Ramazan'da seferi olmak ne demek? Hangi durumlarda seferi olunur? Seferiler oruç tutmalı mı?
Ramazan ayının gelmesiyle en çok merak edilen konular arasında seferi olma durumu yer almaktadır. Seferi olmak ne demek ya da nasıl olunur ve bu dönemde oruç tutulmalı mı soruları internet üzerinden çok sık araştırılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesi altında bu soruların cevapları verilmiş durumda. Hangi durumlarda seferi olunur ya da oruç tutma durumu nedir detaylı olarak öğrendikten sonra seferi hak ve hükümleri kullanılabilir.
Pek çok kişi tarafından seferi kavramı en çok Ramazan ayı geldiği zaman araştırılıyor. İlk sırada yer alan bu konu hakkında bilgi almak isteyen pek çok kişi Diyanet İşleri Başkanlığının verdiği bilgileri öğrenmeye çalışmaktadır. Bu doğrultuda dinen sefer sayılacak bir mesafe üzerinden yola çıkmak suretiyle, ikamet ettiği yerleşim noktasında çıktığı an itibariyle misafir kabul edilir. Bu kişi böylece yolculuk ruhsatı ve hükümlerinden yaralanmaya başlar.
Ramazan'da Seferi Olmak Ne Demek?
Ramazan ayı süresi içerisinde seferi olmak ne demek pek çok kişi tarafından merak edilmekte ve araştırılmaktadır. Bu doğrultuda, ‘’Merğinani, el-hidaye, II, 101’’’e göre; dini açıdan sefer sayılacak bir mesafedeki yere gitmek için yola çıkıldığı zaman, yaşadığı yerleşim yerinin meskun mahalinden uzaklaştı vakit, birey misafir hükmüne girmiş sayılır. Bu doğrultuda kişi yolcu hüküm ve ruhsatlarından faydalanma hakkını elde etmiş olur.
Özellikle günümüzde artık pek çok farklı yer bu konuda uzun mesafe sebebiyle sefer haline gelmiş durumda. Buna en iyi örneklerden biri İstanbul’un semtleri arasındaki mesafe ele alınabilir. Bu sebepten dolayı araçları ile ikamet ettiği noktadan ayrılarak, İstanbul'daki pek çok farklı semte ulaşan kişiler seferi sayılır. Bu sayede haklarında seferilik hüküm ve ruhsatları sabit hale gelir. Eğer bu yolculuk otobüs, tren, gemi ya da uçak gibi yerlerden gerçekleşecek ise; başlangıç noktası olarak otogar, gar, havalimanları ve limanlar esas olarak alınmaktadır.
Hangi Durumlarda Seferi Olunur?
Dini açıdan sefer sayılacak bir mesafeyi kat etmek kişiyi seferi olarak sayar. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın gösterdiği mesafe kapsamında özellikle İstanbul'un pek çok farklı arasındaki mesafe seferi olarak geçmektedir. Birey aracıyla evinden yola çıkıp bu mesafeyi geçtiği andan itibaren seferi hüküm ve ruhsatları içerisine girmiş olur. Bu mesafe en az doksan kilometre (90 km) şeklinde geçmektedir.
Bir yere ulaşmak isteyen kişi geceden oruç adına niyet etmeyebilir. Ancak gece niyet etmesinin ardından eğer gündüz vakti yola çıkılırsa, meşru bir mazeret bulunmuyorsa orucunu bozmamalıdır. Herhangi bir mazeret bulunmuyorsa başlanmış olan ibadetin, yani tutulan orucu tamamlanması gerekir. Bu kural ve kaideleri taşıyan kişiler seferi olma hak ve ruhsat ile hükümlerini sahip olmaktadır.
Seferiler Oruç Tutmalı mı?
Şehirlerarası mesafeler günümüzde yolculuk hakkında oldukça uzun süreler ortaya çıkarıyor. Bu süreler sadece şehirlerarası değil İstanbul örnek alındığında ilçeler arası dahi oldukça uzun yaşanmaktadır. Bu doğrultuda en az doksan kilometre (90 km) olmak suretiyle, seferiler oruç tutmanın hüküm ve ruhsatlarını elde edebilmektedir. Geceden yola çıkacak pek çok kişi niyet etmeme hakkına sahip olur. Bu doğrultuda seferi bir mazeret olarak sayılır. O yüzden orucunu seferi olduktan sonra eğer bozarsa, kendisi için kefaret gerekmez ve bunun adına yalnızca kaza gerektirir.
Örneğin Hazreti peygamberin (S.A.V) Mekke'nin fethi adına yola çıkıldığı zaman oruçlu olduğu sırada, Kadid ismi ile bilinen yere vardığında orucunu bozmuştur. Bu durum savaş hakları gereği olarak nitelendirilir. Yani diğer bir deyişle mesafe üzerinden seferi olarak kabul edilir. Böyle durumlarda seferi olan kişi ruhsat ve hükümlere sahip olarak orucunu bozabilir.