"Anne sütü aşının yerine geçmez"
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, "Anne sütünün kesildiği andan itibaren çocuk hastalıklarla yüz yüze kalacaktır. Bizim çocukluk çağında yaptığımız aşılar ömür boyu koruyor. O yüzden anne sütü aşının yerine geçmez." dedi.
Derneğinin, "Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi" için Antalya'ya gelen Azap, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çok etkili ve hayat kurtaran aşılar olmasına rağmen insanların aşı yaptırmak istemediğini söyledi.
Yanlışların daha çok konuşulduğunu dile getiren Azap, "Aşılar bilimsel ortamlarda hep tartıştığımız konular. Ciddi yan etkisi olmayan ürünlerdir." diye konuştu.
Aşıların içerisinde bulunan çok az miktardaki alüminyum ile civanın yan etkisi bulunmadığını ve vücuttan atıldığını vurgulayan Azap, aşıların son derece güvenli olduğuna dikkati çekti.
Azap, aşı karşıtlarının iddia ettiği bazı önerileri şöyle sıraladı:
"Çocuklar için, 'Aşı olmasın anne sütü alsın.' diyorlar. Evet doğru, anne sütü çocuğu enfeksiyonlardan korur, biz doktorlar, 'Anne sütü bebeğin ilk aşısıdır.' deriz. Ama bir çocuk anne sütüne ne kadar devam edebilir. Beş, on sene devam edemez. Anne sütünün kesildiği andan itibaren çocuk, hastalıklarla yüz yüze kalacaktır. Bizim çocukluk çağında yaptığımız aşılar ömür boyu koruyor. O yüzden anne sütü aşının yerine geçmez."
Hastalığı aşıyla korunmadan atlatmanın daha güçlü bir bağışıklık sistemi kazandıracağı yönünde yanlış bir algı olduğunu dile getiren Azap, aşı yaptırmayanların hastalıktan ölme, sakat kalma, kör olma, menenjit geçirip zeka geriliğiyle yaşama riskini göze aldığını söyledi.
Genişletilmiş bağışıklık programında Türkiye'de doğan her çocuğa 13 hastalığa karşı aşılama yapıldığına işaret eden Azap, bazı mahkeme kararları nedeniyle aşıların mecburi olmadığını aktardı.
Birçok ülkede aşıların zorunlu tutulduğunu, kısa süre önce İtalya'da aşı yaptırılmayan çocukların okullara alınmaması yönünde karar çıktığını hatırlatan Azap, "Avrupa'da büyük bir kızamık salgını yaşanıyor. Bir önceki senenin 16 katı kızamık vakası var. 70'leri geçen sayıda ölümler var. Sadece İtalya'da 2 bin 500'den fazla kızamık vakası var." dedi.
"Unuttuğumuz pek çok hastalık hortlayacaktır"
Türkiye'de de aşı karşıtlığına karşı tedbir alınmasını öneren Azap, ülkede çocuklarına aşı yaptırmayan ailelerin sayısının her yıl bir önceki yılın iki katına çıktığını, 2017'de bu sayının 20 bini geçtiğini, bir önceki yılın ise 12 binin altında olduğunu bildirdi.
Aşı karşıtlarının, bilimsel olmayan birtakım söylemler ifade ettiğini aktaran Azap, şunları dile getirdi:
"Bu da insanların aşıdan uzak durmasına sebep oluyor. Türkiye'de aşı yasası çıkarılmalı. Özellikle çocukluk aşılarının zorunlu olması gerekiyor. Bu sadece o çocuğu korumaz, toplumu da korur. Aşı yapılmazsa çocuk o hastalıkla karşılaşır, o hastalığı etrafına yayar. Aşı karşıtlığı böyle devam ederse, bizim unuttuğumuz, 100 yıl öncesinin pek çok hastalığı hortlayacaktır. Örneğin, difteri hortalayacak her on çocuktan bir tanesi difteriden ölecektir."
Azap, difterinin çok bulaşıcı ve öldürücü bir hastalık olduğuna ancak son derece etkili aşısı ile rahatsızlığın artık görülmediğine dikkati çekerek, "Çünkü çocukluk çağında yapılıyor ve hastalık olmuyor. Kızamık, kızamıkçık, çocuk felci, kabakulak, nefes alamayıp hayatını akciğer makinesiyle sürdüren çocuklar tekrar karşımıza çıkacaktır." sözlerine yer verdi.