Aref'in yaptığı ders olsun! Sakın yapmayın
Prof. Dr. Çete: "Yılan ısırığını emmeyin"
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yıldıray Çete:
"Tüm yılan ısırıklarının yüzde 20'si kuru ısırıktır. Aref'in bize gelen raporuna bakarak ya da hastayı ilk anda muayene ederek kuru ısırık olup olmadığını anlamak çok da mümkün değildir."
"Filmlerden hayatımıza giren son derece yanlış uygulamalar da var. Yarayı kesmek, emmek, oraya bir şey sürmek, masaj yapmak gibi. Bunlar kesinlikle yapılmaması gereken yılanın zehrinin yayılmasına neden olan uygulamalardır."
"Hastayı uzun süre gözlemledikten sonra hiçbir bulgu, etki gelişmiyorsa o zaman kuru ısırık olmuş olabilir diyebiliriz."
"Rapordan okuduğuma göre yılanın ısırdığı yerde şişlik ve his kaybı, uyuşukluk yakınmaları varmış. Belki buna bakarak çok da kuru ısırık olmayabilir."”
Prof. Dr. Çete, illüzyonist Aref Ghafouri'nin kobra yılanı ısırmasıyla hastaneye başvurmasının ardından yılan ısırıklarının yeniden gündeme geldiğini kaydetti.Türkiye’de yılan türlerinden kobra ısırığının çok da alışık olunan bir durum olmadığını belirten Prof. Dr. Çete, eğlence amaçlı sahiplenilen kobra yılanının ısırması olaylarına pratik hayatta neredeyse hiç rastlamadıklarını bildirdi.
Aref'in durumunun hekimler için de ilginç bir vaka olduğuna değinen Prof. Dr. Çete, "Dünyada 2 bin 700'den fazla yılan türünden 3'te biri zehirlidir. Bu yılanların da yüzde 7'sinin zehri insanı öldürecek düzeydedir" dedi.
"Türkiye’de engerek"
Türkiye'de sadece engerek türü yılanının zehirli olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Çete, "Türkiye'de 9 engerek türü var. Engerekler, hem erişkin hem de çocuklarda ölümle sonuçlanabilecek ciddi zehirlenmelere yol açan önemli bir yılan türüdür" ifadelerine yer verdi.
"Tüm ısırıkların yüzde 20’si kurudur"
Aref'in hastaneye başvurduktan sonra oluşturulan raporunu incelediğini anlatan Prof. Dr. Çete, "Bazen yılanlar korkutmak ya da yuvasını koruma amaçlı ısırır ama aslında zehrini enjekte etmez. Buna 'kuru ısırık' diyoruz.Aref'in bize gelen raporuna bakarak ya da hastayı ilk anda muayene ederek kuru ısırık olup olmadığını anlamak çok da mümkün değil.Tüm yılan ısırıklarının yüzde 20'si kuru ısırıktır.Bir çok yılan ısırığında erken dönemde bulgular ortaya çıkarken bazı olgular da 24 saate uzayabiliyor.Uzun süre gözlemledikten sonra hiçbir bulgu, etki gelişmiyorsa o zaman kuru ısırık olmuş olabilir diyebiliriz. Rapordan okuduğuma göre yılanın ısırdığı yerde şişlik ve his kaybı, uyuşukluk yakınmaları varmış. Belki buna bakarak çok da kuru ısırık olmayabilir. Gerçekten oraya zehir vermiştir diye düşünüyorum" dedi.
"Emmek ve kesmek yanlış"
Yılanın ısırmasında ilk reaksiyonun korku olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Çete, "Korku ve paniğe bağlı olarak bulantı, kusma, baş dönmesi, kendini kötü hissetme gibi durumlar gelişir. Bu her zaman zehirli bir yılan ısırığından oluşmuş anlamına gelmez. Bütün yılan ısırıklarında mümkünse en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir. Başvurana kadar basit, uygulanması gereken önlemler var. Filmlerden hayatımıza giren son derece yanlış uygulamalar da var. Yarayı kesmek, emmek, oraya bir şey sürmek, masaj yapmak gibi. Bunlar kesinlikle yapılmaması gereken yılanın zehrinin yayılmasına neden olan uygulamalar. Atar damardan kan akışını zayıflatacak şekilde sıkmamak, turnike uygulamamak da gerekiyor.Elastik bir bandajla atar damarın akımını bozmayacak şekilde bir bandaj üst tarafa yapılabilir.Yılanlar en fazla kol ve bacaklardan ısırır. Yılın ısırdıktan sonra ödem gelişeceği için yüzük ve bilezikler hemen çıkartılmalıdır. Kolu iple istirahate almak ve hareket ettirmeden sağlık kuruluşuna başvurmak gerekiyor. Yılanların zehri kas hareketiyle vücutta daha hızlı yayılır. O nedenle yılanın ısırdığı nokta hareket ettirilmemeli" ifadelerini kaydetti.