Atardamar tıkanıklığı tedavisinde önemli noktalar
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Beşoğul, atardamar tıkanıklıklarının tedavisinde önemli noktaları sizler için açıkladı.
Bacakları ve kolları besleyen arterlerin (atardamarların) aterosklerotik (kolesterol plakları) tıkanması sonucu uzuvda yaygın doku hasarı başlar. Bazen bir tırnak veya parmak nekrozu (morarma ve çürüme) ortaya çıkar. Genellikle tırnak kesimi sırasında oluşan yaranın iyileşmemesi ve enfeksiyonu ile meydana gelir. Yürümekle ortaya çıkan ağrı kladikasyo olarak tanımlanır ve tanıda çok önemli yeri vardır. Periferik bilgisayarlı tomografik anjiografi çekilmesiyle tıkalı veya darlık olan arter tespit edilip müdahale planlanır. Bu müdahale tıkalı olan segment kısa ise endarterektomi (plak çıkarılması) veya suni damar greftiyle bypass ameliyatı şeklinde olmaktadır.
Kolesterol plakları arteri bazen tam tıkayabilir, sonucunda da eğer bu uzun yıllar içinde gelişmişse beslediği alana diğer dallardan akımı sağlamak amacıyla küçük yan dallar oluşur ve belirti vermeyebilir veya uzun yol yürümekle ayak ağrıları olur. Tesadüfen muayenede veya tomografik anjiografide tespit edilir.
Diyabet, hiperkolesterolemi, sigara içme, obezite (şişmanlık), sedanter (hareketsizlik) yaşam ve genetik yapı periferik arter hastalığı riskini yükseltir. Bu hastaların mutlaka arteriyel ultarsonografi kontrolünü yaptırmaları gecikmeyi önler. Yani bacak damarının beslenme bozukluğu oluşmadan tespiti ameliyatın riskini azaltır ve ameliyattan daha fazla fayda görmesini sağlar.
Günümüzde periferik bypass ameliyatları lezyon olan arterin yerine göre minimal invazif (az hasarlı, küçük) kesilerle ve gelişmiş dacron suni (damar) greftlerle kolaylıkla yapılmaktadır. Fakat cerrahi tecrübe ve greftin geçiş yeri, şekli çok önemlidir. Amaç arterdeki tıkanıklığın ilerisine kan akımını sağlamaktır. Greftlerin kalitesiyle birlikte damar dikim tekniği açıklık oranlarının çok uzun yıllar sürmesini sağlar. Ameliyat sonrası erken mobilizasyon (ayağa kalkması ve hareket) ve egzersiz sağlanmalıdır. Bu nedenle genellikle 3-4 günlük hastane yatışı sonrasında taburcu olan hasta günlük yürüyüş gibi egzersizlerini aksatmamalı fakat yorulunca da aşırıya kaçmamalıdır. Kolesterol yönünden zengin besinlerden kaçınılmalı, sigara kesinlikle içilmemelidir. Diyabet hastaları kan şekeri kontrolünü sağlamalıdır. Aylık kontrollerini de aksatmamalıdır. Bütün bunların yanı sıra kullanılan kan sulandırıcı (antikoagulan ve antiagregan) ilaçların kullanımı da aksatılmamalıdır.