Beynim yoruldu hayat, gelme üstüme…
Bugün çok yoruldunuz mu? Ayaklarınız, beliniz, boynunuz belki başınız yorgunluktan ağrıyor olabilir. Peki ya tüm yorgunluğunuz aslında görebildiğiniz değil de göremediğiniz bir noktadaysa ve bu yorgunluk sizi sandığınızdan daha çok etkiliyorsa…
Beyin yorgunluğunun kişinin yaşam kalitesini ciddi anlamda etkilediğini söyleyen Nörolog Mehmet Yavuz, beyin yorgunluğu ile baş etmenin yollarını anlatıyor.
Beyniniz yorgun olabilir mi?
Beyin yorgunluğunda en çok karşılaştığımız şikayetler, unutkanlık, odaklanamama, konsantrasyon eksikliği, algılama eksikliği, öğrenme ve ezberleme zorlukları, beyinde ağırlık hissi, dikkatsizlik, tahammülsüzlük ve çabuk sinirlenme gibi belirtilerdir. Yeni şeyler öğrenmede problem vardır. Beynin kayıtlama merkezi Alzheimer’daki gibi bozulmamıştır ancak yeni bellek kaydında gecikme ve zorlanma vardır. Okuduğu şeyleri anlamak için tekrar tekrar okumak zorunda kalınır. Kitabın bir sayfası okunurken, bir önceki sayfaya sık sık bakılır. Ezber yapmak zorunda olanlar için daha da farklı bir sıkıntı vardır. Bunun için her zamankinden daha çok zaman harcanır.
Beyin yorgunluğu kişinin iş performansını düşürür
Beyin yorgunluğu, hiç şüphesiz bireysel olarak kişiye çok zarar verir. Kişilerin verimliliği düşer. Yeni şeyler üretmek nerdeyse imkansız hale gelir. Sorunlara pratik çözümler getirilemez. Analitik ve çözümleyici düşüncelerde olumsuz etkilenmeler olur. Yatırım ve bütçe planlamalarında hatalar yapılır. Her zaman başarılı bir grafik çizen bir yönetici, beyin yorgunluğuna maruz kaldığında, performans düzeyi hızla düşmeye başlar. Kişi kendisindeki değişiklikleri fark eder ama çoğu zaman adlandıramaz. Bunun bir rahatsızlık olduğunu düşünmez. Bazen de mevcut performans düşmesi yaşlanma gibi nedenlere bağlanarak kılıf bulunmaya çalışılır. Sonuçta firmanın atılımları durur. Rakipleri öne çıkmaya başlar. Öğrencilerde de durum farklı değildir. Daha önce başarılı olan öğrencinin notları tedricen düşmeye başlar. Anne ve baba bu değişiklikleri er geç fark eder ve panikleme olabilir. Ebeveyn görülen olumsuz değişikliğe bir anlam veremez ve kendilerine göre nedenler aramaya başlarlar.
Beyin yorgunluğu sebepleri nelerdir?
Kronik stres: Uzun süreli stres altında olmak ve stresi ortadan kaldıran faktörleri uygulamamak, beyin yorgunluğu ile neticelenir. Kişi stresi oluşturan nedenleri bertaraf edemezse beyin yorgunluğu nedeniyle performans düşüklüğü kaçınılmazdır. Birçok yönetici katı bir disiplin yaklaşımı ile çalışanlarından daha çok verim alacağını zanneder. Halbuki durum hiç de göründüğü gibi değildir. Hoşgörüsüz katı disiplin uygulamaları, iş verimliliğini en az yarı yarıya düşürür.
Hasta bina sendromu: Çalışanların odalara tıkılıp, sağlıksız şartlarla konumlandırılması beyin yorgunluğu ile sonuçlanır. Güya bina ve oda tasarrufu düşünülerek, bir kişinin ancak çalışabileceği odalarda 3-5 kişinin çalışmaya zorlanması kişisel verimliliği ve performansı düşürür. İdeal olan binanın, geniş odalarda bir ya da iki kişinin çalışacağı şekilde düzenlenmesidir. Havalandırma tertibatının iyi çalışması ve oda sıcaklığının ideal düzey olan 23 derecede olması da çok önemlidir. Aşırı sıcaklık beyin fonksiyonlarını olumsuz etkiler. Yapılan bilimsel araştırmalar insan beyninin soğuk ortamlarda daha iyi performans sergilediğini göstermektedir. Bu sebepten oda sıcaklığı 23 derecenin üstünde olmamalı ancak üşüyecek kadar da soğuk olmamalıdır.
