Nebe Suresi okumanın yararları ve faziletleri - Nebe Suresi Türkçe Arapça okunuşu ve tefsiri
Nebe Suresi Kuran- ı Kerimde yetmiş sekizinci sure olarak yer almaktadır. İniş sırasına göre bakıldığında ise 80. Sırada yer almaktadır. Nebe kelimesinin anlamı haber vermektir. Mekke’de nazil olan surelerden biridir ve kırk ayetten oluşur. Nebe Suresi aynı zamanda Mu’sırat, Tesaül ve Amme isimleriyle de anılır.
Kuran-ı Kerimin otuzuncu ve son cüzünün başlangıcındaki sure olduğu için, otuzuncu cüz Amme Cüzü olarak isimlendirilir. Nebe Suresi kıyamet gününe ait bazı sahneleri, cennet nimetleri gibi konularda haber veren suredir. Oldukça önemli olan surelerden biri olduğu hakkında hadisi şeriflerden anlaşılmaktadır. Nebe Suresi de oldukça faziletli olan bir suredir. Mübarek gün olan Cuma günü ve mübarek ay olan Ramazan ayında okunması faziletlerini daha da arttırır.
Ramazan Ayında Nebe Suresi Okumanın Yararları ve Faziletleri
Amme Suresi kıymetli surelerden bir tanesidir ve tüm sureler çok kıymetlidir. Kırk ayet olan bu surede; Allah’ın insanlara vermiş olduğu nimetlere, kıyamet gününde meydana gelecek olan olaylara, Cehennemlik olan kimselere, Cehennemin şiddetine, Cehennem ehlinin pişmanlıklarına, Cennetteki bazı nimetlere yer verilmiştir. Ramazan ayında okunduğu takdirde kat be kat artan Nebe Suresinin faziletleri şunlardır:
Nebe Suresini okuyan kimse imansız şekilde ölmekten emin olur. Yüce Allah o kişinin rızkını genişletir ve bolca mükafatlar verir. O kişi ölmeden önce Cennet’teki yerini görür.
Nebe Suresini okuyan bir kişiye Allah kıyamet gününde soğuk bir içecek ikram eder.
İkindi namazlarının ardından Amme Suresini okuyan kişinin, Yüce Allah kıyamet günündeki azabını hafifletir.
Kim Nebe Suresini devamlı surette ikindi namazının ardından okursa, Allah o kişinin rızkını arttırır, ahiretteki yerini dünyada görmeden ölmez.
Amme Suresini gün doğarken okuyan kişi tüm afetlerden korunur.
Resulallah (sav); “Amme Suresini öğrenin ve öğretin. Amme Suresini okuyan kişiye Allah kıyamet gününde Kevser şarabından içirir” buyurmuştur.
Amme Suresi bir şeyin üzerine okunur ise o şey Allah’ın izni ile kaybolmaz, çalınmaz.
Nebe Suresi Türkçe Arapça Okunuşu ve Tefsiri
Nebe Suresinin ilk beş ayetinin tefsiri şu şekildedir; Bahsedilen “büyük haber” kıyamet haberidir. Herkesin amellerinin ve imanının sorgulanacağı o gündür. Mekkeli müşrikler kıyamet gününden haber geldiğinde herkes bir şeyler söyledi. Bir kısmı tamamen inkar etti, bir kısmı tereddütte kaldı. İşte bu noktada kendi içlerinde düştükleri ihtilaf, kafa karışıklığı durumu tasvir edilmiştir. Allah kıyamet günün geleceğine söz vermiştir. Elbette ahiret hayatını da getirmeye Allah’ın gücü yeter. Bu noktada tefekkür etmemiz için deliller ve nimetler sunulmuştur.
Altıncı ayette Allah’ın yeryüzünü döşek yapmasıyla ilgili “beşik” anlamı olduğu alimlerce bildirilmiştir. Dünyanın ahiret için bir gelişme ve terbiye yeri olduğu vurgulanmaktadır. Dünyadaki yaşamının uzunluğu ahiret yaşamının sonsuzluğu karşısında, yalnızca bir beşik hayatı yani çabuk gelip geçen bir bebeklik dönemi gibi olduğu belirtiliyor.
Yedinci ayette Allah’ın dağları yeryüzünü bir çadıra benzetirsek, çadırın yere tutunan kazıkları olarak tasvir edilmektedir. Çok büyük olan ve ağırlıkları da çok olan heybetli dağların yeryüzünü sağlam tuttuklarını, deniz sularının tüm yeryüzünü istila etmesini önlediklerini ve daha birçok faydası olduğunu bildirmiştir. Geri kalan ayetlerde Allah insanları dişi ve erkek olarak çift halinde yarattığını bildirmektedir.
Uyku nimetini yaratmasının nedenini bildirmiştir. Ardından gecenin ve gündüzün yaratılma amaçları ve hikmetleri bildirilmiştir. Göklerin yedi kat şekilde yaratıldığı, alev alev yanmakta olan ve parıl parıl parlayan lamba olarak güneşi yarattığını bildirmektedir. Allah’ın yağmurları yaratması, bitkilerin tohum halinden başlayıp büyümeleri anlatılır. Ardından ise kıyamet günü tasvir edilir.
