Şems Suresi Türkçe Arapça okunuşu ve tefsiri! Şems Suresi okumanın yararları ve faziletleri
Mekke döneminde inen Şems Suresi 15 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “eş Şems”kelimesinden almıştır. Şems, güneş demektir. Sûrede bazı önemli kozmik varlıklara ve olaylara yemin edilerek insan tabiatına hem iyilik hem kötülük eğilimlerinin yerleştirildiği bildirilmiş; bu eğilimlerini doğru kullanmayanların akıbetine örnek olmak üzere Semûd kavminin helâk edilişi anlatılmıştır. Peki, Şems Suresi okumanın yararları ve faziletleri ne? Şems suresi ne için okunur? Eş şems ne demek? Şems Suresinin okunuşu, anlamı ve tefsiri
Şems, Arapçada güneş ve nur anlamına gelir. Kuran'ı Kerim'de Beled Suresinden sonra gelen Şems Suresi, 15 ayetten oluşur. İlk ayette, güneşin üzerine yemin edildiği için sureye bu isim verilmiştir. Şems Suresinde Semud kavminin neden ve nasıl helak edildiğini anlatılmaktadır.
ŞEMS SURESİ TÜRKÇE ARAPÇA OKUNUŞU
1- Veşşemsi Duhaha
Yemin olsun güneşe ve onun aydınlattığı sabaha.
(Allahu Teala, diğer ayetlerde asra, incire ve zeytine de yemin eder.)
2- Velkameri İza Telaha
Onu izleyen Ay'a
(Eski çağlarda, diğer gezegenler gibi Ay'ın ve Güneş'in de sabit olduğuna inanılırdı. Ancak bundan 1500 sene öncesinde nazil olan Kuran'ı Kerim'de ayın hareket ettiği ve güneşi takip ettiği yazılıdır. Bu da Kuran'ı Kerim'deki sayısız mucizelerden biridir.)
3- Ven Nehari İza Cellaha
Yemin olsun gündüze
4- Velleyli İza Yegşaha
Ve onun üzerini örten geceye
5- Ves Semahi Ve Ma Benaha
Yemin olsun göğe ve onu inşa edene.
(Allahu Teala Bedi'dir. O eksiksiz bir şekilde inşa edendir. O Sani'dir. En güzel şekilde yaratır. Allah'ın Esma-i Hüsna'da yaratmakla ilgili birçok ismi vardır. Diğer isimleri Halik, Fatır, Hallak, Ed- Dar ve En-Nafi'dir.)
6- Vel'erdi Ve Ma Tahaha
Yeryüzüne ve onu yayana.
7- Ve Nefsin Ve Ma Sevvaha
Nefse ve ona son şeklini verene
(Nefs, hem can ve varlık, hem de bedenin istekleri anlamına gelir. İslam tasavvufuna göre nefsin birçok derecesi vardır. İnsana sürekli günah işleten nefse, nefs-i emmare denir. Dünyevi isteklerden arınan ve sadece ahiret için yaşayan kişilere ise nefs-i kamil ya da insan-ı kamil denir.)
8- Fe Ellemeha Fucuraha ve Tekvaha
Nefse kötülük ve iyiliğin ne olduğunu öğretene
(Allahu Teala, insana akıl ve irade vermiştir. Akıl ve irade sayesinde insan, neyin iyi ve kötü olduğunun ayrımına varabilir.)
9- Kad Efleha Men Zekkaha
Nefsini kötülüklerden arındırıp Hakka yönelen kurtulmuştur.
(İnsanın nefsi sürekli daha fazlasını ister. Mümin kullar, ibadet ederek nefsini terbiye edebilir ve tüm kötülüklerden uzak durabilir. Nefsinin isteklerine göre hareket eden kişiler ise Allah'ın emirlerine uymazlar ve haram yemekten kaçınmazlar. Çünkü onlar için nefsin isteklerini karşılamak her şeyden daha önemlidir.)
