Gazete Vatan Logo

Sakal-ı Şerif ve Hırka-i Şerif online olarak görülebilecek! Sakalı Şerif online ziyaret nasıl yapılır?

Ramazan bu yıl corona virüsün gölgesinde başladı. Ramazan öncesi camilerin kapatılmasıyla birlikte teravih namazları da bu sene camilerde kılınamıyor. Her yıl Ramazan ayında en çok ziyaret edilen yerlerin başında Hırka-ı Şerif ve Sakal-ı Şerif'in olduğu camiler ve müzeler geliyordu. Ancak bu sene camilerin kapalı olması ve sokağa çıkma kısıtlamaları nedeniyle Hırka-ı Şerif ve Sakal-ı Şerif'te canlı olarak görülemeyecek. Ancak dijitalten online olarak Sakal-ı Şerif ve Hırka-i Şerif'i görebilirsiniz. Peki, Sakalı Şerif online ziyaret nasıl yapılır? İşte kutsal emanetler, Hırka-ı Şerif ve Sakal-ı Şerif ziyaretleri ve detaylı bilgiler...

Sakal-ı Şerif  ve Hırka-i Şerif online olarak görülebilecek! Sakalı Şerif online ziyaret nasıl yapılır?

Ramazan ayı corona virüs salgını nedeniyle evlerde geçiyor. Ramazan ayına ait gelenekler, ibadetler ve ziyaretler bu yıl gerçekleştirilemiyor. Her yıl ramazan ayında ziyarete açılan Hırka-i Şerif ve Sakal-ı Şerif de bu yıl salgın nedeniyle yapılamıyor. Ancak Hırka-i Şerif ve Sakal-ı Şerif online olarak görebilirsiniz. Peki, Hırka-i Şerif ve Sakalı Şerif online ziyaret nasıl yapılır? İşte detaylar...

Kutsal Emanetler, Topkapı Sarayı'ndaki Has Oda'da 500 yıldır korunuyor ve sergileniyor.

Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferinin ardından İstanbul'a getirilen, sonraki dönemlerde sayısı sürekli artarak paha biçilmez bir hazine haline gelen "Kutsal Emanetler", 500 yıldır korunduğu ve sergilendiği Topkapı Sarayı'ndaki Has Oda'da, ramazan ayında en çok ziyaretçi çeken alanlardan biri. Bu yıl corona virüs nedeniyle kutsal emanetlere ziyaretler gerçekleştiremiyor. Ancak dijital ortamda Kutsal Emanetler'i özellikle de Sakal-ı Şerif ve Hırka-i Şerif'i görmek mümkün. Pek çok müzenin sanal görünümü internette yer alıyor. Topkapı Sarayı'nın da sanal görünümü özellikle kutsal emanetler bölümü de sanal olarak görülebiliyor.

Haberin Devamı

Hz. Muhammed'in hırkası, sakalı, Uhud Savaşı'nda kırılan dişinin saklandığı mahfaza, ayak izi, mektupları, oku ve kılıcı, su içtiği kabı, Hz. İbrahim'in tenceresi, Hz. Musa'nın asası, Hz. Davud, Hz. Ali, Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'in kılıcı, Hz. Yusuf'un cübbesi, Hz. Fatma'ya ait gömlek, hırka, seccade ve sandık gibi Peygamber asrının kokusunu ve bereketini bugüne taşıyan yüzlerce emanet, Topkapı Sarayı Kutsal Emanetler Dairesi'nde sergileniyor.

Peygamberlerin özel eşyalarının yanında Mekke ve Medine'ye ait parçalardan oluşan eserlerin de teşhir edildiği Kutsal Emanetler Dairesi, 24 saat okunan Kur'an-ı Kerim eşliğinde ziyaretçileri ağırlıyor.

Sakal-ı Şerif  ve Hırka-i Şerif online olarak görülebilecek Sakalı Şerif online ziyaret nasıl yapılır

HIRKA-İ ŞERİF GELENEĞİ

Ramazan ayının on beşinci günü üst düzey devlet görevlileri Topkapı Sarayı’nda toplanarak saray görevlileri tarafından Mukaddes Emanetler Dairesi’ne büyük bir alay eşliğinde gelirdi. Daha sonra Padişah gelir, gümüş şebeke içinde yer alan sandukanın kilidini açarak Hz. Muhammed’in hırkasını çıkarırdı. Kur’ân-ı Kerîm okunur, davetliler sıra ile hırkanın sağ omuz başına konan destimâl-i şerifi öperlerdi. Bu Destimal-i Şerif davetlilere hediye edilirdi.

Haberin Devamı

Hz. Muhammed (s.a.v.), muhtelif zamanlarda kalplerini İslâm’a ısındırmak yahut kendilerine iltifat etmek istediği üç kişiye, giydiği hırkayı hediye etmiştir. Hırkalardan birisi Moğol istilâsında yok olmuş diğer ikisi ise günümüze kadar ulaşmıştır ve her ikisi de İstanbul’da bulunmaktadır. Hediye edilen hırka, İstanbul’a kadar gelmiş, şimdi Topkapı Sarayı’nda bulunmaktadır.

Veysel Karanî’ye hediye edilen hırka ise İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunmakta ve Sultan Abdülmecid’in yaptırdığı Hırka-i Şerîf Camii’nde muhafaza edilmektedir.

Has Oda, Fatih Sultan Mehmed döneminde padişahın Enderun avlusundaki özel dairesi olarak yapılmış ve 16. yüzyılın ortalarına kadar Osmanlı sultanları tarafından ikamet amacıyla kullanılmıştır. Cülûs töreninde tahta çıkacak olan padişahın önce buraya girdiği, dua ettiği ve Has Odalıların biatlarını kabul ettikten sonra tören için dışarı çıktığı da bilinmektedir. İki katlı ve dörtlü mekân düzeninde olan Has Oda’nın duvarları 16. yüzyılın ikinci yarısına ait, İznik üretimi kaliteli çini panolarla kaplanmıştır. Has Oda’daki saltanat tahtının konulduğu gümüş şebeke ise Sultan IV. Murad (1623-1640) döneminde yapılmıştır. Has Oda’da bulunan Mukaddes Emanetler Dairesi, Yavuz Sultan Selim’in Halife olduğu 16. yüzyıldan 19. yüzyıl sonlarına kadar Osmanlı padişahlarına çeşitli tarihlerde gönderilen dinî eserlerden oluşmaktadır.

Haberin Devamı

Sakal-ı Şerif  ve Hırka-i Şerif online olarak görülebilecek Sakalı Şerif online ziyaret nasıl yapılır

KUTSAL EMANETLER NASIL İSTANBUL'A GELDİ? SAKAL-I ŞERİF NEREDE?

Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethi (1517) ile Hilafet, Abbasilerden Osmanlı padişahlarına geçmiştir ve bu olayın ardından, son Abbasi Halifesi III. Mütevekkil, Hz. Peygamber’in Hırkası (Hırka-i Saadet) da bunlara dâhil olmak üzere halifelik alameti sayılan kutsal emanetleri Yavuz Sultan Selim’e devretmiştir. Kutsal emanetlerin İstanbul’a gönderilmesi, daha sonra da devam etmiştir. Özellikle Vehhabi’lerin kutsal mekân ve eşyalara saldırılarının arttığı dönemlerde kutsal emanetler, daha iyi korunabilmeleri amacıyla peyderpey Mukaddes Emanetler Dairesi’ne gönderilmiştir. Bunun yanı sıra, Birinci Dünya Savaşı sırasında da, Medine’deki kutsal emanetler yine aynı amaçla Topkapı Sarayı’na gönderilmiştir.

Haberin Devamı

KUTSAL EMANETLER ARASINDA NELER VAR?

