede öngörülen akciğer kanseri vakalarında 4 bin, beklenilen ölümlerde de 2 bin kişilik sayısal bir azalma tespit edilmiştir.
Yüzdesel olarak baktığımızda yaklaşık yüzde 14’lük bir düşüş vardır. Evet sigara yasağı kesinlikle çok etkili. Ülkenizdeki sigara yasağı henüz çok yeni ama önümüzdeki 10 sene içerisinde sevindirici sonuçlar alacağınızdan eminim. Pek çok Türk hastam olduğu için, Türklerin çok fazla sigara içtiğini biliyorum, özellikle de erkeklerin. Ama unutulmaması gereken gerçek şu akciğer kanseri vakalarının yüzde 87’si sigara kökenlidir.
Sigaranın akciğer kanserinden başka kanser türlerine de sebebiyet verdiğini söylemek mümkün mü?
Sigara, tütün, vücuttaki her hayati organı etkiler. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki tüm kanser türlerinde meydana gelen ölümlerin yüzde 30’u sigara sebebiyledir. Sigaranın doğrudan sebep olduğu kanser türleri akciğer, gırtlak, ağız, yemek borusu ve mesane kanseridir. Ayrıca bağlantılı olarak, böbrek, pankreas, mide, rahim ağzı kanseri ile lösemiye de yol açtığı bilinmektedir. Okuyucularınızı uyarmak istediğim bir başka konu ise light sigara aldatmacası... İnanın bana light sigara içmek sizin kanser riskinizi hiç azaltmıyor.
Sonuçta light sigara içicileri daha fazla sigara içiyor, daha fazla içine çekiyor ve dumanı daha fazla içinde tutuyor. Bunlar araştırmalarla doğrulanmış davranışlardır. İnsanlar sürekli sigara içmenin zararsız yollarını arıyor ama bu boşuna bir çaba. İçe çekilmeden içilen puro, pipo gibi ürünlerin ise akciğer kanserinin yanı sıra dudak, dil, ağız içi mukozası kanserlerini oluşturduğu ispatlanmıştır. Tiryakiler daha az zararlı olduğuna kanaat getirip mentollü sigaralara geçiyorlar.
Mentollü sigaranın içe çekildiğinde boğaza verdiği serinlik duygusu, aslında tahrişlere yol açmakta ve boğazda kuruluk ve öksürük yapmaktadır. Çok kısaca söylersek tütünün her türlüsü vücudumuza geri dönüşü imkansız zararlar verir ve unutmayın ki akciğer kanseri tedavisi en zor kanser türlerinden biridir.
Akciğer kanserinin 3 sebebi
En yaygın akciğer kanseri türü küçük hücreli olmayan akciğer kanseridir. Kanserin başlaması hücrelerin büyümesi ve tümöre dönüşmesiyle olur. Bazen kan dolaşımıyla, bazen de lenf yolları aracılığıyla vücudun diğer bölümlerine taşınabilir. Buna da kanserin metastas yapması denilir. Metastasın ulaştığı yer, tümörün büyüklüğü ve yeri kanserin hangi devrede olduğunu gösterir. Akciğer kanserine yakalanmada kontrol edilebilecek riskler olduğu gibi, genetik faktörler de rol oynar.
TÜTÜN: Akciğer kanserinin en büyük sebebidir. Hücrelerde normalin dışında büyümelere sebep olur. Pasif içicilik de aynı etkiyi yaratabilir.
ASBEST: Bu kristallerin solunması da akciğerlerde hasara yol açar. Gemi yapım atölyelerinde, asbest madenlerinde çalışanlarda görülür.
RADON: Kokusuz bir gaz olan radonun da akciğer kanseri oluşumunda etkisi yüksektir.
TEŞHİS
Genel olarak akciğer kanseri teşhisi için kullanılan belirlenmiş bir test ya da görüntüleme metodu yoktur. CAT tomografi metodu daha kesin sonuçlar vermektedir. Şüpheli bir lezyonu teşhis etmenin en güvenilir yolu biopsidir.
BELİRTİLER
Ne gariptir ki bazı akciğer kanseri hastaları uzun süre hiçbir belirti vermemektedir. Ya da bütün belirtileri taşıyıp sadece viral bir enfeksiyon teşhisi konanlar da vardır. İşte belirtiler:
*Yorgunluk * Öksürük * Nefes darlığı * Göğüs ağrısı * İştah kaybı * Kanlı öksürük
TEDAVİ
Tümörün büyüklüğüne, yerine ve yayılım yapıp yapmadığına bağlıdır.
Ameliyat: Akciğerler 5 lobdan oluşur, 3 tanesi sağ ciğerde 2 tanesi sol ciğerdedir. Küçük hücreli olmayan kanserlerde en etkili yöntem tümörün bulunduğu lobun tamamını almaktır. Lobun tamamının alınmadığı hallerde ise yalnızca tümör etrafı iyice temizlenerek çıkarılır.
Radyoterapi: Radyoterapi genel anlamıyla sağlam dokulara da hasar veren bir tedavi şeklidir. Bunun için radyoloğun çok dikkatli ölçümlemeler yapması gerekir.
Kemoterapi: Kanserli hücrelerin tamamını öldürmek için verilen ilaçtır. Genel yan etkileri: mide bulantısı, yorgunluk, kusma, saç dökülmesi...
‘Kanserin çaresi bulundu ama gizleniyor’ efsanesi
Halk arasında kanserin çaresinin bulunduğu ama bunun ilaç devleri tarafından engellendiği konusunda yaygın bir inanç var. Bu ne derece doğru?
Enteresan ama bunu ben de hastalarımdan duyuyorum. Böyle bir şey tabi ki mümkün olamaz. Her şeyden önce kanser tek bir hastalık değil ki çaresi bulunsun ve saklansın. Yüzlerce türü var kanserin. Hepsinin birden çaresinin bulunmuş olması pek olası değil şimdilik. Ayrıca varsayın ki oldu, niçin saklasın bunu ilaç endüstrisi? Kazanacakları paranın büyüklüğünü düşününce hiç de anlamlı gelmiyor insana.
Ancak kanserli hastaları kullanarak korkunç şeyler yapan doktorlar var. Mesela bir doktor Gonzales var. Ümitsiz insanlar üzerinden milyon dolarlar kazanıyor. Denemelerini büyük paralar vererek ona gelen, çare arayan insanlar üzerinde yapıyor. Hayvan dışkısından tutun, domuz pankreasından elde edilen enzimler gibi uyduruk ilaçları inanılmaz rakamlarla insanlara satıyor. Geçenlerde genç bir Yunan bayan geldi bana. Çok ilerlemiş meme kanseri hastasıydı. Yapılabileceklerin çok fazla olmadığını çok üzülerek de olsa söylemek zorundaydım. Buradan çıkıp ilk uçakla Meksika’da bir kliniğe gitti. Bu klinik kanserin her türünü, her evrede tedavi edebildiğini iddia ediyor. Ama yok böyle bir şey. Keşke olsaydı. İnsanlar yaşamak isterken, uğraşırken, hangi vicdanla bunu yapabiliyorlar anlamak mümkün değil.
YARIN
* Göğüs, rahim ağzı ve prostat kanseri... Nedenleri, tedavisi...
* Çin’de kanser konusunda yapılan araştırmalar...