Ramazanda camilere asılan ışıklı yazı nedir, ramazanda minarede yanan ışığın adı ne? Ramazan ayında camilerde iki minare arasında asılan ışıklı yazı neden asılır?
Ramazanda camilere asılan ışıklı yazıya ne denir, camilerde iki minare arasında asılan ışıklı yazı neden asılır? Ramazan ayı heyecanı başladı. Ramazan ayının sevinci yaşanırken ramazan ayına ve oruca dair soruların da ardı arkası kesilmedi. Ramazanda camilere asılan ışıklı yazı da bu kapsamda merak edilen konu başlıklarından biri oldu. Peki, Ramazanda minarede yanan ışığın adı ne? Ramazan ayında camilerde iki minare arasında asılan ışıklı yazı neden asılır?
11 ayın sultanı Ramazan geldi çattı. Camiler Ramazan'a uygun şekilde süslenecek, ibadetler yapılacak. Camilerin Ramazan ayında ışıklı yazılarla süslenmesi ise bu yıl yeniden gündeme geldi. Peki, Ramazanda camilere asılan ışıklı yazı nedir?
Ramazanda camilere asılan ışıklı yazı nedir?
Ramazanda camilere asılan ışıklı yazı mahyadır. Osmanlılar’ın ilk mahyayı ne zaman kurdukları bilinmemektedir. Ancak 1578’de İstanbul’a gelen Alman seyyahı Schweigger’in seyahatnâmesinde yer alan bir tasvirde minareler arasındaki bir mahya açıkça görülmektedir.
Farsça mâh "ay" isminden Arapça -iyye ekiyle oluşturulmuş Osmanlıca mâhiyye (aylık, aya mahsus) kelimesinin günümüz Türkçe’sindeki şeklidir.
Ramazan ayında camilerde iki minare arasında asılan ışıklı yazı neden asılır?
Tarihte ilk mahya Sultan 1. Ahmet döneminde kullanıldı. 14. Osmanlı padişahı 1. Ahmet'in yaptırdığı ve kendi adıyla anılan camide ilk defa kullanılan mahya, kandillerle ışıklandırılmıştı. 1616 yılında hattat Hafız Kefevi tarafından padişaha sunulan mahya, Sultanahmet Camii'ne asıldı.
Ramazan aylarında camilerin minareleri arasına gerilen ışıklı yazı şeritlerine mahya, bu yazıları hazırlayan sanatçıya da mahyacı denir.
Eskiden mahyacılık, büyük bir ustalık isteyen gerçek bir sanat dalıydı. Bu alanda yetişmiş büyük ustalar, yerlerini alacak olan çıraklara işin bütün inceliklerini öğretirlerdi. Mahya kurmak için, caminin en az iki minareli olması gerekir.
Eskiden böyle büyük camilerde, iki minare arasına ip veya teller gerilir, mahya ustası da, genellikle zeytinyağ doldurulmuş kandilleri veya mumlu fenerleri ipin üzerine dizerek istediği dinî yazıyı yazar, hatta resimler yapardı. Bütün ramazan boyu bu kandiller, rüzgâra rağmen geceleri pırıl pırıl yanardı. Camilerin elektrikle aydınlatılmaya başlamasından sonra, mahyacılık kolaylaştı ve ayrı bir sanat olmaktan çıktı. Kandil yerine renkli elektrik ampulleriyle ve yeni yazıyla mahya kurma geleneği bugün hâlâ sürdürülüyor.