Ankara Üniversitesi tıpta "yerli üretim" için kolları sıvadı
Ankara Üniversitesi (AÜ), yerli ilaç ve tıbbi cihaz geliştirilebilmesi için robotik sistemlerden doku mühendisliğine, medikal tasarımdan akıllı ilaç çalışmalarına kadar birçok alanda bilimsel çalışma için harekete geçti.
Üniversite bünyesinde kök hücreden organ geliştirme, probiyotiklerden akıllı görüntüleme cihazları gibi çok sayıda alanda yeni bilimsel çalışmalara imza atıldı.
AÜ Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk üniversitesi Ankara Üniversitesinin kuruluşundan bu yana eğitim, bilim ve araştırma alanlarında ülkenin sesini dünyaya duyurmak için çalıştıklarını söyledi.
"Üniversitemizin en önemli felsefesi, Mustafa Kemal Atatürk'ün hedef gösterdiği çağdaş dünyaya açılmak, yüksek uygarlığa ulaşmaktır." diyen İbiş, eğitim, sosyal yaşam ve araştırmada niteliği öncelikleyen, yenilikçi bir anlayışla nitelikli öğrenci yetiştirilen önemli bir kurum olma yolunda ilerlediklerini ifade etti.
İbiş, hem ilaç hem tıbbi ürünlerde dışa bağımlılığın önüne geçebilmek için önemli çalışmalar yürüttüklerini bildirdi.
Araştırma-geliştirme çalışmaları kapsamında, onkolojiden nükleer tıbba, kadın hastalıkları ve doğumdan beyin cerrahisine kadar tüm alanlarda bilimsel uygulama yapıldığını dile getiren İbiş, "Bu kapsamda bir yandan araştırma yapılırken diğer yandan dünya uygulamalarının da yapılabilmesini sağlıyoruz. Dünyadaki uygulamalar takip edilirken öğretim görevlisi arkadaşlarımız bizzat yurt dışında, yerinde de eğitim alarak, yeni uygulamaları ve yeni teknoloji kullanımını ülkemize taşıyor." dedi.
"Yerli teknoloji geliştirilmesine ağırlık veriyoruz"
İbiş, üniversite olarak araştırma geliştirme çalışmalarını teşvik ettiklerini, teknoloji transferinin yanı sıra ilaç ve tıbbi cihazı kapsayacak şekilde yerli teknoloji geliştirilmesine ağırlık verdiklerini vurguladı.
Sağlıkta ilaç ve tıbbi cihazların yurt dışından temin edilmesinin ekonomik anlamda ülkeye yükünün çok ağır olduğunu dile getiren İbiş, "Yurt dışına bağlı kalındığında ve yerli ürün geliştirilmediğinde ekonomiye katkı düşük seviyede kaldığından elde edilen kazanç da yurt dışına çıkıyor. Bunun için Türk bilim insanlarımızın aşıdan ilaca, tıbbi cihazdan tıbbi malzemeye kadar her alanda yeni ürün geliştirme çalışmalarına ağırlık vermesi gerekiyor." diye konuştu.
Prof. Dr. İbiş, özellikle son yıllarda bu konuda adeta bir seferberlik olduğunu, ASELSAN'ın ultrasonografi, manyetik rezonans görüntüleme (MR) ve tomografi gibi görüntüleme tekniklerinin yerli üretiminde önemli çalışmalar yaptığını söyledi.
"Kök hücreden organ geliştirilmesi için çalışmalara başladık"
Sanayi, kamu, yerel yönetim ve üniversitelerin birlikte çalışması halinde önemli çalışmalara imza atılabileceğini ifade eden İbiş, "Ankara Üniversitesi olarak biz de yerli ve milli üretim için kolları sıvadık. Yüksek tecrübeyle donanmış çok sayıdaki öğretim görevlisi arkadaşlarımız ekipleriyle birlikte birçok ilk uygulamayı hayata geçirme çabasında. Bu kapsamda, Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Kumbasar'ın, üniversitenin Teknopark'ı üzerine kayıtlı kateter geliştirmiş olması buna güzel bir örnektir." bilgilerini paylaştı.
Prof. Dr. İbiş, tıbbın geleceğinin kişinin kendi dokusundan yeni doku ve organ geliştirilmesi ve genetik çalışmalarda yattığının altını çizerek, şunları kaydetti:
"Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü bünyesinde kişinin kendi hücrelerinden doku ve organ geliştirilmesi üzerine çalışmalar yapıyoruz. Burası, ulusal bir merkez olacak. Örneğin, kişinin kendi hücresinden karaciğer dokusu geliştirilerek hastaya nakledilmesi sağlanabilecek. Prof. Dr. Günhan Gürman başkanlığında yürütülen çalışmalar kapsamında, kalp kasından deriye kadar tüm organların geliştirilebilmesi için araştırma yapılıyor. Öte yandan nükleer tıp alanında akıllı görüntüleme ajanları için araştırma ve geliştirme çalışmaları yapıyoruz. Ayrıca, özellikle kanser tedavisinde kullanılan sadece ilgili tümörü hedef alarak yok eden ve çevre dokularını koruyan akıllı ilaçların üretimi, yeni ilaçlar için yeni molekül geliştirme çalışmaları yapılıyor. Bunun dışında bağışıklık sisteminde etkili probiyotikler üzerine de araştırma yürütülüyor. Üniversite olarak tıpta söz sahibi olan bir Türkiye için yenilikçi, bilimsel ve yerli üretim için çalışma alanlarımızı daha artırıyoruz."
Ankara Üniversitesinin, dünyadaki 30 bin üniversite içinde ilk binde yer aldığını anımsatan İbiş, "Burası bir araştırma üniversitesidir ve bazı dallarda dünyanın ilk 500'ü içinde yer alıyoruz." ifadelerini kullandı.