Sofraları şenlendirecek 8 yöresel Ramazan lezzeti
Ülkemizin her bir köşesi birbirinden özel lezzetlere ev sahipliği yapıyor. Bu lezzetlerin bazıları Ramazan ayında sofraların baş köşesinde kendine yer buluyor. İşte iftar menülerini şenlendirecek 8 Ramazan lezzeti.
“Nerede o eski Ramazanlar” sözünü bugünlerde sıklıkla duyuyoruz. Eski Ramazan geleneklerinin tamamını yaşatamasak da farklı yörelerde iftar ve bayram sofralarındaki gelenekler farklı şekillerde de olsa devam ediyor. Birçok şehrimizde adeta Ramazan’ın gelişini simgeleyen özel lezzetleri iftar sofralarında baş köşede yer alıyor. İşte Türkiye’ye özgü 8 yöresel Ramazan lezzeti
KEŞKEK - KİLİS
Kilis’te Ramazan’ın ilk günü iftarda keşkek pişiriliyor. Tüm evlerde ilk iftar sofrasında mutlaka bulunan keşkekte dövme adıyla da bilinen buğday kullanılıyor. Kilis halkı, keşkek yapılırken kullanılan bu dövme buğdayın midelerinde Allah’ı zikreden bir tespih olduğunu düşünüyorlar. Bu nedenle de her yıl Ramazan ayının ilk orucunu keşkek ile açıyorlar. Keşkek bu yörede çömleğe konularak odun fırınlarında pişiriliyor. Ancak evde bu imkânı bulamayacağımız için nohut ve buğday bir gece önceden suya konup ertesi gün haşlanıyor. İçine haşlanmış koyun eti ve baharat eklenip düdüklü tencerede pişiriliyor. Ardından da tahta kaşıkla iyice ezilip kırmızı biberle eritilmiş tereyağı eklenip servis ediliyor.
KAHKE - GAZİANTEP
Dünyaca ünlü gastronomi şehri Gaziantep, Ramazan’da kahke geleneğini hala sürdürüyor. Geçmişte Gaziantepli kadınlar, Ramazan’da iftara gelen misafirlerine yemek sonrasında çayla ikram etmek için kahke adı verilen bu simidi yaparlarmış. Günümüzde kahke evlerde değil fırınlarda yapılıyor. Fırınlarda sadece Ramazan ayında görülen bir ürün olduğu için Antepliler kilolarca kahke satın alıyor. Ramazan kahkesi ya da Halep kahkesi isimleriyle de bilinen kahkede nohut mayası ve toz rezene kullanılıyor.
Gaziantep’te Ramazan ayında bir araya gelip imece usulü yapılan yemeklerden biri yuvarlama. Gaziantep uçak bileti alıp yuvarlama yemeye gidemiyorsak bile bu lezzeti evde deneyebiliriz. İftar yemeği için bir araya gelen kadınlar, oruçlarını açtıktan sonra masa başında toplanıyor, hep birlikte yuvarlama yapıyorlar. Her akşam farklı bir evde iftar için toplandıkları içinçevredeki tüm evler için yuvarlama yapılmış oluyor. Yuvalama adıyla da bilinen bu lezzet, un haline getirilen pirincin kıyma ve baharatlarla yoğrulup küçük köfteler haline getirilmesiyle hazırlanıyor. Köfteler notu ve etle pişirilip yoğurtla terbiyesi yapılıyor. Servis yaparken üzerine kuru nane ile eritilmiş yağ gezdiriliyor.
KÜLÜNÇE - ŞANLIURFA
Külünçe, Şanlıurfa’daRamazan ayında yapılan baharatlı bir hamur işi. Şanlıurfalı kadınlar Ramazan’ın son günlerinde bayram hazırlıklarına başlarken bir araya gelip külünce yaparlarmış. Bayram sabahında da misafirliğe gelenlere külünce ikram edilirmiş. Günümüzde yine külünce, fırınlarda yapılıyor ve kilolarca satılıyor. Misafirlerine bu lezzeti sunmak isteyen Şanlıurfalılar da fırınların yolunu tutuyor. İçinde toz rezene, mahlep, tarçın bulunan bu lezzetin sırrı külünce baharatı denilen karışımdan geliyor.
MAHLUTA ÇORBASI - ANTAKYA
Antakya’da mahluta olmayan masaya iftar sofrası denmez. Başta malzemeleri duyunca kırmızı mercimek çorbasına benzetilen mahluta, aslında çok farklı bir tarif ve sofralarda çoğu zaman başrol oynuyor. İçine ekmek koyularak adeta bir ana yemeğe bile dönüştürülüyor. İçinde mercimeğin yanı sıra pirinç de bulunan mahluta et ya da tavuk suyuyla pişiriliyor. Baharat olarak karabiber, kimyon, kişniş, tarhun, defne yaprağı ekleniyor.
YÜKSÜK ÇORBASI - ADANA
Anadolu’nun birçok ilinde çok sevilen yüksük çorbası, Adana’da yöresel bir lezzet olarak tüketiliyor. Özellikle de Ramazan ayında iftar sofraları için akla ilk gelen lezzet oluyor. Birlikte mantı açan ev halkının başına oturmuşken bol bol yapıp buzluğa koyduğu mantılar, Ramazan ayında bu çorba için buzluktan indiriliyor. Et suyu, salça ve tereyağıyla hazırlanan karışıma mantı, nane ekleniyor. Mantılar haşlanınca içine haşlanmış nohut, tuz ve limon ilave ediliyor.