Ameliyatsız tedavi, kalp kapak hastalarında umut ışığı oldu

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi İsmail Ateş, kalp kapak hastalıklarının birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilen, ilerleyici ve tedavi edilmediği takdirde hayatı tehdit eden bir grup hastalıktan oluştuğunu ifade etti. İsmail Ateş, en sık karşılaşılan sebepler arasında gelişmekte olan toplumlarda sık görülen ve özellikle çocukluk çağında geçirilen romatizmal kalp kapak hastalıkları, kalp yetmezliği sonucu gelişen ve kalbin büyümesinden kaynaklanan kapak yetersizlikleri, kalp kapaklarının mikrobiyal hastalıkları ve doğumsal kapak hastalıklarının sayılabileceğini söyledi.

Kapak hastalıklarının hastayı ömür boyu sürecek kronik rahatsızlık sürecine soktuğunu ve sonuçta kalp-akciğer sisteminin artmış basınç yükü ile ilişkili olarak kapakların işlevini yapamaz hale geldiğinde operatif müdahaleler ile tedavinin kaçınılmaz hale geldiğini işaret eden İsmail Ateş, kalp kapak hastalıklarının belirtileri ve ameliyatsız tedavi yöntemlerini anlattı.

BU BELİRTİLERE DİKKAT

Ateş, "Kapak hastalıkları çoğu zaman sinsi bir seyir gösterir ve uzun süre belirti vermeksizin ilerlemeye devam edebilir. Periyodik kalp kontrolü yaptırmayan hastalar hastalığı nefes darlığı, çabuk yorulma, çarpıntı, göğüste sıkışma ve bayılma gibi ileri evre hastalık belirtileri görüldüğünde fark edebilir. Bu aşamada yapılan ekokardiyografik değerlendirmede genellikle kalp boyutlarının büyüdüğü ve kapak fonksiyonlarının bozulduğu görülür" dedi.

ROBOTİK TEKNİKLERLE ERTESİ GÜN TABURCULUK MÜMKÜN

Kalp kapak hastalıklarının tedavisinin teknoloji ve tıp dünyasındaki gelişmelere paralel olarak gelişme gösterdiğini aktaran Ateş, şöyle dedi:

"Eskiden sadece cerrahi müdahalelerle tedavi edilebilen kapak hastalıkları günümüzde artık ameliyatsız, robotik teknikler kullanılarak, çoğunlukla kasık damarından girilmek suretiyle küçük bir delik vasıtasıyla gerçekleştirilebilmektedir. Böylece hasta hem operasyona bağlı risklerden korunabilmekte hem de cerrahinin getirmiş olduğu uzun hastane yatışlarının aksine operasyonun ertesi günü yürüyerek hastaneden ayrılıp günlük yaşamına dönebilmektedir. Özellikle operasyona bağlı hayati tehlike riski yüksek olan ve cerrahi müdahale şansını kaybetmiş çoklu organ yetmezliği hastaları, ameliyatsız kapak müdahalelerinden fayda görmekte, hatta karaciğer ve böbrek yetmezliği gibi organ yetmezliği tablolarında da tam düzelme sağlanabilmektedir. Tıbbi teknolojinin ve gelişmelerin hekimlere sunduğu bu yapılması oldukça zor ve tecrübe isteyen ancak hasta açısından büyük güven ve konfor sağlayan tekniklerin başında Mitral kapak onarımı sağlayan MitraClip tedavisi, aort kapak değişimine olanak tanıyan TAVİ tedavisi ve Triküspid kapak onarımına olanak tanıyan TriClip tedavisi gelmektedir."

GELİŞEN TIP TEKNOLOJİLERİNİN AVANTAJLARI

Kalp ameliyatlarının zorlukları ve risklerinin hemen herkesçe çok iyi bilindiğini kaydeden İsmail Ateş, şöyle devam etti:

"Hatta birçok hasta bu riskler ve zorluklardan dolayı kapak hastalıklarının tedavisini geciktirmekte ve sağlıklarını kaybedebilmektedir. Tıp teknolojisindeki gelişmeler ve giderek artan ameliyatsız müdahale olanakları hem hastalara büyük kolaylıklar getirmekte hem de hekimlere çok ciddi kapak müdahalelerini çok düşük risklerle yapabilme olanağı sunmaktadır. Ayrıca ameliyat sonrası yakın takip gerektiren, aksatılması veya unutulması halinde ölüme dahi sebep olabilen bir kan sulandırıcı ilacın kullanımı ameliyatla değişim yapılmış mekanik kalp kapakları için zorunludur. Oysa ameliyatsız kapak müdahalelerinden sonra bu ilacın kullanım zorunluluğu yoktur. Sadece bu durum bile birçok ölümü önlemekte ve hastaların uzun yıllar sorunsuz yaşamasına olanak sağlamaktadır."