10 kat fazla görülüyor
Uzmanlar, çoğunlukla erkeklerde görülen kıl dönmesi rahatsızlığının Batı toplumlarına nazaran Türkiye’de 10 kat daha fazla görüldüğünü belirtti. Yaşam kalitesi olumsuz etkileyen bu rahatsızlıkta ameliyatsız yöntemler başarılı sonuçlar veriyor.
Pilonidal Sinüs rahatsızlığı çoğunlukla 15-35 yaş arası genç erkekleri etkiliyor. Ağrı, şişlik, kanlı akıntı, kaşıntı gibi şikayetlerle baş gösteren ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen kıl dönmesi rahatsızlığı ile ilgili uzmanlar öncelikle kişilerin hastalıktan korunmak için alınacak önlemlere dair bilinçlenmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Konu ile ilgili bilgi veren Medigold Sultan Hastanesinden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kar,” Halk arasında kıl dönmesi olarak bilinen Pilonidal Sinüs hastalığının 15-35 yaş arası erkekleri etkileyen oldukça yaygın bir rahatsızlıktır. Genel olarak erkeklerde yüzde 1, kadınlarda yüzde 0.1 oranında görülüyor. Türk toplumunda bu oran erkeklerde yaklaşık yüzde 10’lara çıkabiliyor, bu da Batı toplumlarına nazaran 10 kat daha fazla görüldüğünü gösteriyor bize. Özellikle hareketsiz kalan, masa başı çalışan, bilgisayar bağımlısı, uzun saatler araç kullanan, dar kıyafet tercih eden, aşırı kıllı vücuda sahip erkeklerde görülme oranları daha fazla.” dedi.
“Psikolojisi bozularak aylarca evden çıkmayan hastalar var.”
Pilonidal Sinüs rahatsızlığının hem kişinin psikolojisini hem de sosyal yaşantısını olumsuz etkilediğine değinen Kar,” Hasta hekime genelde kuyruk sokumu bölgesinde ağrı, şişlik, kanlı akıntı, kaşıntı, popo üzerine oturamama gibi şikayetlerle başvuruyor. Hastalığın temeldeki nedeni ise kuyruk sokumundaki çökük olan kısımda kıllı ve terli oluğa takılıp sürtünmelerle, oluğun en dibindeki ter bezi deliklerinden vida ya da matkap gibi dönerek, cilt altı yağ dokusu içine hissettirmeden girmesi, delikler açması ve bu deliklere giren bakterinin de katkısı ile etrafının iltihaplanmasıdır. Buna bir de aşırı kıllanma ve kişisel temizlik eksikliği de ilave olduğu takdirde kıl dönmesi sorunu kronikleşiyor. Tüm bunlar kokuya ve çamaşırların kirlenmesine de neden olarak bireyin yaşam kalitesini ciddi anlamda olumsuz etkiliyor. Öyle ki bu hastalık nedeniyle çok kez ameliyat olmak zorunda kalan ve psikolojisi bozularak aylarca evden çıkmayan hastalar var.” şeklinde konuştu.
Nasıl tedavi ediliyor?
Kıl dönmesine karşı alınacak önlemlere ve tedavi yöntemlerine değinen Op. Dr. Fatih Kar, ”Kıl dönmesinden korunmak için kişisel hijyene dikkat edilmesi, kuyruk sokumu bölgesindeki tüylerin temizliği, gerekirse bu bölgeye lazer epilasyon yapılarak potansiyel risklerin azaltılması çok önemlidir. Müdahale yapılarak bu hastalığın tedavisi yapılmış hastalarımızda da işlem sonrası lazer epilasyonu ısrarla öneriyoruz. Öte yandan hastalığın tedavilerinden bahsetmek gerekirse ameliyat bu seçenekler arasında ilk sırada yer alıyordu. Ancak son yıllarda geliştirilen pek çok yöntemle ameliyatsız yöntemler de başarılı sonuçlar vermeye başladı. Pilonidal Sinüs de birçok farklı rahatsızlıkta olduğu gibi tedavi planlaması hastalığın seyrine göre ve kişiye özel yapılmaktadır. Yaklaşık 5-6 yıldır Pilonidal Sinüs hastalığı olan kişi için ameliyatı öncelikli tercih olarak düşünmüyoruz. Eğer çok yeni bir hastalık gelişimi söz konusu ise sadece bilinçlendirerek lazer epilasyon ve hijyenin arttırılması yeterli olabiliyor. Biraz daha derin sinüslerin varlığında kılların temizlenmesi, sinüslerin lokal anesteziyle çıkarılması (mikro sinüsektomi) ya da kristalize fenol uygulaması düşünebiliyoruz. Bunlar ayakta, kısa, ağrısız olarak gerçekleştirilen tedaviler olarak kabul ediliyor.