Aşırı tuz tüketimi birçok sağlık sorununa yol açıyor
Aşırı tuz tüketiminden kaçınılması gerektiğini belirten Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesi Başhekimi Uzman Dr. Selçuk Sezikli, "Aşırı tuz tüketimi kalp, beyin ve böbrek hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık sorununa yol açıyor" dedi.
Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesi Başhekimi ve İlçe Sağlık Müdür Vekili Uzman Dr. Selçuk Sezikli, 11-17 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftası dolayısıyla bir açıklama yaptı. Aşırı tuz tüketiminin bir toplum sağlığı sorunu olduğunu söyleyen Uzman Dr. Sezikli, “Tuzun bileşiminde bulunan sodyum, yaşam için olmazsa olmaz bir mineraldir! Sodyum kan basıncı, asit baz dengesi, sinir sistemi ve kas dokusunun çalışmasında çok önemli görevler üstleniyor. Ancak günümüzde aşırı tuz tüketimi ve dolayısıyla yüksek sodyum alımı, kalp, beyin ve böbrek hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık sorununa yol açabilen, önemli bir toplum sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Diyetimizdeki çok fazla tuzun, kan basıncını arttırarak (hipertansiyona neden olarak) inme ve kalp hastalığı riskini yükselttiğini biliyoruz. İnme ve Kalp hastalıkları da dünya çapında en önemli ölüm ve sakatlık nedenlerinden ikisi olarak gösterilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü günlük kişi başı tuz tüketimini 5 gramın altında önermektedir ve bu miktar bir tatlı kaşığı veya tepeleme bir çay kaşığına denk gelmektedir. Günlük olarak tüketilmesi önerilen bu miktar; gün içinde tüm besinlerimizle aldığımız tuzu (sodyumu) da kapsamaktadır.
Bazı ülkelerde ana tuz kaynağı birey tarafından eklenen tuzdur, ancak bu sadece tuzluktan gelmez: Soya sosu gibi tuzlu soslar, tuzun dünyadaki diyetlere büyük katkılarıdır. Ancak birçok ülkede, yediğimiz tuzun yüzde 80’e varan kısmı, işlenmiş, paketlenmiş gıdalarda - ekmek, kahvaltı gevrekleri veya hazır yemekler gibi veya restoran yemeklerinde, kafeterya yemeklerinde ve ev dışında kalan diğer yerlerde bulunan tuzlardan gelmektedir. Aşırı tuz tüketiminin ve beraberinde yol açtığı sağlık sorunlarının önlenmesinde ilk adım, farkındalık oluşturularak beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzının değiştirilmesinden geçiyor. Birçok yeme ve beslenme davranışı çocukluk çağında kazanılmaktadır Bilinçli anneler sayesinde çocukluk çağında doğru tuz tüketim alışkanlıkları kazanılabilir ve ileri yaşlarda da sürdürülebilir.
Dolayısıyla kadınların tuz tüketimi hakkında farkındalığının artırılması toplum sağlığı açısından önemli rol oynuyor.’ Ayrıca kadınlar menopoz ve menopoz sonrası dönemde, kemik erimesi açısından risk altındadır Aşırı tuz tüketimi, vücuttan kalsiyum atımını artırarak, kemik erimesinin ilerlemesinde rol oynayabilir” diye konuştu.
Aşırı tuz tüketimini azaltmak için önerilerde bulunan Uzman Dr. Sezikli, “Bir kişinin günlük olarak kullandığı tuz miktarı 5 gramı (1 tepeleme çay kaşığı veya 1 silme tatlı kaşığı) geçmemeli ve iyotlu tuz kullanılmalıdır. Besin sanayisinde kullanılan ve genellikle ambalajlı besinlerin tüketimine dikkat edilmelidir. Çünkü bunlar besinin tuz/sodyum içeriğini artırmaktadır. Yemek hazırlama, pişirme ve tüketim sırasında ilave edilen tuz miktarı azaltılmalıdır. Masada yemeklere tuz ilavesi yapılmamalı ve masadan tuzluk kaldırılmalıdır. Ev dışı beslenmede yemeklerin ve besinlerin içindeki tuz miktarı öğrenilerek mümkünse az tuzlu veya tuzsuz hazırlanması istenmelidir. Tuz yerine doğal lezzet arttırıcılar (soğan, sarımsak, baharatlar, limon, sirke, biber vb.) kullanılmalıdır" şeklinde konuştu.