10- Ve Kad Habe Men Desaha
Nefsine uyup kendini alçaltan kişi ise hüsrana uğrayacaktır.
(Dünyevi isteklerin tamamı gelip geçicidir. Önemli olan sonsuza kadar yaşayacağımız ahiret hayatıdır. Mahşer gününde hüsrana uğramamak için dünya için değil ahiret için yaşamalıyız.)
11- Kezzebet Semudu Bitagvaha
Semud kavmi, doğru yoldan saptığı için ayetlerimizi ve gönderdiğimiz peygamberleri yalanlamıştı.
12- İzinbease Eşkaha
Onların arasından biri deveyi kesmek için ileri atılmıştı.
13- Fekale Lehum Rasulu İlahi Nakatellahi ve Sukyaha
Allah'ın elçisi, ''deveye dokunmayın. Bırakın su içsin demişti''
14- Fekezzebuhu Fe Akaruha Fe Demdeme Aleyhim Rabbuhum Bizenbihim F Sevvaha
Peygamberin uyarısına rağmen onu dinlemediler ve deveyi kestiler. Allah da bu kavmi lanetledi.
15- Ve La Yehafu Ukbaha
Halbuki bu kavim başına geleceklerden hiç korkmuyordu.
ŞEMS SURESİ OKUMANIN YARARLARI VE FAZİLETLERİ
1- Şems Suresi, helak edilen kavimlerin akıbetini hatırlamamıza vesile olur ve nefsin aşırı isteklerinden korunmamızı sağlar.
2- Yatsı namazından sonra 99 kere Şems Suresini okumak, okuyanın ilmini arttırır.
ŞEMS SURESİ TEFSİRİ
Bu tür doğal varlıklar ve olaylar üzerine yemin edilmesi hem evrenin genel düzenine, bunun insanlar için taşıdığı faydalara ve bu düzeni yaratıp yaşatan ilâhî kudretin büyüklüğüne hem de sonraki âyetlerde ele alınan konunun önemine dikkat çekmeyi amaçlar. “Kuşluğu” diye çevirdiğimiz duhâhâ tamlamasına “güneşin ışığı, aydınlığı, sabah vakti, gündüz” gibi mânalar da verilmiştir (Şevkânî, V, 524). Ayın yani ışığının güneşin ardından gelmesi, ışığını ondan almasını veya güneş batınca ardından ayın doğmasını yahut ayın ilk göründüğü hilâl durumunu ifade eder. 7. âyette insan (nefs) üzerine yemin edilmesi onun fıtrî üstünlüğüne işaret eder. “Nefsin (insanın özü olarak) şekillendirilip düzenlenmesi”nden maksat ona maddî ve mânevî güçlerin yerleştirilmesi, her gücün yapacağı görevin tayin edilmesi ve nefse bu güçleri kullanacak organların verilmesidir. 8. âyetteki fücûr her türlü kötülüğü, günah ve sapmayı; âyette fücûrun karşıtı olarak kullanılan takvâ ise burada doğruluk, iyilik ve hak yolda kararlılığı ifade eder. Aynı âyetteki elheme fiilinin masdarı olan ilham, bu bağlamda fücûr ve takvâ kelimeleriyle birlikte değerlendirildiğinde, “Allah Teâlâ’nın insanın fıtratına doğru ve yanlışı, iyilik ve kötülüğü, günah ve sevabı bilme, tanıma, ayırt etme, birini veya diğerini seçip yapma gücü ve özgürlüğü vermesi”; dolayısıyla “insanın her türlü deney ve öğrenimden önce, apriorik olarak bu yeteneklerle donanmış bulunması” şeklinde açıklanabilir. Böylece Kur’an’ın insan anlayışının bir özeti sayılabilecek olan 7-8. âyetler, insanın ahlâkî bakımdan çift kutuplu bir varlık olduğunu, iyilik veya kötülük yollarından dilediğini seçebilecek bir tabiatta yaratıldığını ve onun kurtuluş veya mahvoluşunun bu seçime bağlı bulunduğunu göstermektedir.