Elektronik cihazlar: Çalışma ortamında çok sayıda gereksiz elektronik cihazın bulunması da beyin yorgunluğuna neden olmaktadır. Elektronik cihazlardan yayılan elektromanyetik dalgaların en çok nüfuz ettiği yer beynimizdir. Bu nedenle çalışma ortamı olabildiğince sade olmalı ve sık sık havalandırılmalıdır.Elektromanyetik kirlilik: Cep telefonu sinyalleri, televizyon ve radyo dalgaları, telsiz dalgaları, yüksek gerilim hatları, baz istasyonları atmosferimizi çok önemli düzeyde kirletmektedir. Kanaatimize göre elektromanyetik kirliliğin henüz ne gibi zararlar verdiği tam olarak belirlenmemiş olsa da, beyin yorgunluğuna neden olduğu muhakkaktır. Önümüzdeki yıllarda ‘dumansız hava sahası’ teriminin yanı sıra ‘dalgasız hava sahası’ ifadelerini de duyabiliriz.
Manyetik alan eksikliği: Beyin yorgunluğuna ve kronik yorgunluk sendromuna neden olur. Özellikle uzayda manyetik alan eksikliği olduğu için astronotlar için problem teşkil eder. Elektromanyetik yoğunluk, mıknatısın demiri çekmesi gibi insan vücudundaki manyetik enerjiyi çekebilir. Bu nedenle kronik halsizlik ve yorgunluklarda manyetik alan eksikliği de düşünülmelidir.
Alkol alışkanlığı: Alkol, beyin fonksiyonlarını baskıladığından beyin yorgunluğuna neden olabilir. Bu nedenle sürekli alkol kullananlarda unutkanlık ve bellek problemleri kaçınılmazdır.
Uykusuzluk: Sağlıklı bir uyku, beynin dinlenmesini sağlar. Uykusuzluk ya da sağlıksız uyku beyin yorgunluğu ve unutkanlığa neden olabilir.
Ruh hastalıkları: Özellikle depresyon, anksiyete ve OKB beyin yorgunluğu ile kendini gösterebilir.
İlaçlar: Bazı ilaçlar tedavi edici etkilerinin yanı sıra beyin yorgunluğuna ve durgunluğuna neden olabilirler. Örneğin antipsikotikler ve kanser ilaçları böyledir. Bazı depresyon ilaçları da bir yandan depresyonu düzeltirken diğer yandan beyin yorgunluğu yapabilirler. Epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlar da aynı şekilde beyin yorgunluğuna özellikle beyin durgunluğuna sebebiyet verebilirler.
Vitamin eksikliği: Özellikle B12 folik asit, demir eksikliği ve tiroit hormonlarının yetersizliği beyin yorgunluğuna ve durgunluğuna neden olabilir.
Plastik kaplar: Mümkün oldukça plastik kaplarda bulunan yiyecek ya da içeklerden uzak durulmaya çalışılmalıdır. Plastik kaplar, özellikle ısı ile karşılaştıklarında (örneğin güneş altında ya da mikrodalga fırınla ısıtıldığında) içerisinde olan sıvı ya da katı yiyeceklere bisfenol A veya dioksin gibi çeşitli toksinler bırakmaktadır. Bu noktada plastik çatal, kaşık ya da bıçaklar, ister istemez ısı ile karşılaşacakları için oldukça risklidir. Söz konusu toksinler başta beyin yorgunluğu olmak üzere birçok hastalığa neden olmaktadır.
Tarım ilaçları: Tarım alanlarında, bahçelerde ve seralarda, daha fazla ürün almak ve alınan ürünleri daha dayanıklı hale getirmek için birçok zehirli tarım ilacı ve kimyasal kullanılmaktadır. Özellikle meyve ağaçları, çiçek açtıktan, son ürün alınıncaya kadar defalarca ilaçlanmakta böylece böcekleri ve haşereleri uzak tutmak için kullanılan zehirli toksik kimyasallar meyvenin ya da sebzenin her yerine sirayet etmektedir. Bu nedenle beyin yorgunluğu, unutkanlık ve daha birçok hastalıktan korunmak için mümkün mertebe tarım ilacı değmemiş doğal meyve ve sebzeler tercih edilmelidir.