Nebe Suresi Arapça Okunuşu
Bismillahirrahmanirrahim
1. Amme yetesâelûn(yetesâelûne).
2. Anin nebeil azîm(azîmi).
3. Ellezî hum fîhi muhtelifûn(muhtelifûne).
4. Kellâ se ya'lemûn(ya'lemûne).
5. Summe kellâ se ya'lemûn(ya'lemûne).
6. E lem nec'alil arda mihâdâ(mihâden).
7. Vel cibâle evtâdâ(evtâden).
8. Ve halaknâkum ezvâcâ(ezvacen).
9. Ve cealnâ nevmekum subâtâ(subâten).
10. Ve cealnâl leyle libâsâ(libâsen).
11. Ve cealnân nehâre meâşâ(meâşen).
12. Ve beneynâ fevkakum seb'an şidâdâ(şidâden).
13. Ve cealnâ sirâcen vehhâcâ(vehhâcen).
14. Ve enzelnâ minel mu'sırâti mâen seccâcâ(seccâcen).
15. Li nuhrice bihî habben ve nebâtâ(nebâten).
16. Ve cennâtin elfâfâ(elfâfen).
17. İnne yevmel faslı kâne mîkâtâ(mîkâten).
18. Yevme yunfehu fîs sûri fe te'tûne efvâcâ(efvâcen).
19. Ve futihatis semâu fe kânet ebvâbâ(ebvâben).
20. Ve suyyiratil cibâlu fe kânet serâbâ(serâben).
21. İnne cehenneme kânet mirsâdâ(mirsâden).
22. Lit tâgîne meâbâ(meâben).
23. Lâbisîne fîhâ ahkâbâ(ahkâben).
24. Lâ yezûkûne fîhâ berden ve lâ şerâbâ(şerâben).
25. İllâ hamîmen ve gassâkâ(gassâkan).
26. Cezâen vifâkâ(vifâkan).
27. İnnehum kânû lâ yercûne hısâbâ(hısâben).
28. Ve kezzebû bi âyâtinâ kizzâbâ(kizzâben).
29. Ve kulle şey'in ahsaynâhu kitâbâ(kitâben).
30. Fe zûkû fe len nezîdekum illâ azâbâ(azâben).
31. İnne lil muttakîne mefâzâ(mefâzen).
32. Hadâika ve a'nâbâ(a'nâben).
33. Ve kevâıbe etrâbâ(etrâben).
34. Ve ke'sen dihâkâ(dihâkan).
35. Lâ yesmeûne fîhâ lagven ve lâ kizzâbâ(kizzâben).
36. Cezâen min rabbike atâen hısâbâ(hısâben).
37. Rabbis semâvâti vel ardı ve mâ beynehumâr rahmâni lâ yemlikûne minhu hitâbâ(hitâben).
38. Yevme yekûmur rûhu vel melâiketu saffâ(saffen), lâ yetekellemûne illâ men ezine lehur rahmânu ve kâle sevâbâ(sevâben).
39. Zâlikel yevmul hakku, fe men şâettehaze ilâ rabbihî meâbâ(meâben).
40. İnnâ enzernâkum azâben karîbâ(karîben), yevme yanzurul mer'u mâ kaddemet yedâhu ve yekûlul kâfiru yâ leytenî kuntu turâbâ(turâben).
Nebe Suresi Anlamı
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla...
1. Birbirlerine hangi şeyi sorup duruyorlar?
2. O büyük haberi mi?
3. Ki kendileri hakkında anlaşmazlık içindedirler.
4. Hayır; yakında bileceklerdir.
5. Yine hayır; yakında bileceklerdir.
6. Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?
7. Dağları da birer kazık?
8. Sizi çift çift yarattık.
9. Uykunuzu bir dinlenme yaptık.
10. Geceyi bir örtü yaptık.
11. Gündüzü bir geçim-vakti kıldık.
12. Sizin üstünüze sapasağlam yedi-gök bina ettik.
13. Parıldadıkça parıldayan bir kandil (güneş) kıldık.
14. Sıkıp suyu çıkaran (bulut)lardan 'bardaktan boşanırcasına su' indirdik.
15. Bununla taneler ve bitkiler bitirip-çıkaralım diye.
16. Ve birbirine sarmaş-dolaş bahçeleri de.
17. Şüphesiz o hüküm (fasl) günü, belirlenmiş bir vakittir.
18. Sur'a üfürüleceği gün, artık siz dalga dalga geleceksiniz.
19. O sırada gök açılmış ve kapı kapı olmuştur.
20. Dağlar yürütülmüş, artık bir serab oluvermiştir.
21. Gerçekten cehennem, bir gözetleme yeridir.
22. Taşkınlık edip-azanlar için son bir varış yeridir.
23. Bütün zamanlar boyunca içinde kalacaklardır.
24. Orada ne serinlik tadacaklar, ne bir içecek.
25. Kaynar sudan ve irinden başka.
26. (İşlediklerine) Uygun olan bir ceza olarak,
27. Doğrusu onlar, hesaba çekileceklerini ummuyorlardı.
28. Bizim ayetlerimizi yalanlayabildikleri kadar yalanlıyorlardı.
29. Oysa Biz, herşeyi yazıp saymışızdır.
30. Şimdi tadın. Size artık azaptan başkasını arttırmayacağız;
31. Gerçek şu ki, muttakiler için 'bir kurtuluş ve mutluluk' vardır.
32. Nice bahçeler ve üzüm bağları.
33. Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
34. Dopdolu kadehler.
35. İçinde, ne 'boş ve saçma bir söz' işitirler, ne bir yalan.
36. Rabbinden bir karşılık olmak üzere yeterli bir bağış(tır bu).
37. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi Rahman olan (Allah); O'na hitap etmeye güç yetiremezler.
38. Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman'ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir.
39. İşte bu, hak gündür. Şu halde dileyen Rabbine bir dönüş yolu edinsin.
40. Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek.