Oruçluyken susamamak için ne yapmalıyız? İşte Ramazanda susatmayan yiyecekler ve içecekler

Ramazan ayı, kişinin beslenme alışkanlıklarını tamamen değiştirdiği uzun bir süreçtir. Özellikle bahar ve yaz aylarında tutulan oruçlar, açlık ve susuzluğun daha fazla hissedilmesine sebep olabiliyor. Dolayısıyla oruç tutma niyetinde olanlar Ramazan ayı gelmeden hemen önce susuzluğun çarelerini, susamayı önleyecek beslenme önerileri araştırmaya başlıyor. Özellikle sahurda birkaç noktaya dikkat ederek oruçluyken hissedilen susuzluk büyük bir oranda azaltılabilir.

ORUÇLUYKEN SUSAMAMAK İÇİN NE YAPMALIYIZ?

Ramazan boyunca hem iftar hem de sahurda tüketilen yiyecekler gün boyu açlığın ve susuzluğun önüne geçebiliyor. Özellikle de iftardan sonra içilen içeceklerin saatine dikkat edilmesi gerekiyor. Uzmanlar, çay ve kahve gibi kafeinli içeceklerin oruç açıldıktan en az 1 saat kadar sonra tüketilmesini tavsiye ediyor. Çünkü kafein içerikli ürünler ve içecekler vücudun su dengesini bozuyor.

İftarda ve sahurda tüketilen yemeklerin porsiyonu da gün içinde ihtiyaç duyulan susuzluğa doğrudan etki edebiliyor. Bu yüzden uzmanlar tarafından iftar ve sahur öğünlerinde kontrollü ve yavaş yemek tavsiye ediliyor. Yeterli miktarda beslenmek susuzluğu azalttığı gibi sindirim sistemini de rahatlatmaya yardımcı olabilir.

SAHURDA NE YENMELİ? İŞTE SUSATMAYAN YİYECEKLER VE İÇECEKLER

Ramazan boyunca susamanın önüne geçebilmek için oruç açıldıktan sonra, vücudun ihtiyacı olan sıvı miktarının alınması önem taşıyor. Sebze, meyve, ev yapımı meyve suları ve süt ürünleri uzun süren oruçluluk halinin ardından susuzluğun giderilmesine yardımcı olabilir. Ramazanda özellikle taze meyveler ve yeşil yapraklı sebzeler, lifli yapıları sayesinde gün boyu tokluk hissi veriyor. Bunun yanı sıra bu besinlerdeki sıvı miktarı da ihtiyaç duyulan suyun bir kısmını karşılamaya yardımcı olabilir.

İftar sonrasında ya da sahur vaktinde oruç tutanların gazlı içecek ve hazır meyve sularına yöneldiği sıklıkla görülür. Ancak bu içecekler aşırı oranda şeker içerdiği için susuzluk seviyesini daha da artırabilir. Gazlı içecek ve diğer hazır paketli ürünlerin yerine ev yapımı meyve sularını tercih edebilirsiniz. Meyve suyu hazırlamak için vakti olmayanların da su ve maden suyu tüketmesi tavsiye ediliyor.

Sahurda tüketilen süt ve yoğurt gibi besinlerin de susuzluk üzerinde etkisi olduğu biliniyor. Buna göre, sahurda süt içilmesi ya da yoğurt yenilmesinde herhangi bir sınırlandırma bulunmuyor. Ancak tercih edilen ürünlerin yağ içeriğinin az olmasına özellikle dikkat edilmesi gerekiyor.

RAMAZAN’DA SUSAMAMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

Ramazan ayı boyunca daha az susamak için yapılması gereken başlıca iki kural var. Bunlardan ilki, iftardan sonra yeterli sıvı tüketmektir. Sağlıklı bir vücudun dengesi için temel şartlardan biri sudur. Organlar ve diğer sistemler açısından oldukça önemli olan su, özellikle oruç tutulan zamanlarda daha kritik bir rol oynuyor. Bu sebeple, gün içerisinde susuzluk çekmemek için iftar ile sahur arasında aralıklarla su tüketilmesi önem taşıyor. Bu iki öğün arasında kişinin yaklaşık 2 veya 2.5 litre su içmesi öneriliyor.

İftardan sonra aşırı tüketilen çay ve kahveyle vücudun sıvı ihtiyacının tamamlandığı düşünülür. Ancak bu yaygın olarak bilinen bir yanlıştır. Kafeinli içecekler, hücrelerin ihtiyaç duyduğu su ihtiyacını karşılamıyor. Bu sebeple de çay ve kahvenin olabildiğince az tüketilmesi gerekiyor.

Sahurda tüketilen yemeklerin pişirilme tekniği ise susuzluk üzerindeki ikinci faktördür. Yağlı ve baharatlı yemekler normal günde olduğu gibi, oruçluyken de daha fazla su ihtiyacı yaratıyor. Bu sebeple olabildiğince hafif ve yağsız besinlere yönelmek sağlık açısından da dikkat edilmesi gerekenlerin başında geliyor. Sucuk ve kırmızı et gibi besin gruplarının da sahur sofralarından mümkün olduğunca uzak tutulması tavsiye ediliyor. Farklı kuruyemiş çeşitleri de Ramazan ayında yardım alınabilecek besin grupları arasında. Ancak kuruyemiş tüketmek isteyen kişilerin tuz içeriği düşük olan kuruyemişlere yönelmesi tavsiye ediliyor. Çünkü tuz içeriği fazla olan yemişler, gün içerisinde hissedilen susuzluğu daha çok tetikliyor.