16. yüzyıldan 20. yüzyılın ilk yarısına kadar toplanan mukaddes emanetlerin en önemlileri arasında Hz. Muhammed’in hırkası, sakalı, Uhud Savaşı’nda kırılan dişinin saklandığı mahfaza, mektupları, oku ve kılıcı yer almaktadır. Ayrıca, Hz. Muhammed’in bastığı sert zemin üzerinde mucizevi bir şekilde ayak izini bıraktığı rivayet edilir ve Topkapı Sarayı’nda muhafaza edilen altı adet ayak izi, bu konuda belge olarak gösterilen izlerdendir.

Diğer peygamberlere ve ashabına ait emanetlerin arasında ise Hz. İbrahim’in tenceresi, Hz. Davud’un kılıcı, Hz. Yusuf’un cübbesi, ashaba ait kılıçlar ile Hz. Fatma’ya ait gömlek, hırka, seccade ve sandığın yanı sıra Hz. Musa’nın asası bulunmaktadır. Hz. Musa’ya atfedilen mucizelerden kimileri bu asayla ilgilidir. Firavun’a yönelttiği asasının yılana dönüştüğü, asasıyla bir kayaya vurduğunda kayadan su çıktığı ve asasını Kızıldeniz’e dokundurduğunda denizin ikiye ayrıldığı rivayet edilir.

İslam Halifeleri olarak Kâbe’nin bakım ve onarımını üstlenen Osmanlı padişahları, Kâbe’nin içindeki altın şamdanlar, buhurdanlıklar, güladbanlar, lambalar, askılar ve Kur’an-ı Kerim kopyalarının sağlanması ve yenilenmesinden sorumluydular. Zaman içinde yenileriyle değiştirilen bu değerli nesneler Saray’a geri getirilirdi. Mukaddes Emanetler koleksiyonunda bu nesnelerin örnekleri de yer almaktadır. Ayrıca, Osmanlı padişahlarının Kâbe’ye yaptırmış oldukları anahtar, oluk, kapı ve Hacerü’l-esved (Kâbe’nin duvarında bulunan, meşhur kara taş) mahfazası, Hırka-i Saadet ve Sakal-ı Şerif mahfazaları da koleksiyonun bir diğer bölümünü oluşturmaktadır.

Koleksiyonda ayrıca Mescidi Nebevi’nin ve Kudüs’deki Taş Kubbe’nin birer maketi, beyaz opalden yapılmış ve kırmızı mühürle mühürlenmiş zemzem suyu şişeleri, Kerbela’dan getirilmiş toprak, Kur’an-ı Kerim’den surelerin yazılı olduğu plakalar, Kur’an-ı Kerim rahleleri, gümüş kâseler, seccadeler, Has Oda’da kullanılan buhurdanlar ve gümüş saplı süpürge de yer almaktadır.

OSMANLI GELENEĞİ SÜRDÜRÜLÜYOR

Osmanlı padişahları her yıl Ramazan ayının on üçüncü ve on dördüncü günlerinde Has Oda’nın içinde bulunan eşyaların ve çinilerin gülsuyuyla ıslatılmış doğal süngerlerle yapılan temizliğine bizzat iştirak ederler, seferde veya çok hasta olmaları durumunda ise yerlerine bir vekil tayin ederlerdi. Bu temizliğin ardından Ramazan ayının on beşinci günü padişah ve devlet erkânı Hırka-i Saadet’i özel bir merasimle ziyaret ederdi.

Yavuz Sultan Selim’in Hırka-i Saadet’i Has Oda’ya getirmesiyle birlikte başlayan 40 Has Odalı ağanın Hırka-i Saadet başında 24 saat Kur’an-ı Kerim okuması geleneği Osmanlı döneminde olduğu gibi, Cumhuriyet’le birlikte Saray müze olduktan sonra da devam ettirilmiştir. Silahdar Hazinesi’nin ilk kısmında, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından görevlendirilen hafızlar, Kur’ân-ı Kerim okumayı sürdürmektedirler.