Beyin yorgunluğuna karşı ne yapılabilir?
Stres faktörlerinin yok edilmesi: Kişide kronik stres oluşturan durumlardan uzaklaşılmalıdır.
Çalışma şartlarının iyileştirilmesi: Hasta bina sendromu gibi sağlıksız çalışma ortamlarından uzak durulmalıdır. Çalışanların fiziksel sağlığı kadar ruh sağlıkları da düşünülmelidir. Havasız mekanlarda insanların adeta tıkış tıkış çalıştırılmasına engel olunmalıdır.
Spor aktiviteleri: Günlük düzenli spor aktiviteleri, beyin yorgunluğunu önlemede önemli bir etkendir.
Enstrüman çalma: İş aktiviteleri arasında ya da sonrasına herhangi bir müzik aleti ile uğraşmak beyni dinlendiren bir eylemdir. Dinlenme aralarında enstrüman çalmak öğrenme kapasitesini önemli düzeyde arttırabilir.
Tatil ve dinlenme aktiviteleri: Hiç şüphesiz ki, yoğun iş aktiviteleri arasında tatil ve dinlenmeye zaman ayrılmalıdır. Tatil yapmadan sürekli çalışmak beyin yorgunluğuna neden olur. Ancak ülkemizdeki tatil anlayışının pek olumlu olduğu söylenemez. Çalışanlar yılda bir sefer 1 aylık tatil yerine, yılda 4 defa 1 haftalık tatiller tercih etmelidir. Zira bir aylık tatilin yarar yerine zararı olduğunu düşünmekteyim. Çünkü kişiler önce tatil öncesi işten kopmakta sonra da tekrar işe alışıncaya kadar zaman geçmektedir. Böylece 1 aylık tatil neredeyse 2 aylık bir performans kaybına neden olmaktadır. Kişi uzun süre işinden ayrı olduğu için tekrar döndüğünde bir süre adaptasyon sorunu yaşamaktadır. Halbuki üçer aylık çalışma takviminden sonra birer haftalık dinlenme periyodu kişileri işinden koparmadan dinlenmelerini sağlamaktadır. Sınavlara hazırlanan öğrencilerin düzenli aralar vermeleri ve aralarda spor, müzik gibi aktiviteler yapmalarını önermekteyim. Sürekli ara vermeden ders çalışmak, başarıya giden yol değildir. Uykudan feragat etmeden düzenli dinlenme aralarıyla sınavlara hazırlanılmalıdır.
Beslenme tarzı: Başta somon ve sardalye olmak üzere balık ve balık ürünleri, ıspanak, fındık, ceviz, badem, çilek, çekirdekli kuru üzüm beyin yorgunluğuna karşı iyidir. Yeşil sebzeler, böğürtlen, yaban mersini, üzüm suyu, karamuk suyu, karadut suyu, kepekli pirinç, sıcak kakao ya da bitter çikolata beyin yorgunluğuna iyi gelen gıdalardır. Aynı şekilde çay ve kahve de çok faydalıdır. Yapılan 10 yıllık bir araştırmada çay ve kahvenin alzheimerı %50 düzeyinde önlediği anlaşılmıştır. Akşamları yatmadan önce bir elma yemeyi alışkanlık haline getirmekte fayda vardır. Elma uyku esnasında beynin dinlenmesini sağlar.
Beyin resetlemesi: Buradaki amaç, TMS (transkranial manyetik stimülasyon) ile beyne zararsız şok manyetik uyarılar göndermek ve böylece beynin hastalanmadan önceki sağlam durumuna dönmesini sağlamaktır. Beyinde milyarlarca hücre vardır. Hücreler arasındaki mikromoleküler dengesizlikler depresyon, obsesyon ve panik ataktan tutun da unutkanlık, parkinson ve baş ağrısına kadar birçok nöropsikiyatrik hastalıklara neden olmaktadır. TMS vurumları, elektromıknatısların ürettiği manyetik darbeler neticesinde aynen bir ses ekosu misali hücreleri baştan sona resetleyerek, moleküler dengesizliği ortadan kaldırıp, hastalıkları düzeltmektedir.