Akne deyip geçmeyin!
Sivilce olarak bilinen akne sorunu, birçok yaştan insanın ortak sorunudur. Çeşitli tedavi yöntemleri olsa da akneler her zaman tedaviye cevap vermeyebilir. Dermatoloji Uzmanı Dr. Saliha Kırbaş, akne ve tedavisiyle ilgili bilgi verdi.
Akne deyip geçmeyin, inatçı ve tedaviye dirençli sivilcelerin belki de bize anlatmak istedikleri şeyler vardır. Neden oluyor, altta yatan önemli bir sebep mi var, eş zamanlı farklı tedaviler de gerekiyor mu? Belki de gerçekten bir akne değil de akneyi taklit eden başka bir durum mu var? Bunları gözden geçirelim, her yönüyle akneyi inceleyelim.
Akne nedir? Neden oluşur?
Akne çoğumuzun bildiği gibi genellikle erken ergenlik döneminde salgılanmaya başlayan hormonların yağ bezlerinin çalışmasının artırmasına bağlı gelişen bir olaylar zinciri sonucunda oluşur. Artan yağ salgısı, keratinizasyon dokusunun oluşturduğu tıkaçlar ve propiyone bakteriun aknes bakterisinin çoğalmasına bağlı gelişen iltihabi bir olaydır. Yağ salgısı ve yağ bezi kanallarının tıkanması bireyin yapısal özelliklerine bağlı olsa da hormonal aktivasyon bunu başlatmaktadır.
Akne oluşumunda ve tedavisinde dikkat edilmesi gerekenler
Erken yaşta başlayan özellikle de ergenlik öncesi başlayan sivilcelerde ailelerin dikkat etmesi gereken konu erken ergenliğin ilk habercisi olabileceğidir. Sivilce ile kendini gösteren hormonal aktivasyonun mutlaka bir çocuk endokrin tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Hormonal bozukluğun veya aşırı hormon salgılayan başka bir hastalığın olup olmadığının araştırılması gerekmektedir.
Hormon bozukluğu olan bireylerde akne tedaviye dirençli seyreder ve sık sık nüks eder, genellikle de çene bölgesinde yerleşme eğilimindedir, kistik özellikler de taşıyabilir. Bu kişilerde erkek tipi saç dökülmesi, insülin direnci, kilo verememe, karın bölgesinde dirençli bölgesel yağlanma, adet düzensizliği, çene ve göğüs arası gibi alanlarda kıllanma artışı sık görülen diğer klinik muayene bulguları arasındadır. Bayanlarda erkeklerden daha sık rastlanan bu durumlarda eşlik eden hormonal bozukluğun araştırılması ve beraberinde verilen hormon destek tedavileri sivilce tedavisini başarıya ulaştıracaktır. Erkeklerde ise vücut geliştirme sporları yapanlarda eş zamanlı alınan hormon ve besin takviyeleri de sivilceyi artıabileceğinden dikkateli olunmalıdır.
Yapısal nedenlerle tıkanmaya eğilimli yağ kanalları aknenin başlıca oluş sebepleri arasındadır, demiştik. Yanlış seçilen kozmetik ürünler bu tıkanıklığı daha arttırarak akne tedavisini olumsuz etkilemektedir. Akne hastalarının dokturlarının önerdiği aralıklarda cilt bakımı yaptırmasını, ve devam ürünlerini özenle seçmesi gerekmektedir. Tedavi desteğinde gözenek temizliği sağlayan ve sağ salgısını düzenleyen yıkama jellerinin ve hafif peelinglerin önemli bir yeri vardır. Yanlış peeling uygulamalarının iz, leke ve yara gibi yan etkileri olabileceği unutulmamalıdır. Ürün tercihinizi doktorunuzun önerisini dikkate alarak yapmalısınız. Yine güneş koruyucu kapatıcılar ve nemlendiriciler en çok sivilce yapan ürünler olduğu için su bazlı akneli ciltler için uygun formları tercihe etmekte fayda var.
Beslenme alışkanlıkları da akne nedenleri arasındadır. Kabonhidrat indeksi yüksek gıdalar, işlenmiş raf ömrü uzatılmış gıdalar, gazlı içecekler, kola, cips, kuruyemiş gibi besinler ve yağlı süt ve süt ürünlerinin yağ salgısını arttırarak sivilceyi tetikleyebleceği bilinmelidir.
Bazı ilaç tedavileri de sivilceye sebep olabilmektedir. Özellikle kortizon içeren hap ve kremler, bazı antidepresanlar, epilesi ilaçları, lityum gibi psikotik ilaçların sivilce yaptığı bilinmektedir. Yine B1, B6, B12 ve D vitamini ve omega 3-6 içeren gıda takviyeleri de sivilceye sebep olabilmektedir. İyot ve bromid içereren soğuk algınlığı ilaçları, ağrı kesiciler, bazı yatıştırıcı ilaçlar da bu iyonların akne yapıcı etkileri nedeni ile akneyi tetikleyebilir.
Mesleki olarak da petrol türevi yağ içeren ürünlerle teması olanlarda sivilce oluşabilmektedir.
Akne tedavisi
Kıl dibi iltihabı (folikülit), rozasea (gül hastalığı), hidradenitis süpürativa (koltuk altı ve kasıklardaki terbezi enfeksiyonu) ve pityrio sporum foliküliti (sırtta ve gösteki mantar) enfeksiyonları hem yerleşim yeri, hem neden olan etken patojen ve hem de klinik özellikleri açısından akneden farklılıklar gösterdiği için tedaviler de tamamen farklıdır.
Sivilce tedavisinde önemli olan tedaviye geçmeden önce sivilceye neden olan etkenlerin dikkatli bir şekilde araştırılması gerekmektedir, dikkatli ve detaylı bir dermatolojik muayene şarttır. Çoğu zaman neden ortadan kaldırılması bile tek başına sivilcenin tedavisinde yerteli olabilmektedir. Aksine, neden devam ettiği sürece de sivilce tedavisi inatçı ve sık sık nüks edebilme özelliğine sahip olabilmektedir. Sivilce olmayan ancak sivilce gibi klinik muayene bulguları veren mantar, kıl dibi iltihabı, gül hastalığı varlığında öncelikle bunların mikroskobik incelemesinin yapılarak tanın kesinleştirilmesi önemlidir. Çünkü bu hastalıklarda uygulanan tedavi sivilceden farklıdır. Özellike gül hastalığında etken “demodex” değimiz bir parazit olduğu için buna yönelik parazit öldürücü şampuan ve kremler ve sülfür içerikli preparatlar tercih edilmektedir. Mantar hastalığında ağızdan veya krem olarak verilen mantar ilaçları haricindeki tedaviler çok faydalı olamaktadır.
Kısacası, sivilce deyip geçmemek gerekir. Dermatoloğunuzdan profesyonel yardım almak önemlidir. Sizin için titizce yürütülen sebebe yönelik tanı ve tedavi başarının ilk basamağıdır.